Bütçe hükümet düşürür
Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin "bütçe hakkını" arayışı Türkiye'nin "dağdağalı" gündeminde hak ettiği yeri bulabilirse ne mutlu millete! Çünkü, Meclis maddi ve manevi varlığının ayrılmaz parçası olan bu hakkı millet namına kullanır. Çok basitçe söylersek, Meclis'in bütçe hakkı iki temel yasama yetkisine dayanır: Hükümetlerce hazırlanan devlet bütçesini onaylamak; bütçenin gelir ve harcama süreçlerini denetlemek.
TBMM, bu hakka sahip değil mi? Elbette sahip ve kullanıyor. Hükümetlerin Bütçe Kanunu tasarılarını Plan ve Bütçe Komisyonu ve Genel Kurul süreçlerinden sonra yasalaştırıyor. Ancak, sorun bu değil. Sorun, Meclis'in bu hakkını bütçenin oluşumu ve uygulama denetimi boyutlarında millet namına egemenlik ve son karar yetkisinin gerektirdiği etkinlikle kullanıp kullanamadığındaÖ
Plan ve Bütçe Komisyonu'nun geçenlerde Afyon'da düzenlenen uluslararası toplantıda "Bütçe Sürecinde Parlamentonun Değişen Rolü"nü tartışmaya açması; TBMM'nin "rolünü" yeniden tanımlamak, buna uygun teknik ve politik altyapıyı oluşturmak üzere çalışma başlatmasından açıkça anlaşılan şu: Meclis, "bütçe hakkının" kullanımında yetki ve etki alanını genişletmek; hükümetler üzerinde yönlendirici rol oynamak istiyor.
Hakkın gücü
Meclis'in "bütçe hakkı" sadece teknik bir konu değil. Siyasi boyutta sonuç yaratıcı güç potansiyeline sahip. Öyle ki, Meclis'te iktidar veya muhalefet grupları isterlerse bütçe ile hükümet düşürür. Bütçesini Meclis Genel Kurulu'ndan geçiremeyen hükümetlerin "koltukta" oturma şansı kalmaz.
Gerçi, Anayasa'da, yasalarda yazılı kural değildir. Ama, Türkiye'de de örnekleri bilinen bir teamüldür. 1960'lı yıllardan bu tarafa iki hükümette başbakanlar, Meclis'e sundukları bütçe tasarıları ret edildiği için istifa zorunda bırakılmıştır. İlk örnek, İsmet İnönü hükümeti (1965), ikinci örnek ondan 5 yıl sonra aynı nedenle düşürülen Süleyman Demirel hükümeti (1970).
İlginçtir, İnönü hükümeti Süleyman Demirel'in genel başkanı olduğu Adalet Partisi'ne, Demirel hükümeti ise kendi partisine mensup milletvekillerinin ret oylarıyla hükümeti bırakmışlardır. 1940'lı yıllarda CHP'nin tek parti iktidarı döneminde de bir örnek var: Başbakan Şükrü Saraçoğlu hükümeti, 1945 yılında bütçesine ret oyu veren 7 CHP milletvekili tarafından düşürülmüştür. Yani, "bütçe hakkı" böyle bir haktır.
İlk adım
Meclis, "bütçe hakkını" geri almakta demeyelim, "pekiştirmekte" kararlı görünüyor. Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanı AKP Afyon milletvekili Sait Açba'nın verdiği bilgiler bu kararlılığın ifadesi sayılmalı. Açba, ilk adımın TBMM İçtüzüğü'nde yapılacak değişiklikle atılacağını söylüyor.
Bu adımı, başta plan ve bütçe olmak üzere ilgili komisyonların teknik bilgi altyapısı ve uzman birimlerle donatılması izleyecek. Tasarım, böyleÖ Girişimin muhalefet tarafından olumlu bulunması da ayrıca önemli. Çünkü, "bütçe hakkını" pekiştirmiş, etkinliğini artırmış bir Meclis herkese lazım. Özellikle, AKP hükümetini içten içe rahatsız edebilecek bu "hak" arayışının, Meclis çoğunluğuna sahip iktidar kanadından başlaması ayrıca olumlu.
Muhalefet kanadının bu olumlu tasarımı desteklediği görülüyor. Ana muhalefet CHP'nin Maliye kökenli Trabzon Milletvekili Akif Hamzaçebi, MHP'den Denizli Milletvekili Emin Hâluk Ayhan, DSP'den İzmir Milletvekili Harun Öztürk'ün görüş ve önerileri muhalefet desteğinin ipuçlarını veriyor. Yeter ki, başta Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanı Açba ve diğer ilgililer muhalefet gruplarıyla bu konuda yakın işbirliğini ve birlikte çalışmayı ihmal etmesinler.