Büyük zenginliği yakalamak…
Üretim, ulaşım ve iletişim teknolojilerindeki gelişmeler yaşam biçimlerini ve yaşam tarzlarını değiştiriyor.
Bugünün penceresinden baktığımızda, tarih boyunca sert gücün kaynağı olan orduların bile hızla değiştiğini gözlüyoruz: Ordular güçlerini, “insan gövdesi” odağından, “insan aklı” odağına kaydırıyor. İnsansız uçaklar, çok uzaktan nokta vuruşu yapan güdümlü füzeler, asker postalının değmesine gerek olmaksızın düşman topraklarındaki kaynaklarını yok edebilen sistemler geliştiriliyor.
Ordular kadar, zenginliğin kaynağı olan mal ve hizmet üretiminin örgütlenmeleri, yani iş dünyası da değişiyor. İvan Krastev’in altını çizdiği gibi, seçmen-yurttaş, asker-yurttaş, işçi-yurttaş, tüketici-yurttaş kavramlarının geçmişteki içerik ve anlamları hızla farklılaşıyor. Tarım Toplumu aşamasında insan gücü, hayvan gücü, rüzgar gücü, su gücü ve toprağın verimine dayalı zenginlik algısı yaşamı biçimlendiriyordu. Sanayi Toplumu aşamasında “emek-sermaye eksenli” karar ve kurumlar güçlerini artırdı; sendikalar, emek-sermaye kaynaklı ideolojilere dayalı siyasi örgütlenmeler temel karar ve kurumları yaratan güç haline geldi. Bilgi Toplumu aşamasında mal ve hizmet üretiminde “yaratıcı- girişimci insan gücü odaklı” gelişmelere tanıklık ediyoruz; alın teri döneminin kapanmakta olduğunu, akıl terinin önem kazandığını hep birlikte gözlemliyoruz.
Çağımızda zenginlik yaratmanın kaynağı olan “yaratıcı -girişimci insan gücünün” belirleyici özellikleri üzerinde akademik çevrelerde olduğu gibi, uygulamacıların da arayışlar giderek yoğunlaşıyor ve derinleşiyor. Adlandırmaların, kavramlaştırmanın, terimler üretmenin iyice netleştiğini söyleyemesek de “girişimci enerji” çok tartışılan konular arasında giderek ön sıralara tırmanıyor.
Büyük zenginliği yakalamanın peşinde olanlar “yaratıcı- girişimci insanın” bir dizi özelliğini tanımlayarak, onların güçlerini ve uyum yeteneklerini artırmayı hedefliyor. Bu yazıda, daha sonra her birini ayrıntıları ile tartışacağımız yirmi bir bileşeni ve daha başkalarını başlıklar halinde sizlerle paylaşacağız. Yaratıcı-girişimci insanlar;
1- Alışkanlıklardan bağımsızlaşma eğilimi güçlü olandır.
2- Önyargılarını kırabilendir.
3- Ezberlerini bozabilendir.
4- Tabularını yıkabilendir.
5- İnançtan düşünceye geçebilendir.
6- Topluluk aşamasından toplum aşamasına geçebilenlerdir.
7- Taklitten yaratıcılığa yürüyebilenlerdir.
8- Olay ya da olguları adlandırabilendir.
9- İçeriklerine hâkim oldukları kapsayıcı kavramlar üretebilendir.
10- Olay ya da olguyu tam olarak açıklayabilen düşünceler geliştirendir.
11- Değişen koşulları açıklayabilecek yeni varsayımlar türetebilendir.
12- Kapsayıcı ve ilerletici zihni modeller kurabilendir.
13- İlerletici değerler sistemini oluşturabilenlerdir.
15- Geniş ufuklu bakış açısı kurgulayabilendir.
16- Düşünceleri kaliteli fikre dönüştürebilendir.
17- Fikirleri fizibıl projeler haline getirebilendir.
18- İşlerliği olan yapılar tasarlayıp hayata taşıyabilenlerdir.
19- Yapılara maddi ve manevi yarar ürettirebilendir.
20- Yapıları sürekli yenileyerek uzun dönemli geleceği güven altına alabilendir.
21- Kendini yeniden üretme mekanizmasını işler kılabilendir.
Bazılarımız, sözü edilen bileşenleri “çok fazla idealist” bulabilir; reel yaşamın çok farklı içeriklere sahip olduğunu ileri sürebilir; sürmelidir de.
Büyük zenginlik kaynağı “yenilikçi -girişimci insana” erişmeyi artırmak için toplum olarak ne yaptığımız çok önemli. Özellikle akıl enerjimizi etkin ve verimli kullanmak için, girişimci enerjinin açığa çıkarılmasında dünyada ve ülkemizde olup bitenleri yakından izlemeliyiz. Bilgilerimizi bir “erken uyarı” için paylaşmalıyız ki çarpan etkisi yaparak geri dönüşü güçlensin, refahımızı artırmada katkısı olsun.
Toplumumuz girişimci enerjinin yarattığı zenginliğin giderek farkına varıyor… Bu farkındalığı yarara dönüştürme konusunda ise alacağımız daha uzun ve ince bir yolumuz olduğunu bilerek hareket etmeliyiz.