“Bugünün markaları, 20 yıl sonra sosyal girişim olmak zorunda”

DİDEM ERYAR ÜNLÜ
DİDEM ERYAR ÜNLÜ YAKIN PLAN [email protected]

İş hedefleri ve sürdürülebilirlik ilişkisi; sürdürülebilirlik, KSS ve Kurumsal Vatandaşlık yaklaşımlarının herkes tarafından telaffuz etmesiyle birlikte ortaya çıkan kavram karmaşası; paylaşım ekonomisi; sosyal girişimcilik; teknoloji ile değişen hayatlarımız; yeniden tasarlanan iş yapış modelleri; iş dünyasında cinsiyet eşitliği; reklamın sosyal medyada şekil değiştirmesi… Hem bugünümüzü hem de yarınımızı ilgilendiren birçok başlık geçtiğimiz hafta boyunca Brand Week İstanbul’da masaya yatırıldı. Özellikle altı çizilmesi gereken konulardan bazıları ise şunlardı:

Dr. Erdal Karamercan / Eczacıbaşı Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı

“En önemli doğal kaynak kadın işgücü”

“Şirketler için en iyi sonuç, ciro ve karlılık artışı anlamına gelir. Sürdürülebilirlik hedefl eri uzun vadeli hedefl er. Sürdürülebilirlik hedefl erinin iş süreçlerine entegre edilmesi gerekiyor. Bunun için de liderlik şart. Sürdürülebilirlik yolunda en önemli doğal kaynağın kadın işgücü olduğunu unutmamak gerekir. Kadın-erkek çalışan oranı yüzde 50-50 eşitlendiğinde, ülkelerin GSYİH oranları ciddi çekilde yükseliyor. Bu oran ABD için yüzde 9, AB için yüzde 13, Japonya için yüzde 16, Türkiye için yüzde 22-25 seviyesinde. Bu da 200 milyon dolar anlamına geliyor.”

Sarah Personette / Facebook Küresel Pazarlamadan Sorumlu Başkan Yardımcısı

“M-ticaret dönemi başlıyor”

“2020’ye sadece 24 ay kaldı. 2020 yılında neler değişecek, bunu insanlar belirleyecek. Hayatımızın en büyük ve en hızlı teknolojik değişim sürecini yaşıyoruz. Herşey mobile geçiyor. Televizyon 40 yıl içinde 50 milyon kullanıcıya ulaştı. Web bunu 4 yılda yaptı. Mobil ise sadece 2 yılda. Mobil teknolojiler kültürden, iletişime, ticaretten, bağlantıya kadar herşey mobil teknolojilerle yeniden tanımlanıyor. Artık insanlar ürünleri bulmuyor, ürünler insanları buluyor. Bu değişim satın alma şekillerini de değiştiriyor. 2020 yılında dünya nüfusunun yüzde 50’si online alışveriş yapıyor olacak. Fiyat önemli bir kriter olmaktan çıkacak. İnsanların daha fazla seçenek sunan ve bu seçenekleri en hızlı şekilde sunan markaları tercih edecek. 2020 yılında m-ticaret, yani mobil ticaret ön plana çıkacak. Mobil ticaret, cep telefonu bazlı satışları temsil ediyor. Nüfusun yüzde 80’i bu yolu tercih edecek. Mobil, internetin yerine geçecek. Zaten bugün internet kullanıcılarının dörtte biri sadece mobil teknolojileri kullanıyor.”

Uygar Özesmi / Good4Trust Kurucusu

“Hedef kârı artırmak değil, parayı daha fazla insan arasında çevirmek olmalı”

Bundan 20 yıl sonra bugün bildiğimiz markalar kalmayacak. Hepsi sosyal girişim olacak. Sosyal girişim ürün ve hizmet sunarken ekolojik ve sosyal fayda yaratır. Sosyal girişim bir yardımseverlik hareketi değildir; geleceğin ekonomisidir. 20 yıl sonra, sosyal girişim ekonominin normu haline gelecek. Bugün şirketler kendi içlerinde sürdürülebilirlik adına iyileşmeye gidiyorlar. Mal ve hizmet üretimini doğa ve insan açısından adil hale getirmeye çalışıyorlar. İşte bunu başardıklarında iyilik yapmaya başlamış olacaklar. Türkiye’de sosyal girişim ekosistemi sadece Berlin kadar aslında, oldukça sınırlı. Bu konuda iş birliği yapmak gerekiyor. Sosyal girişimlerin birbirlerini desteklemeleri gerekiyor. Hedef kar maksimizasyonu değil, parayı mümkün olduğunca çok insan arasında çevirmek olmalı; çünkü parayı ne kadar çevirirsen yaşam standardı da o kadar artar.”

Serdar Erener / Reklamcı

“Markanızın meşhur olması için senkronik reklamı seçin”

“Herkes değişimden bahsediyor. Ama asla değişmeyen gerçekler de var. İnsan tabiatı değişmiyor. Bu nedenle her ne kadar “mobil” teknoloji hayatımıza girse de, insanlar hala televizyonu tercih ediyor. Televizyonun yaşamasının sırrı aile sosyolojisi. Dolayısıyla reklam verenlere şu mesajı vermek istiyorum: Eğer markanızın şöhret olmasını istiyorsanız, senkronik (eş zamanlı) reklam çok daha etkili. Eğer markanızın satmasını istiyorsanız o zaman diyakronik (art zamanlı) reklamdan yararlanın. Büyük kalabalıkların aynı anda izleyeceği bir gösterinin, markalama gücü çok daha büyük”.

Bülent Özcan / Avrupa Birliği Bakanlığı Proje Uygulama Başkanı

“ABD’de otizmlilerin istihdam oranı yüzde 85. Türkiye’de ise yüzde 0.1”

“Türkiye’de genel olarak baktığımızda, yıllık bireysel bağışlar 14 milyar TL, özel sektör bağışları 100 milyon TL, kamu sektörü bağışları 1 milyar TL, uluslararası örgütler tarafından kullandırılan fonlar ise 5 milyar TL’ye ulaşıyor. AB hibe programı 2002 yılında başladı. Bugüne kadar 90 hibe programı kapsamında 4 binin üzerinde projeye 535 milyon Euro destek sağladık. Elimizde önemli sosyal etki yaratan çok başarılı hikayeler var. Örneğin otizmlilerin çalışma hayatına dahil edilmesi bunlardan biri. Bugün ABD’de otizmlilerin istihdam oranı yüzde 85. Türkiye’de ise yüzde 0.1.”

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar