Bürokrasi kenti Ankara’nın sanayi merkezi OSTİM
Ankara denince akla ülkemizin başkenti olarak devlet kurumları ve bürokratik yapı gelir. Bu yapı içerisinde yeşererek ve önemli büyüklüğe ulaşan bir sanayi üretim merkezi buketi olarak OSTİM ayrı bir renk olarak yer alır.
1967 yılında küçük sanayi sitesi olarak kurulan OSTİM 50. Yaşına yaklaşırken bugün 5 bin 200 üretim tesisi, raylı sistem, savunma sanayii alanında gerçekleştirdiği kümelenmeleriyle, ülke ekonomisine önemli katkıda bulunan önemli bir sanayi merkezidir.
Arkadaşımız Hüseyin Gökçe’nin haberinden bir süre önce bir yazımda sözünü ettiğim, bu 5 bin 200 üretim işliğinin sanal bir tek çatı altında duvarlarının kaldırıldığı tek bir fabrika haline gelmesinin yazılım aşamasının son aşamasına geldiğini öğreniyoruz. OSTİM’in bu yazılımı hayata geçirerek, dışardan iş alıp, en iyi fiyata, en kısa sürede üretim yapmanın altyapısının hazırlandığını öğreniyoruz. OSTİM Başkanı Orhan Aydın, OSTİM’i sanal çatı altında, tek fabrika haline getirecek projenin son aşamasına geldiğini belirtiyor. Bu kapsamda OSTİM’de yer alan bütün şirketlerin üretim kapasitelerinin, bir veri tabanına özel bir yazılımla aktarıldığını, sistemin uygulanmaya başlamasıyla Ostim olarak ihalelere girip aldıkları işleri, işliklerine dağıtıp ürettirerek teslim edeceklerini belirtiyor. Bunu üreticiler ve üretimi talep edenleri yüz yüze getirmeden gerçekleştireceklerini söylüyor. Aydın, hem yurt içinden hem yurt dışından talep toplayarak bu tür işler almayı amaçladıklarını açıklıyor.
Orhan Aydın, kendilerine sorun yaratan bir şikayetini dile getirirken, “OSTİM olarak Türkiye’nin bütün büyük holdingleriyle irtibatlıyız. Boeing, Aırbus, Aselsan gibi yerli yabancı devlere üretim yapıyoruz. Ancak, Türkiye’de kamu kurumlarına ve yerel yönetimlere ürün satmakta zorlanıyoruz. Yüzde 51 yerli üretim katkısı zorunluluğunun şartnamede yer almasına ve bizim raylı sistem kümelenmemiz olmasına karşın, Ankara’da raylı sistem alımlarında buna uyulmadı. Çinli firmanın bizi devre dışı bırakması önlenmedi. Aynı şekilde İzmir ve Konya Büyükşehir Belediyeleri de tamamen yabancı firmalardan alım yaptılar. Öyle bir şartname hazırlıyorlar ki yerli firmaların teknik olarak girmesi mümkün olamıyor. Oysa Türkiye’de yabancılardan kaliteli üretim yapılıyor. Biz raylı sistem üretiminde para filan istemiyoruz, sadece firmalarımıza eşit şartlar sağlansın” diyor.
Orhan Aydın, OSTİM’de iş makineleri yedek parça üretimi yapan KOBİ’ler için kurdukları Sektörel Dış Ticaret Şirketinin yardımı ile bu firmaların 42 ülkeye ihracat yapabilir yeterliğe ulaştıklarını da açıklıyor. OSTİM’deki üretici firmalardan da 100’ün üzerinde ülkeye ihracat yaptıklarını belirtiyor.
Önemli bir atılımın eşiğinde olan OSTİM’in beklentisinin ne olduğunu belirtirken de Orhan Aydın, “Türkiye’de üretim yapmak çok zor. Üreticileri ödüllendirmek yerine üretim yaptığına pişman hale getirirsek bindiğimiz dalı keseriz. Ülkenin kahrını çeken kesim para değil, itibar istiyor. Üreticilerin moral motivasyona ihtiyacı var” diyerek düşüncesini ortaya koyuyor.
Ülke üretimine, ekonomisine ve ihracatına katkıda bulunan OSTİM, birçok OSB’nin aksine kendisine bir yol haritası çizmiş durumda. Bu açıdan Orhan Aydın’ın dile getirdiği yakınmaların Ekonomi yönetimince dikkate alınması ve önlerindeki engellerin azaltılması gerekir.