Burada Türk Malı Satılmaz'dan Derilerimiz Türk Malı'na

Şefik ERGÖNÜL
Şefik ERGÖNÜL İHRACAT SOHBETLERİ [email protected]

 

 

Günlük haberleri gözden geçirirken, dünkü (17 Aralık 2012) gazetemizde yer alan, Deri Konfeksiyon Sanayicileri Derneği Başkanı Sayın Mehmet Dinç'in bir beyanatına rastladım. Sayın Dinç, " Ruslar mağazaların camına 'Deriler Türk malı' yazıyor" diye beyanat vermiş.

Bu haberi okuduğum zaman, geçmiş yıllarda yine o vitrinlerde yer almış olan " Burada Türk Malı Satılmaz" ibarelerinden bu yana geldiğimiz yolu düşündüm.
Ben şahsen bu ibareleri görmesem de son zamanlarda Türk ürünlerine karşı Rusya ve eski Sovyetler Birliği ülkelerinde rastladığımız olumlu tutumlar bunu onaylıyor.
Sayın Dinç, dün­yada Türk etiketinin farkının yavaş, yavaş hissedilmeye başlandığını be­lirterek, "Rusya'da Türk derisi marka. Çin malı satmıyoruz, derilerimiz Türk malıdır diye yazıyorlar. Bunu Rus­ya'da basardık, Avrupa'da da başarmalıyız. 2013'te ihracatımızı yüzde 20-25 artırmayı hedefliyoruz" demiş. Bu yılın ocak-ekim döneminde deri sektörü ihracatın bavul ticaretiyle birlikte hesaplandığında 4.5 milyar dolar olduğunu söylemiş. Ancak beyanatının en önemli noktası da Türkiye'ye saf bir derinin 9 eurodan girip 32 eurodan çıktığını ve sektörde katma değerin yüksek olduğunu, buna kon­feksiyon da eklendiği zaman o derinin fi­yatının 40 euroya çıktığını belirtmesi.
Bu beyanatı esas alarak sohbetimizi şekillendirmekteki amacımız buradaki iki vurgu. İlki, Türk malının kalitesinin kabul edilmesi ve buna bağlı olarak itibarının yükselmesi. İkincisi de ihraç mallarımızda katma değeri yüksek ürünlerin ülkemize olumlu katkısının önemi.

Mesela, zeytinyağımızın dökme olarak satılmasına karşıyız. AB bunu bizden alıp yeniden şişeleyerek çok amma daha çok pahalıya satıyor, biz de bunu bildiğimiz halde, bazı gayretli iş insanlarımızın yaptıkları dışında yaptıklarımız sınırlı kalıyor. Hiç kuşku yok ki sağlam piyasalarda yer bulabilmek için geçmemiz gereken aşamalar var. Ancak amaç, sadece günü kurtaracak parayı kazanmak olmamalı. O zaman kısır döngüyü kırıp dışarı çıkamayız. Sonraki aşamaları, piyasada yer alarak tutunmak için neler yapılması gerektiğini bulup, kalıcı olabilmek için gerekenleri planlamalı ve zaman içerisinde uygulamaya geçmeliyiz. Aynı şekilde mermerlerimizin blok olarak satılıp, AB ve ABD piyasasında karşımıza işlenmiş olarak çıkması da birçok dostumuzun yanı sıra beni de üzüyor.
1980'li yılların başında yoğun olarak çalıştığımız Irak piyasasında, Türk ürünlerine yaklaşımda ilk yıllardaki tedirginliğin, zaman içerisinde Türk ürününü tercih etmeye dönüştüğünü şahsen gören birisi olarak, olumlu imaj yaratmanın ne kadar önemli ve katkı yapıcı olduğunu vurgulamak isteriz. O yıllarda Iraklı bir müşterimizin istediği makineyi bulup teklif ettiğimde, makinenin kalitesi ve özelliklerinden etkilenen müşterinin "Bu makine İtalyan, amma siz buna Türk etiketi vurup satıyorsunuz" dediğini hatırlıyorum. Daha sonra onu üretim mekanına götürdüğümüzde gördüğü diğer makineler ve imalat yeterliliği karşısındaki şaşkınlığı bizi ne kadar mutlu ettiğini anlatabilmek mümkün değildir.

Bugün Türk ihraç ürünlerinin yapısını incelemeye aldığımızda, bu üretimleri yapabilmek için yapmamız gereken ithalat rakamları ürkütücü boyutta görünüyorlar. Bunun nedeni de "katma değer" dediğimiz şeytan tüyünün, ithalata bağlı ihracat ürünlerinin üzerinde pek de fazla olmadığı. "Eğer durum böyleyse ihracat yapmayalım mı" diyen dostlarımıza, sakın beni yanlış anlamayın derim. İthalata karşı olmamız asla ve asla mümkün değildir ancak ithal ürünlerinin üzerine konulan katma değerlerin arttırılmasına çok daha fazla önem veriyoruz.
İçerisine makine yağı karıştırılmış zeytinyağı ihracatının, Türk malı üzerindeki olumsuz izlerini silmek ne kadar uzun zaman aldı, hatırlayanlar bilir. Öte yandan bazı kendini bilmez Laleli, Aksaray esnafının Rus müşteriler üzerinde yarattıkları imajı değiştirmek için, o yörenin aklı başında esnafının ne kadar zorlandığını hepimiz biliyoruz.
İhracata kalıcı olmak ve ihracatı sürdürülebilir kılmak için girelim.
Para kazanabilmek için de dürüst, farklı, yaratıcı ve hepsinden öte bilgili olalım.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
96 yılda ihracat... 29 Ekim 2019
Tahterevalliye Dikkat 15 Ekim 2019
İhracat ve Facebook 17 Eylül 2019
Promosyon mu o da ne? 10 Eylül 2019
Müşteriye Doğru Erişim 27 Ağustos 2019