Büyük durgunluk sonrası değişen para politikaları
Neye niyet neye kısmet
Büyük Ilımlılık (Great Moderation) ile araladığımız 1980 sonrası ekonomik döngüsünü, 2007’de başlayan Büyük Durgunluk süreciyle tamamlıyoruz. Literatür, genel atmosferde karşılaşılan bu yavaşlama dönemini, 1950-1980 dönemine kıyasla daha stabil beklentilerle başladığımız 1980’leri, 2007 Ağustos’unda bir trend dönüşümüyle yeni krize dönüşerek tamamladık. Büyük ılımlılık savaş sonrası hızlı büyümesinin bir soluklanmasıdır. Uzun bir büyüme ivmesinin törpülenerek sonuçlanmasıdır. Rekabet, soğuk savaş, küresel hegamonya arayışlarının bu kez çok daha orta bir yola, ılımlılığa, itidala dönüşmesidir. Gelişmiş ülkelerle gelişmekte olan ülkelerin küresel rollerindeki değişim süreci 1980’lere kadar uzanır. 2007 sonrasında Dünya, gelişmiş ekonomiler önderliğinde yapısal dönüşümü yaşıyor. Gelişmişler grubu için bu dönem, kontrollü büyümeye geçişin transfer noktasıdır. Bayrak yarışında, gelişmekte olan ülkelere bayrağın teslim edildiği yerdir. Kontrollü büyüme sürecini destekleyen üç neden vardı: 1. Demografik 2. Siyasal 3. Teknik (Ekonomik)
1- Demografik:
Mobilite: Sosyal doku değişmektedir. İstihdam yapısı yeniden yapılanmaktadır. Bir yandan vasıfl ı insan gücü küresel pazara açılmakta, diğer yandan küresel arenada istihdama mobilite kazandırılmaktadır.
Sinerji: Dayanışma, ulusal birliklerin temellerini oluşturarak kontröllü büyümenin temellerini atıyor.
Özerkleştirme: Merkezil istihdam politikaları çevresel dağılımlarla yer değiştiriyordur. Tek bir merkezden yönetimler terk edilerek, kalite ve yönetim felsefeleri korunmakta, çokuluslulaşma desteklenmektedir.
Know how: Üretimde vasıfl ı işgücü önemli bir girdi maliyetidir. Gelişmiş ekonomiler çevre ülkelerde olmayan ölçüde refahı kendi halklarına taşıdırlar. Kişi başına GSYIH ölçümleriyle sabit bir gelişmişlik paylaşımı sağladılar. İşçilik maliyetleri arttı. Çevre ülkelerle bilgi (know-how) ve tecrübe paylaşımı, oralardaki ucuz işçiliği gelişmiş ülkelere taşıdı. Maliyet unsuru iç pazarda kesif bir defl asyonist süreci desteklemektedir.
2- Siyasal:
Sayısız alternatif içinde bir yön arayışından geçilir. 1980 sonrasının ılımlı büyüme anlayışı, siyasal anlamda gizli gizli geliştirilen mücadele karşılığını hemen hemen her ülkede bulur.
a. Kur savaşları: Bir birlik altında toplanma ortak para birimlerini ve ulusal paralarda serbest rejimi getirir. Elllerinde merkez bankalarının TL üretme kapasitesi bulunduran ülkeler, ihracat avantajını kullanmak istediklerinde, paralarını bir ticaret savaşına yönelik kullandılar.
b. Petrol savaşları: Irak’ın üç parçalı yapısı oluşturan ana nedendir. Kuzeydeki petrol yatakları ve bunun kimin yönetiminde olduğuna paylaşımıdır.
c. Terörist savaşlar: Etnik ve mezhep farklılıkların körüklediği terörist savaşlar, diğer iki savaşın da taşeronu olabilmekte, böylece sürekli bir finansal destek elde etmektedir.
3- Teknik (Ekonomik) Para ve maliye politikalarının piyasaları regule eden diğer tüm denetleyici organlar ve mekanizmalarla bir arada işlerlikte olması gerekir. Değişen 1980 koşullarının daha istikrarlı diye yola çıktığı süreç, krizlerle sonuçlandılar. Latin Amerika 1980’lerde, Illinois Bank ve hisse senedi piyasası çöküşü 1984’de, Asya finansal krizi 1997’de, LTCM krizi 1998’de ve dot-com krizi de 2000 yılında yaşandı.
Yeni dönemin teknik altyapısı Büyük Bunalıma kadar üç dönüşüm yaşadı; 1. Merkez Bankası bağımsızlığı, 2. Para Politikasının etkinliği, 3. Gelişen ülke ekonomilerini stabilize eden netlik kazanabilmek için karakterini durağanlaştırdı.
Büyük durgunluk ve sonrası
i. Sistemin bütünü sarsan parçalarla uğraşmak bu krizin öğrettiği en temel sorundu. Küresel ekonomi bunu “sistemik etki” olarak kabullenmekte çok geç kalmayacaktı. Merkez Bankalarının artan denetçi (süpervizör) rolünü diğer görevleriyle entegre bir bütünlük haline getirmekte de gecikmedi. Finansal ve fiyat istikrarı sistemik riski hedef aldı.
ii. Parasal genişleme sıfır politika faiz ortamında da sürdürülebilecektir. Nominal faizler sıfır, reel faiz negatifse genişleme etkin olabilecektir. Çünkü varlık alımları ve sözlü yönlendirme gibi iki önemli aracı daha yer almaktadır.
iii. Bulaşma etkisini geleneksel politikalarla tanımlamak yetmez. Batamayacak kadar büyükler sistematik riskleri, sistematik risklerse bulaşma etkilerini geleneksel dışına taşırlar.
Bugüne dönersek
Çin Yuan’ın değerine rahatça direkt müdahale ederken, Japonya da Yen için aynı şeyi yapmayı deniyor. Ancak Çin kadar rahat değil. ECB güncel faiz kararıyla genişleme kanadında bir olumluluk resmi çizdi. ECB Japonya’da zaman zaman, Çin’deyse sıradanlık kazanmış kura doğrudan müdahale, alternatifl er arasında bulunmuyor bile. FED’in FOMC toplantısı öncesi ABD kamu borçlanma kağıtlarında faizler 1 yıla kadar yatay, 2 – 5 yıl arası artan eğilimdedir. Yani FED’in orta vadede faizleri yukarı çekme girişimi, piyasalarda şimdiden satın alınıyor. İçerdeyse öne çıkanlara; kredilerin tüketimden üretime doğru kaydırılması, toplam kamu borcunun ulusal gelire oranı yüzde 34’ler düzeyindedir. 2015 Enfl asyonda yüzde 5’i görmüş olacak. Yüzde 6.5 faiz dışı fazla veren kamu maliyesi ile TCMB nin kamuya borç verme fonksiyonu ortadan kalkınca işte bu güçlü yapıya kavuşabildik 2002 sonrasında. Öyleyse TCMB asla faizleri indirerek enfl asyonu ve dolayısıyla sistemi zora sokmayacaktır.