Buyrun Mehmet Yavuz'a cevap verin!

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ [email protected]

Mehmet Yavuz kim mi, bir iktisat öğrencisi. Mehmet, Atatürk Üniversitesi İktisat Bölümü'nde üçüncü sınıfta öğrenimine devam ediyor. Bizim orta vadeli program çerçevesindeki ihracat artışına ilişkin kaygılarımıza katıldığını belirten Mehmet, bu artışları sağlamanın mümkün olup olmayacağını soruyor. Hani orta vadeli programdaki bazı hedeflere dikkat çekerek "Yapmayın, etmeyin; bu hedeflerin tutmayacağını iktisat fakültelerinde birinci sınıfta okuyan bir öğrenci bile bilir, böyle hedef olur mu" dedikçe, o tuhaf hedefler her yıl OVP kapsamına girmeye başlamıştı. İşte rakamlara kafa yoran, olup biteni didikleyen bir iktisat fakültesi öğrencisi öngörülenlerin tutarlı olmadığını görüyor ve hem görüşlerini aktarıyor, hem de soruyor:

"Ben Atatürk Üniversitesi İktisat Bölümü üçüncü sınıf öğrencisiyim. Orta vadeli programla ilgili olarak ikinci defa iktisat kurallarına aykırılıktan söz ettiniz. 2011-2013 dönemini kapsayan OVP ile 2012-2014 dönemini kapsaman OVP için iktisat kurallarına aykırıdır, dediniz. OVP'yi okudum. Gerçekten de TL değer kazanırken ihracatımızın ithalatımızdan daha hızlı artacağı varsayılıyor. Bu durum, bizim ekonomimiz için ne kadar doğrudur? İlk sorum bu.

İkincisi ise benim dikkatimi çeken ihracatımızın nasıl artacağı konusu. Avrupa'da bir Yunanistan krizi var başı çeken. Bunların yanında ise Portekiz, İspanya, İrlanda ve İtalya var. Hatta son günlerde Fransa'nın da bu çembere girmesi bekleniyor. Bilindiği üzere Yunanistan'a borç veren ülkeler Almanya ile Fransa. Bu durumda Almanya ve Fransa'nın gelirinin düşmesi kaçınılmaz olur. Türkiye'nin en çok ihracat yaptığı ülke TÜİK verilerine göre Almanya'dır. Almanya'nın gelirinin düşmesi ithalatını azaltacaktır. Bu da bizim ihracatımızı azaltacak demektir.

Suriye ile de ticaretimizin durması sonucunda 1.2 milyar dolarlık ticaret hacminde küçülme ortaya çıkacaktır.

Bu durumlar göz önüne alındığında ihracatımızın OVP'de öngörüldüğü gibi artması mümkün olur mu?"

Mehmet bunu bizim aracılığımızla OVP'yi hazırlayanlara soruyor kuşkusuz. Çünkü bizim verebileceğimiz bir cevap yok!

Daha önce kaç kez yazdık; Türk parası reel olarak değerlenirken ihracat artışının ithalat artışını geride bırakmasının çok zor, hatta olanaksız olduğunu. İhracat ve ithalat artışında tek etken kur değil elbette ama, kabul etmek gerekir ki kurun etkisi çok büyük.

Bu konuda geçen yıl "OVP hedefleri tutarsa iktisat kitapları yeniden yazılacak" dedik, bu yıl da birkaç ay önce "İktisatla yine inatlaşılıyor" şeklinde başlık attık.

Euro değer yitirdikçe… 

Avrupa'da sorunların üstesinden öyle kısa sürede gelineceği yok. FED'in daha fazla para basmayacağı yönündeki kararı da euroya darbe niteliğinde etki yaptı. Euro/dolar paritesi son 11 ayın en düşük düzeyine indi. Almanya, kurtarma fonuna daha fazla kaynak aktarmaya sıcak değil. Tüm bu gelişmelerin etkisiyle eurodaki gerilemenin daha da sürmesi sürpriz olmayacak.

Euro değer yitirmeye devam ettikçe bu bizim dış ticaretimize olumsuz etki yapacak. İhracatın yarıya yakınını euro ile yapıyoruz, ama ithalattın üçte ikisini dolarla. Yani giderek değeri azalan bir parayla ihracat, giderek pahalanan bir parayla ithalat yapmak durumunda kalacağız.

Bu durum, hem dış ticaret dengelerimizi olumsuz etkileyecek, hem de ithal enflasyon olgusunu daha fazla gündeme getirecek.

***

2012-2014 dönemi orta vadeli programı ekim ayının ortasında açıklandı. Aradan yalnızca iki ay geçti ve bu program kapsamında yer alan 2011 tahminlerinin çoğunun tutmayacağı anlaşıldı. Başta enflasyon, ithalat, cari açık, büyüme; hiçbiri tutmuyor. Sonra da 2012 ve sonrası için hedef belirliyoruz, üstelik tutmayacağı şimdiden belli olacak şekilde. Hele hele Avrupa'daki son gelişmelerden ardından bu hedefler anlamını tümüyle yitiriyor.

Ama olsun, biz OVP çerçevesinde üç yılımızı programlamış durumdayız ya, tutmasa da olur, hem o kadar sapma her programda olur!

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar