Bulutların üstünde…
RAMAZAN BİÇER
Bulut (cloud) teknolojisi, bir servis sağlayıcının desteğiyle ilgili kişiye tahsis edilen alana ağ üzerinden kolayca erişim sağlayan teknolojiyi ifade etmekte. Özellikle sayısız veriyi depolamak zorunda olan şirketler bu konuda ciddi yatırımlar yapıyor. Microsoft’tan Apple’a bir çok dünya devi bilişim şirketi de yoğun olarak bu iş alanını geliştirmeye çalışıyor. Eldeki veriler, 2020 yılında bulut pazarının 250 milyar dolara yaklaşacağına işaret ediyor.
Bu kadar büyük bir pastanın vergilendirmesi de ülkeler arasında bir tartışma konusu. Şu anki duruma baktığımızda bulut hizmeti veren şirketlerin vergi oranlarının düşük olduğu İrlanda ve İsviçre gibi ülkelerden hizmet sunduklarını görüyoruz. Doğal olarak Türkiye’nin de içinde olduğu diğer ülkeler bu durumdan oldukça şikayetçi. Şikayet etmelerinde haklılar mı birlikte görelim.
Bulut hizmetleri daimi işyeri oluşturuyor mu?
Türkiye pazarına baktığımızda diğer bir çok ülkedeki gibi bulut hizmeti sağlayıcıları genel olarak başka ülkeler üzerinden Türkiye’deki müşterilerine hizmet sunmakta. Peki, Türkiye’de konuya ilişkin yasal bir düzenleme mevcut mu? Türk vergi mevzuatında bu tür hizmetlerin ne şekilde vergilendirileceğine dair açık bir hüküm bulunmuyor.
Her ne kadar OECD Model Vergi Anlaşması'nın yorumları bir internet sitesinin daimi işyeri oluşturmayacağını açık olarak belirtmiş olsa da, Türkiye’deki uygulama açısından bir belirsizliğin olduğu şüphe götürmez. Bu kapsamda, yurtdışından Türkiye’deki kişi ya da şirketlere verilen bulut hizmetleri nedeniyle bir daimi işyeri oluşma ihtimalinden bahsedebiliriz.
Çifte vergilendirmeyi önleme anlaşmalarının konuya nasıl baktığına gelince, orada da tam bir netliğin olmadığını görüyoruz. Anlaşmalardaki daimi işyeri tanımına bakıldığında bulut hizmetleri veren yabancı bir şirketin Türkiye’de daimi işyerine sahip olduğunu söylemek o kadar da kolay değil. Ancak, yukarıda da belirttiğim gibi konu tam olarak açıklığa kavuşturulmuş durumda değil.
Gayrimaddi hak ödemesi
Gelir İdaresi Başkanlığı 2012'de verdiği bir özelgede yurtdışından satın alınan (domain) alan adı karşılığı yapılan ödemelerin gayrimaddi hak ödemesi olduğu sonucuna ulaşmıştır. Buradan çıkan sonuç, bulut hizmetlerinin de benzer şekilde değerlendirilebileceği yönünde. Bu nedenle, bu tür hizmetler karşılığında yapılan ödemelerde ilgili taraflarca iç mevzuat ya da çifte vergilendirme anlaşmaları kapsamında bir vergi kesintisi yapılması gerekebilir.
Katma değer vergisi nedeniyle sorumluluk
Bulut hizmetlerinin Türkiye’de daimi işyeri oluşturup oluşturmadığı ve kullanılan alanın gayrimaddi hak alımı olup olmadığı bir yana KDV konusunun daha net olduğunu söyleyebiliriz. KDV Kanunu hizmeti alanın Türkiye’de bulunması ve hizmetten Türkiye’de faydalanılması durumunda KDV’nin doğacağını açık bir şekilde belirtmiş durumda. Tartışma götürse de bulut hizmetleri uygulamada yurt dışından gayrimaddî hak alınması veya kiralanması kapsamında değerlendirilebilir.
Bu nedenle, bulut hizmetlerinde hizmeti alanın Türkiye’de bulunduğu ve hizmetten Türkiye’de yararlandığı için sorumlu sıfatı ile KDV kesintisi yaparak bu vergiyi ödemesi gerektiği düşünülebilir. KDV mükellefiyeti bulunmayan ancak bulut hizmeti karşılığında ödeme yapan kişilerin durumu da benzerlik gösteriyor. KDV Tebliğlerindeki paralel açıklamalara bakıldığında, Türkiye’de bulut hizmetinden faydalanan muhatabın KDV mükellefi olması şartı aranmayabilir.
Dolayısıyla, KDV mükellefiyeti bulunmayanların da söz konusu bulut hizmetleri nedeniyle KDV tevkifatı yaparak 2 No.lu KDV beyannamesi ile beyan etmek ve ödemek zorunda olduğu sonucunu çıkarmak mümkün. O zaman şu soru gündeme geliyor: Türkiye’deki milyonlarca bulut kullanıcısı vergi tevkifatı mı yapmak zorunda? Yanıt evet ancak bunun nasıl gerçekleştirileceği tam bir muamma çünkü bu tür bulut hizmet alımları genellikle online olarak gerçekleştiriliyor ve hizmet bedeli kredi kartları gibi araçlarla ödeniyor. O yüzden, fiiliyatta Kanun hükümlerini uygulamak pek de kolay görünmüyor.