Bugüne değil yarına…

Taylan ERTEN
Taylan ERTEN ANKARA'dan [email protected]

KOBİ dünyasında o yönetmeliğin en azından merakla beklendiğini sanıyorum. Hangi yönetmelik mi? Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün'ün 21 Mayıs'ta ana hatlarını açıkladığı KOBİ destek Programları Yönetmeliği.

Bakan Ergün, Resmi Gazete'de bu ayın ortalarında yayımlanarak yürürlüğe gireceğini söylemişti ama merak edenler altı farklı destek alanından oluşan paketin esaslarını KOSGEB'in Web sitesinde ayrıntılı olarak okuyabilirler.

Yönetmelik, bu metni resmileştirecek; aynı zamanda uygulamayı başlatacak. Destek paketinin uygulama süreçleriyse mevcut KOBİ yapılanmasının ileriye doğru değişme, dönüşme, gelişme ve büyüme 'kabiliyetini' gözler önüne serecek.

Paketi amaçları ve içeriği bakımından bilinen, alışılmış KOBİ teşviklerinden ayıran en önemli yönü bu. Öngördüğü destekleme modelinin 'yüzü' bugüne değil yarına dönük. Böyle bir izlenim veriyor.

KOSGEB'in önemi

Bu modelin 'merkezinde' de KOSGEB var.Uygulama süreçlerini bu kuruluş işletecek. Dolayısıyla başarı da başarısızlık da onun hanesine yazılacak.

KOBİ dünyasından uyarılar ve öneriler şimdiden geliyor: KOSGEB, sadece kredi desteği veren kuruluş olmaktan çıkmalı; KOBİ'lere teknik katkı sağlayan, proje kabiliyetini geliştiren, Ar-Ge ve yenilik teşvikçisine dönüşmeli.

Bu haklı talebin karşılanabilmesi, KOSGEB'in mevcut yapısının tüm imkân ve kabiliyetleri ve sorunlarıyla birlikte elden geçirilmesine bağlı. Yani, KOBİ'leri dönüştürecek kuruluşun, kendisini de bu 'misyon' doğrultusunda yenilemesi, dönüştürmesi şart görünüyor. Yoksa, imkânlarını zorlayan yeni görevler yüklemek haksızlık olur.

İşbirliği önce kamuda 

Destek paketi KOBİ'leri yenilenmeye, araştırma-geliştirmeye, teknolojik ilerlemeye, gelişmeye, büyümeye teşvik ediyor; mantık bu… Büyüme bağlamında da 'İşbirliği-Güçbirliği Destek Programı'nı KOBİ dünyasının önüne koyuyor.

Peki, kamu otoritesi KOBİ'leri işbirliğine, güç birliğine, birleşmeye teşvik ederken, bu politikaları uygulamakla yükümlü kılınan kamu kuruluşları arasındaki 'bürokratik kopukluk' veya  'eşgüdüm yokluğu' veya 'sen-ben rekabeti' ne olacak?  Hele de bu tür sorunlar en isabetli teşvik kararlarını kağıt üzerinde kalmaya ya da verimsizliğe mahkûm ederken…

Öyle anlaşılıyor ki, ekonomi yönetiminin siyasi karar vericileri sorunun kamu ayağını fark ettiler. Bunda büyük olasılıkla KOBİ dünyasından gelen eleştiri ve yakınmalar da rol oynadı ve bir adım atıldı.

Devlet Planlama Teşkilatı, KOSGEB ve kalkınma ajansları arasında önceki gün Ankara'da imzalanan işbirliği protokolüyle amaçlanan,

Devlet Bakanı Cevdet Yılmaz'ın ifadesiyle şu:

"Aynı hedef kitleye hizmet veren kalkınma ajansları ve KOSGEB'in politika ve faaliyetlerinin birbirini tamamlayıcılığını temin etmek, kaynakların yerinde ve etkili kullanımını sağlamak, merkezi ve yerel kuruluşların koordinasyonunu güçlendirmek ve en önemlisi işletmelere ve girişimcilere daha iyi, kolay erişilebilir hizmetler sunmak…"

Görülüyor, amaç son derece isabetli ve iyi niyetli. Umarım, KOBİ'lerle ilgili kamu kurum ve kuruluşlarının yetkilileri de bundan böyle bu protokolü masalarının üstünden, gözlerinin önünde ayırmazlar!

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Atilla Karaosmanoğlu 13 Kasım 2013