Buldozer ormana girerse...

Taylan ERTEN
Taylan ERTEN ANKARA'dan [email protected]

ANKARA'DAN / Taylan Erten [email protected] 2007 yılında Türkiye'nin turizm geliri 18,5 milyar dolar. Aynı yıl toplam ihracat 107 milyar dolar. Türkiye 107 milyar dolarlık ihracata karşılık ithalata 170 milyar dolar harcadı. Turizmde ithalat varsa da çok az. Net döviz geliri, net turist girişi var. Bu niteliğiyle turizm ülkeye kazandırdıkları bakımından, özellikle sanayi sektörleriyle mukayese edildiğinde, en "net" sektör. Sağladığı ve geliştikçe sağlayacağı "kültürel katma değer" de ayrı... 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu bu nedenle önemli. Sektörün 18,5 milyar dolarlık döviz geliri seviyesine erişmesinde devlet teşviklerinin rolü çok büyük ve belirleyici. 1982 yılında çıkarılan kanun, bugünlerde TBMM'de bir kere daha elden geçiriliyor. Bazı değişiklikler yapılıyor. Bunların başında ormanların turizm yatırımlarına açılması geliyor. Tabii, hepsi bu kadar değil: Türkiye'nin doğa örgüsünü sağlık, termal, kış, eko, golf, kıyı, deniz, spor turizmlerine dönük yatırımlara açacak düzenlemeler de var. Hükümetin hazırladığı tasarıda iki teşvik unsuru Hazine arazileri ve ormanlar... Teşvik mekanizması üç bakanlık arasında kurulacak işbirliğiyle işletilecek. Maliye Bakanlığı elindeki Hazine arazilerini, Tarım ve Orman Bakanlığı ormanları turizm yatırımlarına açılmak üzere Kültür ve Turizm Bakanlığı'na devredecek. Tahsisler bu üç bakanlıkça yönetilecek. Tasarı, Kültür ve Turizm Bakanlığı'nı adetâ "üst otorite" konumuna getiriyor: Maliye ile Tarım bakanlıkları, Kültür Bakanlığı'nın arazi ve orman taleplerini "en geç bir ay içinde" yerine getirmek durumundalar. Ancak, tahsis, kiralama, irtifak hakkı tesisine ilişkin işlemleri birlikte belirleyecekler. Hassas denge Orman konusu Anayasa Mahkemesi'nin Mayıs 2007'de verdiği bir iptal kararıyla gündeme geldi. Mahkeme, 2634 sayılı kanunun orman tahsisleriyle ilgili 8. maddesini geçen yıl iptal etmişti. Gerekçesini de iki görüşe dayandırmıştı: İlki, "Ormanların orman olarak korunmasında üstün kamu yararı vardır." İkincisi, "Ormanların turizm yatırımlarına tahsisi ancak üstün kamu yararı bulunması ve zorunluluk hallerinde mümkün olabilir." Dikkat edilirse, mahkemenin kurduğu "hassas dengenin" kendi içinde de bir "hiyerarşisi" var. Bunu "üstün kamu yararları arasındaki üstünlük" diye tanımlarsak, o zaman Türkiye'nin orman varlığının "orman olarak" korunması "en üstün" kamu yararıdır. Yatırımlara tahsis ise "en üstün yarara" bağlı ikincil "üstün yarar" kavramını ifade eder ki, tasarının tartışma yaratan "püf noktası" da bu Meclis tali komisyonunda incelenen tasarının Anayasa Mahkemesi kararıyla ne kadar uyumlu olduğu bir tarafa... Bu haliyle kanunlaşırsa, orman tahsis işlemleri "kamu yararı" açısından yeni idare ve hukuk sorunlarına yol açabilir. Diğer bir sorun, turizm yatırımına açılan orman alanlarına girecek "buldozerlerin" nereye kadar, nasıl, hangi ölçülerde gidebilecekleri; ihlâllerin nasıl önleneceğidir. Özellikle bu konuda bazı turizm tesisi yatırımcılarının, bakanlıkların, idarenin "sabıka dosyaları" ne yazık ki kabarıktır. Daha geçenlerde tesisi için denizi yasadışı dolduran "ünlü" bir adam kalkıp demedi mi: "Denize birkaç taş attıysak ne olmuş!" Bu kafa yasalar, kurallar karşısında en büyük tehlikedir. Daha da önemlisi: Buldozerlerin yok edeceği orman alanlarının yerine ne konulacağıdır. Tasarıda, açık söylemek gerekirse "basmakalıp" bir çözüm var: Yatırımcı tesise çevirdiği orman alanının 5 katı kadar bir alanın "ağaçlandırılması" için gereken bedeli ödeyecek. Orman Genel Müdürlüğü de, artık nereyi uygun bulursa, oraya ağaçları dikecek! İyi de, orman denilen varlık ağaçlardan mı ibaret? Orman başlı başına bir eko sistem... Her ağaçlı alan da orman değil. Anayasa Mahkemesi, iptal kararında boşuna vurgulamadı: "Ormanlar yaşamın kaynağıdır. Türkiye'de ormanlar en çok tahrip edilen, en fazla tecavüze uğrayan yerlerdir. Bu nedenlerle Anayasa'nın başta 169. maddesi olmak üzere, Orman Kanunu ile çok özel bir rejime tabi tutulmuşlardır." Bu "çok özel rejimle" turizm yatırımlarına duyulan ihtiyaç kim tarafından, nasıl dengelenecek? Daha açıkçası, ilgili tüm taraflar buna özen göstermeye hazır mı? Tasarıda bu yönler eksik. Fırsat varken boşluklar mutlaka giderilmeli. Yoksa, buldozer bir kere ormana dalmaya görsün; kanıtlar Türkiye'nin tüm turizm bölgelerinde...

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Atilla Karaosmanoğlu 13 Kasım 2013