Bütçe ağır hasta, krizde derman değil sorun olacak
Merkez Bankası karının Hazine’ye ocakta aktarılması, bütçedeki kötü gidişin boyutunun birkaç aylığına daha düşük gözükmesini sağlamıştı. Nisan ayı bütçesiyle bu aldatıcı makyaj da aktı ve bütçenin yüzü daha net ortaya çıktı.
Aylık ve mevsimsel dalgalanmaların etkisini gidermek için 12 aylık toplam verilerle bütçedeki gelişmelere baktığımızda, gidişin ne kadar ürkütücü olduğu ortaya çıkıyor:
* 12 aylık toplam bütçe açığı Nisan 2019 itibarıyla 104 milyar lirayı buldu. 2019 yılsonu bütçe açığı hedefinin 80.62 milyar TL olduğunu dikkate alırsak, hedeflerden ne kadar sapıldığı ortaya çıkıyor. 12 aylık toplam bütçe açığındaki yıllık artış yüzde 97.31, yani açık ikiye katlanmış durumda.
* 4 aylık bütçe açığı 54.48 milyar TL. Yani yılın üçte birinde yıllık hedefin üçte ikisi kadar bütçe açığı ortaya çıkmış.
* 12 aylık toplam faiz dışı bütçe dengesi geçen yılın nisanında 7.38 milyar TL fazla vermişti. Bu yıl 19.9 milyar TL açık var. 2019 bütçe hedefine göre yıl sonunda faiz dışı bütçe dengesinin 36.7 milyar TL fazla vermesi gerekiyordu. Bu hedef, artık sadece bir masal.
* Faiz dışı bütçenin açık vermesi yetmiyor gibi faiz giderleri de hızlı artıyor. 12 aylık toplam faiz gideri yüzde 44.93 artarak 87 milyar lirayı aştı.
* Bütçe gelirlerindeki artış yüzde 20.63 ile enflasyon düzeyinde. Giderlerdeki artış ise yüze 26.26 ile daha yüksek.
* Üstelik bütçe gelirlerindeki artışta Hazine’ye aktarılan Merkez Bankası karının geçen yıldan çok daha fazla olmasının önemli bir payı var. Hazine portföyü ve iştirak gelirleri 14.1 milyar TL düzeyinden 40.9 milyar TL’ye fırlamış. Bu kalemde yüzde 190’lık bir artış var. Bütçe gelirlerindeki toplam artışın beşte biri sadece buradan geliyor.
* Buna karşın yurtiçi ekonomik faaliyetlerden gelen KDV ve ÖTV gelirlerinde yüzde 6.2’lik bir düşüş var.
* Sosyal güvenlik açık finansmanının bütçeye yükünün yüzde 59 gibi yüksek bir hızla artması da kamu maliyesinin dengelerini bozan önemli gelişmelerden birisi.
Sayfadaki 4 grafik bütçedeki bozulmanın 2017 başından itibaren nasıl hızlanarak sürdüğünü gözler önüne seriyor.
Bütçenin sağlığı seçim ekonomisi politikalarıyla bu kadar bozulmamış olsaydı, kamu maliyesi krizi yumuşatmak ve kolay atlatmak için bir imkan sunabilirdi. Ama bütçe bu haliyle kendisi krizde ve krize çare olmak yerine krizi ağırlaştıran bir faktör haline geldi.
Kamu maliyesi “40 katır mı, 40 satır mı?” açmazı ile karşı karşıya. Ya sert bir kemer sıkmaya gidilecek ve ekonomik daralma daha da şiddetlenecek, işsizlik ve yoksulluk iyice artacak. Ya da aşırı borçlanma ve para basma, Merkez Bankası imkanlarını kullanma yoluna gidilecek. Bu durumda da enflasyon, faizler ve kurlar iyice yükselecek ve sonuç yine ekonomik daralma, işsizlik ve yoksulluk artışı olacak.