Bulanık suda balık avlamak

Emrah LAFÇI
Emrah LAFÇI Ekonominin Doğası emrah.lafci@dunya.com

Gümrük vergileri konusundaki belirsizlikler artarak sürüyor. Her gün yeni bir habere uyanıyoruz. Bu yazıda birkaç farklı olası senaryodan bahsedelim. Stratejik ve Uluslararası Çalışmalar Merkezi’nin(Center for Strategic and International Studies – CSIS) yaptığı çalışmaya göre 2 Nisan tarifelerinden sonra ABD’nin ithal ürünlerden aldığı efektif gümrük vergisi oranı yüzde 2.4’ten yüzde 22.4’e yükselecek. Tarifelerin ABD’yi bir hizmet ülkesinden bir imalat ülkesine doğru evriltmesi uzun vadeli hedeflerden bir tanesi. Buradaki uzun vadeli ibaresi önemli çünkü bu kadar büyük bir ülkenin üretim motifinin kısa sürede değişmesi haliyle imkansız. Yine bahsettiğim çalışmaya göre imalat sanayiinde çalışan kişilerin toplam çalışanlar içindeki oranı 2023 için yüzde 8.6. Bu oran 1950’de yüzde 31.1’miş. Çin’in dünya sahnesinde bu derece yer almadığı 2000 yılında ise oran yüzde 14.7. İşte Trump bu oranı vergilerle tersine çevirmeye çalışıyor. Fakat bu son derece düz ve bana kalırsa iç politikaya dönük bir strateji. Üretkenliğin bu kadar arttığı, tedarik zincirlerinin bu derece geliştiği ve hizmet sektörünün bu kadar ön planda olduğu bir dünyada gelişmiş ülkelerin sanki bir gelişmekte olan ülkeymiş gibi imalat sanayiine yönelmeleri tarihi terse doğru akıtma girişimi. 

Tarifelerin bir diğer amacı da ABD’nin teknoloji konusunda lider ülke konumunu sağlamlaştırmak. Bunu yaparken de kamunun inovasyon için gerekli olan altyapı ve enerji yatırımlarını artırmayı amaçlıyorlar. Gümrük vergilerinden gelecek kamu gelirleriyle de bu harcamaların finanse edilmesi hedefleniyor. 

Fed’in reaksiyonu ne olacak?

Diğer taraftan tarifelerin daha kısa vadeli bir takım sonuçları olacak. Enflasyonun yükselmesi, büyümenin düşmesi ve işsizliğin artması gibi. Fed üyelerinden Christopher J. Waller yaptığı bir konuşmada olası tarife senaryolarına ve bu tarifelerin ABD ekonomisi üzerindeki olası etkilerine değindi. Şu anda yüzde 2-3 civarında olan efektif tarife oranının yükseleceği aşikar. Belirsiz olan bu oranın nereye kadar yükseleceği. Müzakereler sürdüğü için bu konuda bir şey söylemek şimdilik imkansız. Ama Waller tarife oranının yüzde 10 ve yüzde 25’e yükseldiği iki senaryo için beklentilerini ve bunun karşısında Fed’in olası hamlelerini değerlendirmiş.

Buna göre eğer tarife oranı yüzde 25’e yükselişrse Fed’in favori enflasyon göstergesi PCE yüzde 2.7’den yüzde 5’e kadar yükselebilir. Büyüme düşer ve işsizlik artarak yüzde 4.2’den yüzde 5’e kadar yükselebilir. Tarife belirsizliği sermaye akımlarını durdurur, yatırımlar azalır ve üretkenlik düşer. Waller’a göre tarifelerin enflasyon üzerindeki etkisi tek seferlik ve geçici olacaktır. Enflasyon beklentilerinin iyi çıpalanabildiği senaryoda 2026’da tekrar hedef rakam olan yüzde 2’ye yaklaşılır. Fakat büyüme ve istihdam üstündeki etkilerin daha kalıcı olması daha olası. Böyle olduğu için de Fed’in böyle bir senaryoda hızlı bir faiz indirimine gitmesi doğru olacaktır. Waller buna ‘kötü gün faiz indirimi’ diyor. 

Eğer efektif tarife oranı yüzde 10 olursa enflasyon en fazla yüzde 3’e kadar yükselir. Bu da Fed’in hedeflerine ulaşmasında çok büyük bir güçlük çıkarmaz. Büyüme üstünde de yine minör etkiler olur ve Fed’in para politikası duruşunu değiştirmesi gerekmeyecektir. Faiz indirimlerinin de bu durumda yılın ikinci yarısında ancak gelmesini bekleyebiliriz.

Gördüğünüz gibi dünyada herkes işi gücü bırakmış bulanık suda balık avlamaya çalışıyor. Bugün yazılan senaryolar ertesi gün gelen bir açıklamayla yerle bir olabiliyor. Yukarıda yazdığım muhtemel gelişmelerden olasılığı en yüksek olanı yatırımların düşecek olmasıdır. Bu da dünyanın uzun vadeli büyümesi için iyi haber değil.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Sert adamlar diplomasisi 10 Nisan 2025
Bu insanlar ne istiyor? 03 Nisan 2025