Büyük resim iyi şeyler

Uğur CİVELEK
Uğur CİVELEK ARKA PLAN [email protected]

Son bir yıl içinde küresel ölçekte yaşanan gelişmeler kırılganlığın önemli ölçüde arttığına, kısa vadeleri uç uca ekleyerek günü kurtarmanın giderek imkansızlaşmaya başladığına işaret ediyor. Federal Reserve'nin parasal genişlemeyi kısmak zorunda kalışı, Euro Bölgesi'nin bankacılık konusunda benimsemek zorunda kaldığı yaklaşım ile Japonya'nın yenin değerini düşürerek rekabet gücünü artırmak ve durgunluktan çıkmak amaçlı tercihleri bu süreçte önemli başlıklar olarak ön plana çıkıyor. Bunların Arap Baharı sonrasında gelişmekte olan ekonomilerin kademeli olarak durgunlaşmaya başladığı bir döneme rastlaması ise olumlu düşünmeye izin vermeyen bir faktör olarak karşımıza çıkıyor. Sonuçta gerçeklerin açığa çıkması engellenemiyor ve riskten kaçınma eğilimi güçlendikçe kırılganlık artıyor.

Euro Bölgesi'ndeki ortak bankacılık düzenlemesine bağlı olarak güçlenen riskten kaçınma eğilimi kredi baskısını artırıyor hem de Doğu Avrupa ekonomilerini çok zor koşullara mahkum ediyor. Japon Yeni'ndeki değer kayıpları ise ihracatla büyüyen Uzak Doğu ekonomilerini sarsarak durgunlaşma eğilimini güçlendiriyor. Federal Reserve'nin yaklaşımı ise olumsuzluğu iyice pekiştiriyor. Kuzey Afrika ve Ortadoğu'dan sonra Doğu Avrupa ve Uzakdoğu ekonomilerindeki istikrarsızlaşma potansiyeli büyüyor. Bu tablo hem küresel ticaret hacmini hem de sorunlu olduğu bilinen ödemeler sistemini iyice kırılgan hale getiriyor.

Yukarıda özetlemeye çalıştığınız tablo doğal olarak Türkiye'yi de etkiliyor ve en kırılgan ekonomi olarak anılmasında belirleyici oluyor. Riskten kaçınma eğilimi arttıkça içeride para politikası otomatik olarak sıkışıyor; Merkez Bankası'nın bu duruma direnmesi mümkün olamıyor. Küresel ölçekte gerçekler açığa çıkar ve kırılganlık artar iken negatif reel faizlere alışmaya çalışma macerasının bedeli, beklentilerin bozulmasına önemli katkı yapan değişkenlerden biri olarak karşımıza çıkıyor. 2013 yılında yüzde 30'u aşan oranda genişleyen kredilerin aniden durmak durumunda kalması hem hesap yapmayı hem de olumlu düşünmeyi imkansızlaştırıyor. İş dünyası bu tabloyu yoğun nakit sıkışıklığı olarak algılıyor ve artık kısa vadede bir düzenleme yaşanmayacağını kabullenmek zorunda kalıyor. Bankalar şimdilik kredileri geri çağırmıyor, fakat eski bolluk da yaşanmıyor; piyasa alacakları sıkıntı yaratıyor. Protestolu senet ve karşılıksız çek hacmi ile ifl as erteleme başvuruları ise geometrik bir hızla artıyor. İç talebe yönelik hizmet sektöründe ise yaprak dökümü hızlanacak gibi görünüyor.

Bu hafta başında açıklanacak şubat ayı enflasyon rakamları iş dünyası için hem önemli hem de pek önemli değil. Yüksek çıkması nakit sıkışıklığının artabileceği ekonomik daralmanın büyüyebileceği anlamına geleceği için önemli… Büyüme ve istihdam üzerindeki tehditler daha öncelikli hale geldiği için önemli değil!.. Büyük resim güvensizliği pekiştiriyor. Korkuların ecele fayda etmeyeceği gerçeği kapıyı çalıyor…

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar