“Büyük fırsatın ortasındayız, 2025’de dijitalde büyük patlama bekliyoruz”
Geçtiğimiz günlerde Çin’in Shenzchen kentinde, Huawei'in ‘Küresel Analist Zirvesi 2018’e katılma fırsatı buldum. Çin’in bir anlamda Silikon Vadisi’ni ziyaret etmek, sokaktaki yaşamı gözlemlemek başlı başına heyecan vericiydi… Bunun ötesinde teknoloji konusunda hem Çin’de hem de dünyada önemli bir liderliğe soyunan, son yılların yükselen şirketi Huawei’nin dünya görüşünü dinlemek de ufuk açıcı oldu. Bugün size Huawei’in dönüşümlü Yönetim Kurulu Başkanı Eric Xu'nun hem Huawei hem de geleceğin dünyası için düştüğü notları aktaracağım. Huawei, geleceğin ancak inovasyon ve Ar-Ge’ye yapılan yatırımlarla yaratılabileceğini düşünüyor. Hayali ise “Tümüyle Bağlantılı, Akıllı Bir Dünya İnşa Etmek”… Bunun için toplam cirodan Ar-Ge’ye yüzde 15 oranında bir pay aktarıyor ki bu da 2017’de 14.23 milyar doları buluyor. Başkan Eric Xu, gerek data kullanımı gerek akıllı telefon ve robotların kullanımı açısından aslında dünyanın geneline ulaşmada beklenenin çok gerisinde olduğunu düşünüyor. Bu aynı zamanda büyük potansiyele de işaret ediyor. Özellikle kurumlar tarafında ise 2025’de önemli bir dijital patlama beklediklerini söylüyor. Ona göre büyük bir fırsatın ortasındayız!
Huawei’nin dönüşümlü Yönetim Kurulu Başkanı Eric Xu’nun konuşmalarında hep durum tespiti hem de geleceğe yönelik çok fazla bilgi ve mesaj vardı. Ben özellikle geleceğe odaklanmaya çalışacağım. Ama şu görüş çok önemli, aslında dünya çok ileri gitmiş görünse de teknolojiyi tüm dünya geneline yayma konusunda henüz çok başarılı değil. Peki gelecekte neler olacak kurumlar başta olmak üzere… Başkan Eric Xu’dan dinleyelim: “2025 yılı itibarıyla, kuruluşların çoğunluğunun dijital kullanımında bir patlama olacağını tahmin ediyoruz. O zamana kadar, kurumsal uygulamaların yüzde 85'i buluta taşınacak, verilerin yüzde 80'i kullanıma açılacak ve şirketlerin yüzde 86'sı AI (Artificial Intelligence-Yapay Zeka) deneyimi yaşayacak. Dijital ve AI teknolojilerinin insanlara, ev yaşamımıza ve kuruluşlara somut faydalar sağladığı açıktır. İleride birçok zorlukla karşı karşıya olduğumuz da açıkça görülüyor. Tüm bu boşluklara ve zorluklara rağmen, sektörümüz büyük bir fırsatın tam ortasında. BT ve dijitalin her insanı, evi ve kuruluşu hızla değiştirdiği, yaşamımızı, çalışma hayatımızı, öğrenimimizi ve nasıl sağlıklı kalacağımızı yeniden tanımladığı müthiş bir çağdayız. Huawei bu mükemmelliyet çağında, mükemmel bir şirket olmayı hedefliyor. İnsanlığın bir sonraki adımını atmasına yardımcı olmak istiyoruz”.
Yeni bir dünya yaratmak
Huawei Yönetim Kurulu Başkanı Eric Xu geleceğin yeni dünyasının çerçevesini de şöyle çiziyor: “Bu, yeni vizyonun, yeni misyonun temeli: Tümüyle bağlantılı, zeki bir dünya için her bireye, eve ve kuruluşa dijitali ulaştırmak. Huawei, bu akıllı dünyayı bir gerçeğe dönüştürmeye, dijital ve yapay zekanın faydalarını her bireye, eve ve kuruluşa yaymaya kararlı. Yaşamda, işte, eğitimde veya sağlıkta olsun, dijital ve AI’nın değerine herkesin erişilebilmesi için çalışıyoruz. Bu tümüyle bağlantılı, akıllı dünyada, tüm insanlar daha donanımlı hale gelecektir. Örneğin, bağlantılı akıllı kasklarla, görme engelli insanlar tamamen özgür olarak hareket edebilecek. Akıllı çeviri hizmetleri, dil engellerini kaldıracak. Yapay Zeka destekli kameralarla deneyimsiz fotoğrafçılar başyapıtlar yaratabilecekler. Bu tamamen bağlantılı, akıllı dünyada, ev hayatı daha da doyurucu hale gelecek. Evde sağlık ve eğitim için robotlar gibi çeşitli ev hizmetleri olacak. Ultra geniş bant ve AR/VR teknolojisi holografik iletişimi mümkün kılacak. Nerede olursanız olun, ailenize ulaşılabileceksiniz. Kuruluşlar akıllı dünyada daha yenilikçi olacak. İşletmeler, özgün kullanıcı ihtiyaçlarını karşılamak için ölçeklenebilir ve özelleştirilebilir ürünler sunacak. Hükümetler, yönetim için akıllı çözümlere sahip olacak ve şehirlerimizi daha güvenli hale getirebilecekler.”
Bireylerde çok gerilerdeyiz
Huawei Başkanı Eric Xu teknolojide pek çok açıdan genelde herkese ulaşmada geride olduğumuzu söylüyor. Önce bireylere bakalım: “Akıllı telefonlar ve mobil internet herkes için bir dolu değer üretti. Bugünlerde daha sağlıklı yaşamın ve daha iyi eğlenmenin tadını çıkartıyoruz. Ancak, pek çok insanın hala bunlara erişimi yok. Günümüzde dünyada yaklaşık 3,8 milyar akıllı telefon kullanılıyor. Buna rağmen, 5 milyar insanın hala akıllı telefonu yok. Dört milyar insanın mobil ağlara erişimi yok ve mobil ağlara erişimi olan kullanıcıların yüzde 40'ı mobil geniş bant erişimine sahip değil. Birçok ülkede, kullanıcı başına günlük mobil trafiği 10 ila 20 gigabayta ulaşabilir. Ancak, bir adım geri gidip dünyaya bakacak olursak, global ortalama, kullanıcı başına günde yalnızca 0,03 gigabaytlık mobil veri tüketimi var. Bu, yaşamda, işte ve eğlencedeki günlük gereksinimi karşılamaktan çok uzakta. Akıllı ev çözümleri de yeterince olgunlaşmadı. Akıllı robotların penetrasyon oranı sadece yüzde 1,5'dir. Kullanımdaki robotların çoğu sadece yeri süpürmek gibi şeyler yapabilir. Evde sağlık hizmeti veremez veya kullanıcıların olası diğer birçok ihtiyacını karşılayamıyor. 2025 yılı itibariyle, evlerin yüzde 75'nin genişbant erişimine sahip olmasını ve en az yüzde 30’unun Gbit/s kapasitesinde bir deneyiminin kapsama alanı içinde olmasını hedefliyoruz. Bağlantılı ev cihazlarının sayısı 20 milyara ulaşacak ve akıllı robotların penetrasyon oranı yüzde 1,5'den yüzde 12'ye çıkacak”.
Kurumlarda ilerleme neden zayıf?
Gelelim kurumsal tarafa, Eric Xu şöyle diyor: “Genel olarak, çoğu sektörde, özellikle geleneksel olanlarda dijitali kavrama oranı nispeten düşük. Huawei buna çözüm üretmek için harekete geçiyor. Örneğin, şehrin genel güvenliğini büyük ölçüde artıran güvenli bir şehir projesi yapmak için Şenzhen belediye yönetimiyle birlikte çalıştık. Önleyici bakım, esnek üretim, akıllı üretim, akıllı ulaşım ve akıllı şehir girişimlerinde birçok işletme ve şehre akıllı yenilikleri uygulamaya koymalarında yardımcı olduk. Bu çözümler zaten somut faydalar sunuyor. Yine de çok sayıda kuruluş bu çözümlere hala kucak açmıyor. Neden? Birinci mesele, dünya çapında ağ altyapısında dengesiz bir gelişim var. İşletmelerin yüzde 90'ının kendi özel hatları 10 Mbit/s'den daha yavaş. Bu tür bant genişliği, dijital ve bulut hizmetlerini destekleyemez. İkincisi, kuruluşların çoğunluğu sadece ofis ağlarına sahip. Üretim ağlarını, ürünlerini ve müşterilerini, dijital üretime ve akıllı üretime kavuşturmadılar ya da satış, hizmet ve pazarlamada dijitali devreye sokmadılar. BT altyapısı da dengesiz olarak gelişti. Kurumsal uygulamaların yüzde 10'undan azı bulutta yer alıyor. Verilerin sadece yüzde 13'ünden tamamen yararlanılıyor. Verilerimizi kullanmazsak, değer üretemezler ve dijital çağda yeni iş fırsatlarının ateşleyicisi değil, yalnızca ek bir maliyeti haline dönüşürler. AI (Artificial Intelligence-Yapay Zeka), işletmeler tarafından da yaygın olarak kullanılmıyor. Yalnızca yüzde 5'i bu teknolojiyi denemiş durumda ve sadece yüzde 1'inden daha azı onu kayda değer bir yeterlilikte kullanabiliyor”.
“Ar-Ge'ye 14.23 milyar dolar yatırdık"
Huawei Dönüşümlü Başkanı Eric Xu, şirketin rakamsal verileriyle ilgili de şu bilgileri veriyor: “2017 yılında iş performansımız hakkında bilgi vereyim. Performansımız temel olarak beklentilerimizle paralellik taşıyor. Güçlü bir büyüme sağladık. Satış gelirimiz bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 15,7'lik bir artışla 95,6 milyar dolar oldu ve beş yıllık dönemde bileşik yıllık büyüme oranı yüzde 26’ye ulaştı. Net kârımız, beş yıllık dönemde yüzde 23'lük bir artışla 7.3 milyar dolar oldu. Geçtiğimiz birkaç yıl içinde, gelecekteki büyüme için inovasyonun önemini vurguladık. Geçen sene Ar-Ge'ye 14.23 milyar dolar yatırım yaptık. Bu toplam gelirimizin yüzde 14,9'una denk düşüyordu. 2008'den 2017'ye kadar toplam Ar-Ge yatırımımız 62.49 milyar dolara ulaştı. Önümüzdeki on yılda, yıllık gelirimizin yaklaşık yüzde 15'ini her yıl Ar-Ge'ye aktarmayı sürdüreceğimizi tahmin ediyoruz. Bu, devam eden inovasyonu körükleyecek ve gelecekteki büyümemizi yönlendirecektir. Dünya hızla değişiyor. Bu değişikliklerin, her birey, ev ve kuruluş üzerinde derin bir etkisi var. Bunlar, öğrenim, yaşam ve çalışma alanlarında yeni deneyimler, daha fazla verimlilik ve farklı düzeyde kolaylıklar sağladı. Eminim hepiniz bu değişikliklerden yararlandınız. Ancak, bu her birey, her ev ve dünyadaki her kuruluş için henüz geçerli değil”.