Büyük resimde çok önemli sayılabilecek değişiklikler!
Gerçekleri ne oranda yansıttığı pek ölçülemeyen ve gelecek konusunda ciddiye alınabilecek hiçbir şey söylemeyen ekonomik verilere bakarak skor yazarlığı yapmanın anlamsızlaştığı bir dönemi yaşıyoruz. Sürdürülebilir olmayan eğilimler ve geleneksel olmayan politika setleri nedeniyle, gelişen veya gelişmiş tüm ekonomiler için fiili durumun çok farklı olmadığını düşünüyoruz. Mevcut düzen yapısal olarak ürettiği sorunları çözemiyor ve dengesizliklerin büyümesini önleyemiyor; kalıcı çözümler ise maliyeti ne olur ise olsun her şeyin değişmesini gerektiriyor.
Geçmişte birlikte hareket eden gelişmişler arasındaki uzlaşmazlıkların derinleşmesini görmezden gelerek veya ABD Merkez Bankasının değerlendirmelerinin satır aralarında teselli arayarak, günü kurtarmanın giderek olanaksızlaştığını görmemiz gerekiyor. Büyük değişimleri ve çıkar ilişkilerindeki büyük farklılaşmaları ihmal ederek, tepkisel yaklaşımlar ile kalıcı çözüm yönünde mesafe kat edilemez!
“Finansal açmazlar daha gerçekçi olmaya zorluyor”
Kanada’da yapılan G7 Zirvesinden yansıyan haber ve görüntüler, gelişmişler arasındaki birlikteliğin ciddi çıkar çatışmalarına dönüştüğünü ve çok uzak olmayan bir zamanda vesayet ilişkilerinin sonlanabileceğine işaret ediyor. Her şeye ABD çıkarları açısından bakan diğer gelişmişlerin geç te olsa uyanmaya başladığı ve yeni arayışları gündemlerine aldığı gözleniyor. Çekirdeğini Çin ve Rusya’nın oluşturduğu yeni kutuplaşmanın çekim gücü, Avrasya merkezli jeopolitik gerginlikler, ağırlaşmış ekonomik sorunlar ve finansal açmazlar tüm kesimleri daha gerçekçi olmaya zorluyor.
Avrupa Birliğinin, çıkarları gerekçesi ile İran’a yönelik yaptırımlara itiraz etmesi ve ABD’nin korumacı tavırlarına karşı isyan bayrağını açması önemlidir; taban konumundaki seçmenlerin bakış açısındaki değişikliklerinin tavana yansımaya başladığı, büyük değişikliklerin seri bir şekilde yaşanması olasılığının artması anlamındadır. ABD tarafından kurgulanmış, sürdürülebilir kaosa ilişkin değişkenlere yönelik bakış açısının değişmesi de kaçınılmaz olabilir; İslam Dünyası ve Asya ile olan ilişkilerde büyük değişimler yaşanabilir, AB içinde yol ayrılıkları gündeme gelebilir. Yeni bir küresel kriz, ifade etmeye çalıştığımız eğilimleri hızlandırabilir. Yeni bir Düzen, ABD’ye rağmen şekillenmeye başlayabilir.
ABD’nin Haziran ayı başından itibaren, daha önce muafiyet tanıdığı ekonomileri de kapsayacak şekilde çelik ve alüminyuma ek gümrük vergisi uygulamaya başlaması bardağı taşırmış olabilir.
Bu durum özellikle geçici olarak muafiyetten yararlanan gelişmiş ekonomileri çok öfkelendirdi ve küresel beklentileri olumsuzlaştırdı; haksız olduğunu düşündükleri bu uygulama nedeniyle ABD ile tüm ilişkileri gözden geçirmeye ve yeni alternatifler üretmeye zorladı. AB yetkililerinin, hizmet sektörü ilişkileri dahil edildiğinde aralarındaki ticarette ABD’nin fazla verdiğini açıklaması, itilip kakılmaya sebep olan vesayet ilişkilerinin sonlandırması olasılığını artırdı.
Hemen yukarıda özetlemeye çalıştığımız olasılıklar, ülkemiz açısından da özel bir önem taşıyor.
Hiçbir şeyin değişmeyeceği varsayımına dayalı tasarımların başarısızlık olasılığını artırıyor. Özellikle başta Almanya olmak üzere Kuzey Avrupa’nın, Rusya ve İran başta olmak Asya ile ilişkileri geliştirmeye yönelmesi önemlidir; ABD’nin Orta Doğu tasarımlarında başarısız olma olasılığını artırır ve oluşacak yeni düzende umduğu oranda belirleyici olabilmesini engeller. Bu tür değişimlerin uzayarak belirsizliği artırması ise, zaten kırılgan olarak bilinen ülkemizin ödemek zorunda kalacağı faturaları ağırlaştırabilir!
11 Eylül 2001 tarihindeki terörist saldırı sonrasındaki on yedi yıllık reklam arası bitiyor olabilir! Avrupa Birliği, söz konusu dönemdeki gelişmeleri dikkate alarak yeniden ve daha bağımsız hareket edebilme yönünde harekete geçmek zorunda kalıyor olabilir. Bu çok kutupluluk olasılığı, ülkemiz açısından yeni fırsatları veya ek tehlikeleri beraberinde getirebilir. Böylesi bir dönemde içeride istikrarı korumak, küresel eğilimler konusunda gerçekçi olabilmek ve bağımsız stratejik değişiklikler yapabiliyor olmak çok özel bir önem taşıyor. Biz ise olması gerekenden sistemli bir şekilde uzaklaştırıldığımızın, dost ile düşmanı ayırt edemez hale sürüklendiğimizin farkına varamayacak kadar körleşmekten kurtulamıyoruz!