Bugün seçim yazısı değil çilek yazısı yazmak istedim
Arkadaşımız Nagihan Kalsın’ın haberinden İskilip’in Şeyh köyünün muhtarı Halil Bodur’un köylerindeki organik çilek üretimini ve geliştirilmesi için gerekenleri okuyunca, bugün seçim yazısı değil, çilek ve tarım yazısı yazmaya karar verdim.
Bundan 20 yıl kadar önce Malkara’ya atanan kaymakam Turan Aydın, nasıl kalkınılabileceğini düşünerek, kentte hayvancılık ve süt ürünlerini geliştiren çalışmalar yapmış, kurduğu kooperatifle peynirciliği geliştirmişti. Arkadaşımız Nagihan Alçın’ın İskilip’in Şeyh köyünde çilek yetiştiriciliği haberini okuyunca bunu hatırladım. Kısa bir araştırma yaptığımda Anadolu’nun birçok yöresinde birçok tekil benzer başarılı üretim örneği olduğunu gördüm.
Gelelim Şeyh köyünün muhtarı Halil Bodur’un haberde anlattığı çilek yetiştiriciliğine ve bir gölete sahip olarak ve ekim alanını büyüterek ulaşmak istediği hedefe...
Şeyh köyü muhtarı, 8 bin 500 dönüm sulanacak arazilerinin olduğunu, bunun 1500 dönümünde sulama yaptıklarını, gölet inşası ile 250 dönümlük organik çilek tarım arazisini 2 bin 500 dönüme çıkararak, köyün gelirini çok ciddi oranda artıracaklarını söylüyor. Gölet yapım maliyetini organik çilek tarımıyla bir yılda çıkaracaklarını iddia ediyor.
Muhtar Bodur, ürettikleri çilekleri yurt içinde sattıklarını, Almanya ve Japonya'dan gelen tekliflere cevap verebilmek için gölet inşa etmeyi düşündüklerini belirtiyor. Köy merkezinde açılan kurslarda 17 kadının eğitimden geçerek çilekle yapılacak ürünlerin çeşitlendirilmesini öğrendiklerini, sirke, marmelat, pekmez ve kuru olarak üretimi çeşitlendirdiklerini de söylüyor.
Alman ve Japon firmalarından dondurulmuş ve temizlenmiş ürünle çilek cipsi istediklerini, buna cevap verebilmek için, bir yandan gölet inşası ile ekim alanlarını ve üretimi artırırken, bir yandan da ürün geliştirmede kendilerine yardımcı olacak ziraat ve gıda mühendislerine ihtiyaçlarının olacağını açıklıyor. Çilek ürünlerini geliştiren kadınları motive etmek için, çevre illere gezilere götürdüklerini belirtiyor.
Bence bu tür köyleri ve özel üretim yapan kooperatifleri Tarım Bakanlığı'nın tespit edip, ihtiyaçlarına cevap vererek örnek uygulamalar yapmalarına ihtiyaç var. Anadolu’da bir söz vardır, “Türk'ün aklı gözündedir” diye. Bu tür örnekleri çoğalttıkça tarımda yeni bir ivme yakalayabiliriz.
Dostum Hasan Ünal, Tokat’ta domates üretimini artıran bir projeyi dönemin valisi Ayhan Nasuhbeyoğlu ile geliştirmişti. Benzeri yeni projeler olup olmadığını sordum. Antalya’dan iki örnek verdi. Elmalı Gölova’da dönümden 40 ton salatalık alınan bir proje geliştirilmiş. Ayrıca yörede bir de Tokat’taki gibi domates ekim projesi yapılmış.
Ankara’da Enginar, ıçkın ve rezene tarımı yapan bir mühendis ise bu organik üretimin bakanlığın listesinde yer almadığını söylüyor.
Bu tekil örnekleri duydukça bunlara yenilerinin eklenebiliceğini düşünerek, görevin Tarım Bakanlığı'na düştüğünü düşünüyorum.