Bugün risk almak yarın sürekli iş almayı sağlar…
Geçek yüzyılın son çeyreğinde Sovyetler Birliği dağılmadan o coğrafyayı batılı iş dünyası riskli görürken, risk alarak o coğrafyaya giren Türk işadamları ve müteahhitleri Sovyetlerin dağılması sonrası o coğrafyada sürekli iş yapma başarısını elde ettiler. Kuzey Irak'a da "risk" alarak giren Türk işadamları için şimdi de önemli yatırım açlığı olan Irak'ın Basra bölgesinde "risk ve iş imkanı"nın iç içe olduğu bir bölge durumunda. Bugün o riski alanlar, yarın Basra'da da sürekli iş alanlar olacaktır.
İrak-Basra Genel Ticaret ve İnşaat Fuarına katılan arkadaşımız Leyla İlhan, Fuar yöneticileri, katılımcıları ile yaptığı görüşmeler sonunda, "Bölgede Türk müteahhitler için hızla artan bir iş potansiyeli olduğunu Basra'yı keşfeden 60 kadar Türk müteahhidinin 1.5 milyar dolarlık iş hacmine ulaştıkları" bilgisine haberinde yer veriyor.
Basra fuarını düzenleyen Hedef fuar yöneticisi Faruk Kaymakçı'da Basra'nın önemli petrol kaynaklarına sahip bir bölge olduğunu ve merkezi bütçe geliri dışında varil başına 2 dolarlık ek gelirleri ile 5-6 milyar dolarlık bir yatırım bütçesine sahip olduklarını, "risk gören batılı inşaatçıların" gelmediği dönemde Türk müteahhitleri için büyük fırsat olduğunu söylüyor. Kaymakçı, "Petrol zenginliğine karşın yatırım yoksunu" olan Basra'da altyapıdan-konut inşaatına, köprü inşaatından-limana,enerji üretiminden-okul inşaatına, AVM'den -lokantaya bir çok alanda Türk müteahhitleri ve işadamları için önemli fırsatlar olduğunun altını çiziyor.
Türk firmalarının son yıllarda aldıkları iş büyüklüğünü 1.5milyar dolar seviyesine çıktığını belirten Kaymakçı, Türk firmalarının 5 özellikleri nedeniyle bölgede sevildiklerinin ve tutulduklarının altını çiziyor. Bu 5 özelliğin hızlı ve pratik olmak, makul fiyatla iş yapmak, kaliteli hizmet sunmak, cesur ve iş takipçisi olmak özelliklerinin ile komşuluktan doğan tarihi ve ortak bağlarla pekiştiğini söylüyor.
Türkiye'li işadamları ve müteahhitleri geçen yüzyılın son çeyreğinden başlayarak, kural ve norm eksikliği nedeniyle Batılıların iş yapmaya çekindikleri yakın coğrafyamızda çekinmeden risk alarak birçok önemli başarılar elde ettiler. Daha Sovyetler Birliği dağılmadan Özal döneminde doğalgaz barter anlaşmalarına bağlı olarak başta Rusya olmak üzere Sovyet coğrafyasında "riskleri göz ardı ederek" iş alan Türk işadamları ve müteahhitleri, Sovyetlerin dağılmasının ardından girdikleri alanda sürekli iş yapma başarısını elde ettiler. Doğaldır ki, arada bazı olumsuzluklar yaşayanlar, sonucu hüsran olan projelerde yer alanlar da oldu. Ancak, genel olarak 1980'lerin sonunda "Risk almaktan çekinmeden" başlayan müteahhitlik ve ticaret Rusya başta olmak üzere dağılan Sovyetler Birliği coğrafyasında Türk işadamlarının çok önemli bir portföye sahip olmaları sonucunu getirdi. Kalıcı ve sürekli işbirliklerine yol açtı.
Irak'ın Kuzey'inde de Türk işadamları yine "Risk almaktan kaçınmayarak" müteahhitlik alanında da, ticarette de önemli başarılar elde ettiler/etmeye devam ediyorlar.
Doğaldır ki, benzeri başarıya Türk işadamları ve müteahhitleri, yapılacak önemli işler olan Basra'da Batılılardan önce "risk alarak" imza atabilirler.
Ancak, bunun için siyasal ortamın müsait olması gerekir. Türkiye kısa bir süre öncesine kadar "Komşularla sıfır sorun siyasetini" hayata geçirme kararlılığı içersindeydi. "Arap Baharı" sonrası izlediği politika bazı komşularla "Sıfır siyaset" yerine "Sorunlu siyaset" dönemine girilmesine yol açtı. Bağdat Fuarının yapıldığı günlerde Irak Başbakanı Maliki'nin "Türklerle ilişkileri askıya alın" talimatı Basra valisinin daha önce sürekli destek verdiği fuarın açılışında yer alması sonucunu beraberinde getirdi.
Beklentim, Irak merkezi hükümeti ile ilişkilerin kısa zamanda düzelmesi ve bunun ardından Fuar yöneticilerinin Türk işadamları ve müteahhitlerine Basra'da var olduğunu söyledikleri iş imkanının işlerlik kazanmasıdır. Türk işadamları henüz batılıların "riskli" gördüğü Basra'da "risk alarak" çalışmalarını başlatırlarsa yarınlarda sürekli iş yapacakları bir ortam yaratırlar…