Büyük Yeşil Duvar, Afrika’dan Avrupa’ya göçü durdurur mu?

DİDEM ERYAR ÜNLÜ
DİDEM ERYAR ÜNLÜ YAKIN PLAN [email protected]

Büyük Yeşil Duvar (The Great Green Wall), Afrika’nın iklim değişikliği ile mücadele adına
yapmış olduğu en önemli proje. Senagal’den Batı Cibuti Cumhuriyeti ve Hint Okyanusu’na
kadar uzanan, 11 ülkeyi ve şu an için yaklaşık 11,6 milyon hektarlık bitki örtüsünü
kaplayan sekiz milyon dolarlık projenin amacı, Sahra Çölü’nün güneye doğru uzanmasını
engelleyip Sahel bölgesinde yaşayan insanlara verimli toprak, gıda ve istihdam sağlamak
olarak belirlendi.

Büyük Yeşil Duvar, sadece Afrika için değil, tüm dünya için büyük bir anlam taşıyor; çünkü
sadece çevresel bir girişim değil, insanlığın iklim değişikliğinin olumsuz etkilerini
engellemesi yönünde umudun işareti anlamına geliyor. Gıda güvenliğinden, göçe, uluslararası
barıştan güvenliğe günümüzün temel sorunlarına bir çözüm olarak değerlendiriliyor.

Bugün, Sahel ve Sahra bölgelerinde hava sıcaklığı diğer bölgelerden çok daha hızlı bir
şekilde yükseliyor. Bu bölgelerde yaşayan nüfus ise, dünyanın en fakir nüfusları arasında
yer alıyor. Gençler başta olmak üzere, bölgede yaşayan toplumların büyük bir bölümü, iş
bulmak için Avrupa veya Güney Amerika’ya göç etmiş durumda. Projenin önümüzdeki 10 yıl
içinde 50 milyon hektarlık alana ulaşması ve 250 ton karbon emisyonunu engellemesi hedefl
eniyor.

Bu yöndeki ilk oluşumlar 2008 yılında, 20 ülkenin işbirliği ile başladı. Etiyopya, Senegal,
Nijerya ve Sudan başta olmak üzere, bir çok ülkede, bitki planlamaları, toprak
restorasyonları başlatıldı. Sadece Senegal 11.4 milyon ağaç dikimi yaptı ve 25 bin hektar
büyüklüğünde toprak restorasyonu gerçekleştirdi.

60 milyon insan çölleşme yüzünden göç etmek zorunda kalacak

2020 yılına kadar Sahra altı bölgede yaşayan 60 milyon insanın çölleşme nedeniyle Kuzey
Afrika veya Avrupa’ya göç etmek zorunda kalacağı belirtiliyor. Bu durumu engellemek
amacıyla, Dünya Bankası, Avrupa Birliği, uluslararası yardım kuruluşları ve kalkınma
ajansları farklı bölgelerde toprakların ekim yapılabilir hale gelmesi için önemli
çalışmaları hayata geçiriyor. Tüm bu çalışmalar 8 milyar dolarlık Büyük Yeşil Duvar
projesinin bir parçası.

Projenin “Büyük Yeşil Duvar” adını almasının nedeni ise, ilk başta çölün etrafında
ağaçlardan oluşan fiziksel bir duvar olarak tasarlanmış olması. Fakat geçtiğimiz yıllarda,
proje boyut değiştirdi ve Afrika’nın farklı bölgelerinde bozuma uğramış toprakların restore
edilmesi ve çölleşme ile mücadele sürecine dönüştü. Bu mücadele ile Avrupa kıyılarında
hayat mücadelesi veren Afrikalı göçmelerin de azalması hedefleniyor.

BM Çölleşme ile Mücadele Sözleşmesi (UNCCD) İcra Direktörü Monique Barbut, "Bugün 500
milyon hektar terk edilmiş tarım arazisi dahil, toplam 2 milyar hektar bozulmuş arazi var.
Ayrıca her sene 12 milyon hektar alanı daha bozuyoruz" derken, göçün yanlış anlaşıldığına
dikkat çekiyor. Şöyle diyor Barbut; “İnsanların göç etmesinin nedeni olarak savaşlar veya
fakirlik gösteriliyor. Savaşlar neden oluyor? Göçe neden olan ekonomik sorunların kaynağı
ne? İnsanlar bu sorunun temellerini görmüyor.”

Büyük Yeşil Duvar projesinin Koordinatörü Elvis Paul Tangem’e göre, göç, projenin içeriğini
tamamen değiştirmiş durumda: “Sürece çok daha derin bakmaya başladık. İşsizilik, sosyal
güvenlik, doğal kaynakların güvenliği gibi konular öncelik kazandı” diyen Tangem, toprağın
yaşam kaynağı olmaya devam etmesinin, göç sorununu temelden çözeceğinin altını çiziyor.

Tohum veriyor, su sistemleri kuruyor

Büyük Yeşil Duvar, insanlara tohum veriyor, yerel istihdam yaratıyor, su masrafl arını
ödüyor, su sistemleri kuruyor, arazilerin güvenliğini sağlıyor. Bu sürecin kendi kendine
ayakta durabilmesi ve sürdürülebilir olabilmesi için uzun yıllara yayılacak eğitimlere ve
desteğe ihtiyaç olduğu kesin. Barbut, bu sürecin bölgeye çok önemli fırsatlar sunacağına
inanıyor; çünkü Avrupa tükettiği gıdanın büyük bir bölümünü ithal ediyor ve bugün gıda
üretiminin en yoğun olarak yapılabileceği bölge Afrika.

Proje kapsamında çok sayıda pilot uygulama var. Örneğin 500 hektar arazinin restorasyonunda
çalışması için 100 gence her ay 100’er dolar veriyor. Nijerya’daki göçmen kamplarında kalan
500 kişiye bu konuda eğitim veriliyor. Şimdiye kadar Etiyopya’da 15 milyon hektar;
Nijerya’da 5 milyon hektar, Sudan’da 2 bin hektar arazinin restorasyonu gerçekleştirildi.

Umudu temsil ediyor

UNCCD’nin açıkladığı temel hedef şöyle: 2030 yılında kadar duvarı tamamlamak; 50 milyon
hektar arazinin restorasyonunu, 20 milyon insanın gıda güvenliğini, 10 milyon küçük
çiftliğin iklim değişikliğine dayanıklı tarım teknolojilerine ulaşmasını sağlamak ve kıtada
350 bin kişiye istihdam yaratmak. “Bu projelerin büyük bir bölümü istihdam odaklı” diyen
Barbut, “Bu projeler teknoloji projeleri değil. Uzun yıllar boyunca eğitim almaya; dışardan
makineler ithal etmeye ihtiyacınız yok. Tek ihtiyacınız olan her bir çiftçinin karnını
doyurabilmesi için birkaç yüz euro kazanması” yorumunu yapıyor. Büyük Yeşil Duvar’ın umudu
temsil ettiği ve iklim değişikliği ile mücadele ederek, çatışmaları, açlığı ve kuraklığı
engelleyebilme ihtimalinin büyük olduğu yadsınamaz. Önemli olan Barbut’un dediği gibi,
soruna bütüncül bir bakış açısı ile yaklaşmak ve sürdürülebilir bir çözüm üretmek.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar