Bunge anıt ağaçların bin yıllık izini sürüyor
Zeytin, tüm kutsal kaynaklarda insanlık tarihiyle yaşıt kabul edilen, tarih öncesi kavimlerin yağını altınla eş tuttuğu, kralların ağacını kesene ölüm cezası verdiği eşsiz bir meyve. Aynı kaynaklar böylesine iyi korunan bir ağacın binlerce yıl yaşayacağını da söylüyor. Ünlü Yunan düşünür Homeros’un destanında dile gelen zeytin ağacı da “Herkese aitim ve kimseye ait değilim. Siz gelmeden önce de buradaydım, gittikten sonra da burada olacağım” sözleriyle insanlara kafa tutarken ölümsüzlüğüne gönderme yapıyor. Zeytinin ana yurdu kabul edilen Anadolu, bu kadim ağacın yüz yıllara tanıklık etmiş üyeleriyle dolu. Bazıları bir villanın, otelin bahçesini süslerken bazıları da değeri bilinmeden kesilip atılıyor. İşte bugünlerde Ayvalık’ta “ölmez ağaç” da denilen bin yıllık zeytin ağaçlarının peşine düşen bir proje üzerinde çalışılıyor. Amaç bu ağaçların envanterini çıkararak yerlerinde kalmaları ve daha uzun yıllar tarihe tanıklık etmeleri.
Projenin sahibi 2000’de Salat markasını satın alarak Türkiye pazarına giren, daha sonra da Komili, Kırlangıç, Sezai Ömer Madra markalarını bünyesine katan New York merkezli tarım şirketi Bunge. “Anıt Ağaç” adını verdikleri projeyi Bunge Türkiye Gıda ve Katkı Maddeleri Direktörü Erman Erol anlattı.
Bin yaşında tahminen 100 anıt ağaç var
Nestle kökenli Erman Erol, Komili'yi satın aldıktan sonra zeytinyağıyla yolunun kesiştiğini söylüyor. Kırsalda tarıma dayalı işbirlikleri, köylülerle ortak projeler konusunda deneyimi olan bir isim Erol. Bu nedenle zeytin ağaçlarını da çiftçisini de sahiplenmekte zorluk çekmediğini, tarımın ancak sahada anlaşılabileceğine her zaman inandığını vurguluyor. Anıt Ağaç projesi, bölgedeki zeytin çiftçilerinin anlattığı bilgiler ışığında gelişmiş. İşin sahiplerinden biri de Balıkesir Üniversitesi’nde görev yapan Prof. Dr. Abdullah Soykan. Soykan’la birlikte çalıştıklarını ve yola Ayvalık’tan çıkmaya karar verdiklerini belirten Erol, süreci şöyle anlatıyor: “Haziran-temmuz aylarında zeytinliklerde saha çalışmaları yapılacak. Ağustos ayında ise rapor hazırlanarak bulunan ağaçların tescillenmesi için Koruma Kurulu’na başvurulacak. İlk etapta üç yıllık bir çalışma planladık ama bu, miras bırakılması gereken bir proje. Uzun vadede tüm Türkiye’ye yayacağız.”
Erol’un verdiği bilgilere göre Ege bölgesinde 100’den fazla “Anıt Ağaç” var. Bu ağaçların dekoratif görüntüleri nedeniyle yerlerinden sökülüp otel ya da özel konut bahçelerine taşınmasına karşı olduklarını vurgulayan Erman Erol, “Bu çalışmada ağaçları mistik, tarihsel ve boyutsal olarak sınıflandıracağız. Amacımız onların yerlerinde tarihe tanıklığı sürdürmelerini sağlamak” diyor.
Bir alana sahip çıkıyoruz
Komili, Bunge’nin EMEA (Avrupa, Ortadoğu ve Afrika) bölgesindeki ilk zeytinyağı yatırımı. Markanın performansından çok memnun olduklarının altını çizen Erman Erol, bunun getirdiği sorumlulukları da gördüklerini vurguluyor. Kırlangıç markasını da bünyesine katan şirket son hasatla birlikte 4 bin 500 ton ihracat gerçekleştirmiş. Bunun yüzde 40’ı markalı. “Biz bir ürüne ya da kategoriye değil bir alana sahip çıkıyoruz” diyen Erman Erol, ilerleyen dönemde zeytinde verimliliği artırmak üzere çalışmalara başlayacaklarını söylüyor. Bunun iki ayağı olacak. Birincisi Türkiye’de düşük olan ağaç başına verimi artırmak, ikincisi de zeytinyağında Türkiye markasını ön plana çıkarmak. İhracatta Japonya’ya kadar uzanarak ikinci adımda önemli bir yol kat ettiklerinin altını çiziyor Erol. Ancak daha gidilecek çok yol var. İtalya’da zeytinyağı ticaretinde asırlık geçmişi olan ailelere satış yapmasını, bu toprakların taşıdığı potansiyelin işareti olarak görüyor.
Türkiye’deki 175 milyon zeytin ağacının 150 milyonu bu yıl meyve vermiş. Ağaç başına verim 13.5 kilo. Erol diyor ki, “Bu da 2 milyon ton zeytin demek. Bu yıl 280 bin ton zeytinyağı üretildi. Geçen yıl da ‘var yılı’ydı. Yani iki sezon üst üste tekrarladı. Demek ki doğru çalışmalarla bu mümkün. Bu yolda devam edeceğiz.”