Bülent Yıldırım'a rağmen

Galatasaray şampiyonluk umutlarıyla çıktığı maçta Beşiktaş'a 3 dakika içinde yediği iki golle yakalandı ve Fenerbahçe'nin Trabzon'da galip gelmesiyle birlikte işini son maça bıraktı. Şampiyonun adının belirlenmesinde Beşiktaş'ın yenilmesiyle maçtan bir puan alması arasında çok fark yoktu bu nedenle muhtemelen Bülent Yıldırım'ın bu karşılaşmadaki fiyasko yönetimi de "önemsiz" görülerek rafa kaldırılacak. Tıpkı ilk iki Play-Off maçında siyah-beyazlıların ofsayttan yediği gollere "aman canım, olur böyle şeyler" dendiği gibi. Kulağının üzerine yatanlara rağmen biz köşemiz aracılığıyla şunu belirtelim: Bülent Yıldırım'ın Fenerbahçe ile Galatasaray arasında oynanacak son maça verilme durumu olsa ve kendisi aynı yönetimi o gerilimi yüksek maçta gösterse muhtemelen maç sonunda düdüğünü asmak zorunda kalır. Beşiktaş'ın üçüncülük adına verdiği mücadele, şampiyonluk yarışının yanında elbette ki sönük kalıyor ancak sahada siyah-beyaz formalılara ayrı, sarı-kırmızı formalılara ayrı düdük üfleyen hakem stili artık bu topraklardan silinmek zorunda. İster adına "en büyük şampiyonluk adayına şirin görünmek" deyin isterseniz "baskı altında otoriteyi yitirmek" olarak tanımlayın şu bir gerçek ki, Galatasaray Türk Telekom Arena'da Beşiktaş'ı hakem Bülent Yıldırım'ın iteklemesine rağmen yenemedi. Maç içinde Galatasaray aleyhine yapılan hatalar yok mu elbette var fakat maçı objektif gözle izleyen herkes sanki Bülent Yıldırım'ın siyah-beyaz formalıları sindirmek üzere sahaya çıktığı hissine kapılacaktır.

Maça geçecek olursak; Beşiktaş teknik direktörü Tayfur Havutçu takımın başına geldiği günden bu yana ilk kez oyuna ciddi anlamda müdahale etti. Beşiktaş'a beraberliği getiren gollerde Holosko ve Mustafa Pektemek'in paylarını göz önüne alacak olursak bu müdahalenin önemli fayda sağladığını söylemek mümkün. İlk 45 dakika sonunda soyunma odasına 2-0 geride giren siyah-beyazlılar, ikinci devreye radikal kararlarla başladılar. Fernandes ve Simao'nun kenara gelmeleri ve Holosko ile Mustafa Pektemek'in oyuna girmeleriyle sistem 4-4-2'ye döndü. Hem Mustafa Pektemek'in gezgin özellikleri hem de Almeida'nın hava toplarındaki üstünlüğü aynı anda sergilenince sarı-kırmızılı savunmanın dengesi bozuldu. Belki Fernandes'in yokluğu organizasyon sıkıntısını beraberinde getirdi ama Galatasaray'ın da dakikalar ilerledikçe yarı alanına doğru gerilemesi bu anlamda Beşiktaş'ın ekmeğine yağ sürdü. Hatırlayacaksınız, Galatasaray'ın Trabzonspor ile berabere kaldığı maç sonrası yazımızın başlığını "Üç günde bir maç eşittir bir puan" olarak seçmiş ve sarı-kırmızılıların sıklaşan takvimde fiziksel ve mental anlamda geri dönüş sorunları yaşadığını belirtmiştik. Beşiktaş karşılaşması da bir bakıma o yazımızın bir teyidi oldu. Şampiyonluk baskısını hisseden Galatasaray dakikalar geçtikçe skoru garanti altına alma adına topun hâkimiyetini Beşiktaş'a bırakarak geri çekildi. Ayrıca sarı-kırmızılı takımın fizik mücadelede de (bilhassa 60.dakika sonrası) rakibine yeterli direnç göstermediğini gördük. Bu açıdan yapılacak bir değerlendirmede final niteliğindeki son karşılaşmanın yaklaşık 6 günlük bir periyottan sonra oynanacak olması Galatasaray açısından avantaj. Beşiktaş ise üçüncülük için Cuma akşamı Trabzonspor ile "kazanmak zorunda olduğu" çok kritik bir karşılaşmaya çıkacak. Tayfur Havutçu'nun Trabzonspor maçındaki en büyük avantajı ise üzerindeki ataleti atmış ve temcit pilavından (4-3-3) bıkmış halde maça çıkacak olması. Tabi 54 maçlık sezonun 53. maçında akılların başa gelmesi de enteresan.

Gerilimi taşıyan Fenerbahçe oldu
Şampiyonluk yarışında Fenerbahçe açısından son derece önemli maçta sahadan 3 puanla ayrılan 3-1'lik skorla sarı-lacivertliler oldu. Her dakikası gerilim yüklü maç; hem saha içi hem de saha dışında pek çok olaya sahne olurken, maçın tansiyonunu taşıyabilen ve daha soğukkanlı biçimde oyun disiplinine sadık kalan Fenerbahçe galibiyete uzanmayı bildi. Karşılaşmaya hızlı başlayan taraf Aykut Kocaman'ın öğrencileri oldu. İlk düdükten itibaren Trabzonspor yarı sahasına yerleşme çabası gösteren konuk ekip, topun olduğu yerde baskı ile bordo-mavili rakibinin oyun kurmasını engelledi. Trabzonspor'a baskıyla zor anlar yaşatan Fenerbahçe'de Cristian Baroni maçın 3. dakikasında ceza sahasına koşu yapan Emre Belözoğlu'na pasını aktardı. Tolga'yla karşı karşıya kalan Emre de plaseyle topu ağlara yolladı. Bu gol Trabzonspor açısından tüm motivasyonun yitirilmesi bakımından önemliydi. Fenerbahçe'nin atakları karşısında az adamla yakalanan bordo mavililer kalan dakikalarda da zor anlar yaşadı. Hem ortadan hem de kanatlardan etkili gelen Fenerbahçe karşısında Trabzonspor'lu oyuncular geriye dönmekte zorlananınca rakiplerine kolay pozisyon verdiler. Miroslav Stoch 30. dakikada taşıdığı topu kaleye yuvarladı, yavaş giden topu Serkan koşarak uzaklaştırmak istedi. Sol kanatta topu alan Bienvenu önce ceza sahasına girdi, daha sonra Glowacki'yi çalımladı ve kaleyi soldan gören pozisyonda topu sol ayağıyla ağlara yolladı. Trabzonspor'un bu gole cevabı Burak Yılmaz'la ilk yarının son anlarında geldi. İkinci yarı genelinde Fenerbahçe yarı sahasında kademeli bir savunma anlayışına bürünerek kontratak fırsatları kovaladı. Trabzonspor ise topun hâkimi olduğu anlarda organize olmayı başaramadı. 85'te Baroni ile gelen gol Fenerbahçe'nin galibiyetini tescillerken bir haftadır tırmanan gerilimin aslında Trabzonspor'un aleyhine işlediğini çok net bir şekilde gözler önüne serdi.

Turgay yıldızlaştı
Spor Toto Süper Final Avrupa Ligi Grubu 5. hafta mücadelesinde Bursaspor ile Sivasspor kozlarını paylaştı. Bursa Atatürk Stadı'nda oynanan karşılaşma ev sahibi ekibin 2-0'lık üstünlüğü ile sona erdi. Ertuğrul Sağlam'ın öğrencilerine galibiyeti getiren golleri 45 ve 48. dakikalarda Turgay Bahadır kaydetti. Oldukça çekişmeli geçen maçta yeşil-beyazlılar rakibine karşı birçok gol pozisyonu yakaladı. Beklediği hücum varyasyonlarını kuramayan Sivasspor rakibine mağlup olmaktan kurtulamadı. Alınan bu sonucun ardından Bursaspor puanını 34'e yükseltirken, Rıza Çalımbay'ın ekibi 29 puanda kaldı. Ligin gelecek haftasında Bursaspor deplasmanda İ.B. Belediyespor ile karşı karşıya gelecek, Sivasspor ise sahasında Eskişehirspor'u ağırlayacak. Bursaspor Teknik Direktörü Ertuğrul Sağlam, 2-0 kazandıkları Sivaspor maçına ilişkin olarak, "Hem Süper Final'de hem de Türkiye Kupası'nda en iyisini yapmaya çalışıyoruz. Fazla şans veremediğimiz oyuncularımız da şans bulduklarında ellerinden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyorlar. Bizim adımıza güzel bir maç oldu. Şimdi İstanbul Büyükşehir Belediyespor ile deplasmanda yapacağımız grubun son maçına düşünmeye başlayacağız. Amacımız bu maçı da kazanarak, grubu lider bitirmek." şeklinde konuştu.
 

Eskişehirspor geçit vermedi
Süper Final Avrupa Ligi Grubu'nda Atatürk Stadı'nda oynanan Cüneyt Çakır'ın yönettiği mücadelede Eskişehirspor, kupa maçında Bursaspor karşısında çıkan olaylar sebebiyle aldığı ceza yüzünden kadın ve çocuk taraftarların izlediği karşılamada İstanbul Büyükşehirspor'u 3-1 yenerek gruptaki liderlik iddiasını sürdürdü. Karşılaşmaya hızlı başlayan ev sahibi Eskişehirspor, 19. dakikada Diomansy Kamara'nın attığı golle 1-0 öne geçti. Bu golün ardından ataklarını kesmeyen Eskişehirspor 30. dakikada Veysel Sarı'nın attığı golle farkı 2'ye çıkardı ve ilk yarı bu skorla sona erdi. Karşılaşmanın ikinci yarısında da Eskişehirspor etkili oyununu sürdürürken Kamara 77. dakikada bir kez daha sahneye çıktı ve farkı 3'e çıkardı. Mücadelenin 79. dakikasında Doka attığı golle farkı ikiye indirdi ancak kalan sürede İstanbul Büyükşehir Belediyespor başka gol bulamayınca ev sahibi Eskişehirspor hanesine 3 puanı yazdırdı. Alınan bu sonucun ardından ev sahibi Eskişehirspor puanını 33'e çıkartırken İstanbul Büyükşehir Belediyespor 32 puanda kaldı. Avrupa Ligi Grubu'nda son hafta mücadelesinde Eskişehirspor Sivasspor'a konuk olurken, İstanbul Büyükşehir Belediyespor da kendi evinde Bursaspor'u konuk edecek.

TFF Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu, futbolda şike ve teşvik soruşturması kapsamında aldığı kararları gece yarısı açıkladı
Kulüpler 'şike'siz
Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu (PFDK), kamuoyunun merakla beklediği futbolda şike ve teşvik primi soruşturması kapsamındaki cezaları gece yarısı açıkladı.
TFF'nin internet sitesinden 71 madde halinde duyurulan kararlar uyarınca, Fenerbahçe Kulübü Asbaşkanları İlhan Ekşioğlu'na 3, Şekip Mosturoğlu'na ise 1 yıl hak mahrumiyeti cezası verildi.
Kurul, İbrahim Akın'ı 3 yıl, Serdar Kulbilge, Ümit Karan ve Ahmet Çelebi'yi 2'şer yıl, Cemil Turan, Cengiz Demirel, Mehmet Şen ve Yavuz Ağırgöl'ü de 1'er yıl hak mahrumiyetiyle cezalandırdı.
Aralarında Fenerbahçe, Beşiktaş, Galatasaray ve Trabzonspor'un da bulunduğu hiçbir kulübe ceza verilmedi. Ayrıca, soruşturmada adı geçen Fenerbahçe Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım, Trabzonspor Kulübü Başkanı Sadri Şener, Trabzonspor Kulübü yöneticisi Nevzat Şakar, eski Beşiktaş Kulübü Asbaşkanı Serdal Adalı ve Beşiktaş Teknik Direktörü Tayfur Havutçu da ceza almadı.

Süper Lig'e ilk bilet Elazığ'ın
TFF 1. Lig'in 33. haftasında, sahasında Bucaspor'u 2-1 yenen Elazığspor, 8 sezon aradan sonra Spor Toto Süper Lig'e yükseldi. Bucaspor galibiyetle puanını 61'e yükselten Elazığspor, bitime 1 hafta kala Spor Toto Süper Lig'e çıkmayı garantiledi. Geçen sezon TFF 1. Lig'e çıkan Elazığspor, bu sezon da bu başarılı grafiğini sürdürdü.
Sezona teknik direktör Osman Özköylü yönetiminde başlayan, daha sonra yoluna Hüsnü Özkara ile devam eden, son olarak da Bülent Uygun'a emanet edilen Elazığspor, TFF 1. Lig'deki başarılı performansıyla güçlü rakiplerinin arasından sıyrılarak Süper Lig biletini alan ilk takım oldu.
En son 2003-2004 sezonunda Süper Lig'de mücadele eden Elazığspor, 8 sezon aradan sonra Süper Lig'e yükselmeyi başardı. 2001-2002 sezonunda şampiyon olarak Süper Lig'e yükselen Elazığspor, 2 sezon mücadele ettiği Süper Lig'e 2003-2004 sezonu sonunda veda etmişti.