Bütçedeki hasarı toparlamak zor
Anayasa referandumu sürecine paralel olarak devlet bütçesinde ortaya çıkan hızlı bozulma, bütçe dengesini ciddi ölçüde sarstı. Bütçedeki bozulma, ekonominin geneli için hayati önemde bir gelişme. Çünkü Türkiye’ye yönelen yabancı fonların önde gelen kriterlerinden birisi bütçe dengesi. Üstelik Türkiye’nin yabancı fonlara pazarlayacağı başka cazibe noktası da kalmadığı için bütçe dengesi tek silah haline gelmiş durumda.
Bu nedenle bütçe dengesindeki gidiş, yabancı fonların hassasiyetle takip ettiği bir nokta. Türkiye’nin dışarıdan fon çekmekte zorlandığı mevcut koşullarda, bütçe dengesi daha hassas bir konu haline geliyor.
Bütçedeki gelişmeleri yakından ve ayrıntılı değerlendirmek sadece kamu dengesi açısından değil ekonominin bütünü açısından eskiye göre daha önemli bir nokta. Bütçenin 9 aylık sonuçlarına bu gözle baktığımızda öne çıkan sonuçları şöyle sıralayabiliriz:
► Eylül ayında bütçe açığı geçen yıla göre 10.48 milyar TL ve yüzde 62 gibi ciddi bir düşüşle 16.91 milyar liradan 6.43 milyar liraya düştü. Geçen yıl eylül ayında 10.67 milyar TL açık veren faiz dışı bütçe dengesi, bu eylülde 1.97 milyar TL artıya döndü.
► Geçmiş aylarla karşılaştırdığımızda eylül ayı bütçesi geçen yılın aynı dönemine göre ciddi bir iyileşme kaydetmiş gözüküyor. Ancak geçen yılın eylül bütçesi referandum sürecine bağlı olarak dengelerin en hızlı bozulduğu aylardan birisi durumunda. Bu yılın eylül bütçesinin geçen yıldan iyi gözükmesinin en önemli nedeni, 2016 Eylül bütçe performansının çok kötü olması.
► Bu arada eylül ayındaki faiz giderlerinin geçen yıla göre 2.26 milyar TL ve yüzde 34.6’lık bir artışla 8.4 milyar liraya dayanması önemli. Çünkü faiz giderlerindeki bu yüksek artış eğilimi önümüzdeki aylarda da sürecektir.
► Zaten eylüldeki aylık bütçe performansının geçen yıldan daha iyi olması, 2017 bütçesindeki bozulmanın düzelmesine yetmiyor. 9 aylık toplam bütçe hala ciddi ölçüde riskli bir yapıya sahip.
► Geçen yılın ilk 9 ayında 12.04 milyar TL olan bütçe açığı, bu yılın 9 ayında 31.61 milyar liraya fırlamış bulunuyor. 9 aylık bütçe açığında geçen yıla göre 19.58 miyar lira ve yüzde 162.66’lık bir artış var.
► Yılın ilk 9 ayında bütçe gelirleri yüzde 12.89 artarken giderlerdeki artış yüzde 17.21’i buldu.
► Vergi gelirlerindeki 9 aylık toplam artış yüzde 17.14 ile enflasyonun biraz üzerinde. Ancak TÜİK verilerine göre büyüme hızının yüzde 5’in üzerine çıktığını dikkate alırsak, vergi gelirlerindeki artış bu performansı pek yansıtmıyor.
► Yurt içinde alınan dolaylı vergilerin performansı bu açıdan daha olumsuz. Yurt içinde alınan katma değer vergisi ve özel tüketim vergisi gibi dolaylı vergilerdeki artış yüzde 12.06 düzeyinde. Sadece enflasyon düzeyindeki bu artış, büyümenin vergilere yansımadığının işareti.
► Sosyal güvenlik sistemindeki açık ve bunun bütçeye getirdiği yük, sadece bütçe dengesi için değil sosyal güvenlik sistemi ve ekonomik döngelerin bütünü açısından alarm verici bir gelişme. İşveren sigorta primi 5 puan indiriminin bütçeye getirdiği 9 aylık yük yüzde 46.03’lük bir artışla 19.58 milyar liraya tırmandı. Asıl önemlisi sosyal güvenlik açık finansmanındaki yüzde 42.73’ü bulan hızlı artış. Sosyal Güvenlik Kurumu’nun (SGK) açığını finanse etmek için bütçeden giden para geçen yıla göre 7.37 milyar TL artarak 24.61 milyar liraya ulaştı. Bütçe açığının yüzde 77.85’i, yani dörtte üçünden fazlası sosyal güvenlik açığı finansmanından kaynaklanıyor.