Buğday üretiminden kaçış korkutuyor
Buğdayın anayurdu, gen merkezi olarak bilinen Anadolu'da çiftçi buğday üretiminden uzaklaşıyor. Buğday üretimindeki kaçış endişe verici boyutlara ulaştı. Yüksek girdi maliyetlerine karşılık, çiftçinin para kazanamaması nedeniyle kıraç alanlarda buğday ekimi yerine arpa, nohut gibi alternatif ürünler ekilirken, sulak alanlarda ise buğday yerine mısır ve pamuk ekimine yönelme var.
Hububat Tedarikçileri Derneği’nin (HUBUDER) Ankara'da düzenlediği "2019/2020 Hasadına Doğru Türkiye ve Dünyada Tahıl" Konferansı'nda buğday üretimindeki kaçışın sektörde yarattığı endişe dile getirildi.
Üretim alanı daralıyor
Buğday ekim alanlarının 2000'li yılların başında 9.2 milyon hektar olduğu, 2018 yılında 7.2 milyon hektara kadar gerilediği dile getirilerek, üretim alanlarının daralmasına rağmen verimlilikteki artışla üretim miktarında çok büyük düşüş olmadı. Ancak, üretim alanlarındaki daralma bundan sonra üretimin de azalmasına neden olacak. Artan nüfusa rağmen üretimin azalması ihtiyacın daha fazla ithalatla karşılanmasına neden olacak. Bu da gelecek açısından endişe verici. Buğdayda üretim alanlarının daralmasının en önemli nedeni üreticinin buğdaydan elde ettiği gelirin diğer alternatif ürünlere göre daha düşük olması. Bu nedenle buğday ambarı olarak bilinen İç Anadolu Bölgesi'nde çiftçiler dekar başına verimi ve geliri daha yüksek olan arpa, nohut gibi ürünler ekiliyor. Ege, Çukurova gibi sulu tarımın yapıldığı bölgelerde ise çiftçi buğday yerine mısır, pamuk ekimine yöneldi. Trakya'da ise buğday yerine ayçiçeği, kanola gibi yağlı tohum bitkileri tercih ediliyor.
Satış fiyatları da açıklansın
Hububat alım fiyatlarının hasattan önce açıklanmasını olumlu bulduklarını belirten HUBUDER Yönetim Kurulu Başkanı Başkanı Gülfem Eren, satış fiyatlarının da bir an önce açıklanması gerektiğini söyledi. Mazot, gübre, ilaç, tohum gibi temel girdilerin dövize endeksli olarak arttığını hatırlatan Eren: "Bu nedenle üretim maliyetlerini karşılayacak bir fiyatın oluşması son derece önemli. Tahıl üretiminin artması için bu sene olduğu gibi iyi hesaplanmış müdahale alım fiyatlarının belirlenmesi ve dikkatli bir üretim planlaması yapılması, uzun vadede enflasyon sorununa köklü çözüm getirecektir. Açıklanan fiyatlarla Güneydoğu'da, Çukurova'da olmasa da diğer bölgelerde Toprak Mahsulleri Ofisi'nin (TMO) ciddi miktarda alım yapacağını ve böylece daha dengeli piyasa oluşacağını öngörüyoruz. Dileğimiz, hububat satış fiyatlarının da bir an önce açıklanması ve aylar itibarıyla kademeli artış verilmesidir. Ayrıca, biz dernek olarak herkesin, tükettiği ürünlerin nasıl yetiştirildiğini ve sağlığa zararlı içerikleri olup olmadığını bilmeleri gerektiğini düşünüyoruz. Bu amaçla ülke genelinde iyi tarım uygulamalarının yaygınlaştırılması için hem üreticiye destek olacak hem de tüketiciyi koruyacak bir kampanya başlatacağız" dedi.
Fiyatlar hasattan 15 gün önce açıklanacak
TMO Genel Müdürü Ahmet Güldal, hububat ürünlerinden başlayarak bundan sonra Ofis'in alım yapacağı tüm ürünlerde fiyatların hasattan en az 15 gün önce açıklanacağını söyledi. Hububat üretiminin gıdanın güvencesi olduğunu anlatan Güldal: "Üretim maliyetlerindeki artışa bağlı olarak buğday ekim alanlarında bir miktar kayıp oldu. Geçen yıla göre buğday üretim alanlarında bir düşüş var. Ancak bunun olumlu hava koşulları ve verimlilik artışı ile telafi edileceğini ve geçen yılla aynı miktarda buğday üretimi olacağını düşünüyoruz. Arpa üretiminde ise bir miktar artış olacak. TMO olarak, piyasaları regüle etme, üreticiyi koruma ve tüketiciyi kollama görevini yerine getirmek için piyasada dalgalanmalar yaşanmaması için üretici, sanayici ve tüketiciyi olumsuz etkileyecek tüm faktörleri ortadan kaldırmak istiyoruz. Görev alanımız giren tüm ürünlerde maliyetleri, iç ve dış piyasa fiyatlarını, enflasyon ve rekolte durumunu dikkate alarak üreticiyi tarım yapmaya teşvik edecek, tüketiciyi olumsuz etkilemeyecek fiyat senaryosunu hazırlayacağız” bilgisini verdi.
TMO, hububat alımına hazır
Ofis olarak, kendilerine gelen ürünün tamamını alacaklarını ve buna uygun olarak hazırlıklarını tamamladıklarını anlatan Güldal şöyle devam etti:" Önümüzdeki sene yapılacak hububat üretimini de önemli oranda garantiye almak için üretimi sürdürülebilir kılacak bir fiyatlandırma yapıyoruz. 2020-2021 hububat üretim sezonunda ülkenin 20 milyon tonun üzerinde rekolteyi görmesini istiyoruz. Piyasada oluşacak fiyatların tüketicileri olumsuz etkileyecek seviyeye gelmesini kesinlikle arzu etmiyoruz."
Sanayiciye göre fiyat ekim öncesi açıklanmalı
Türkiye Un Sanayicileri Federasyonu (TUSAF) Başkanı Eren Günhan Ulusoy, buğday ekim alanlarındaki daralmanın endişe verici olduğunu belirterek, çiftçinin daha ekim yapmadan bir hedef fiyat belirlenerek açıklanması gerektiğini söyledi. İklim değişikliğinin üretimi olumsuz etkilediğini ve fiyat belirsizliğinin de üretimden kaçışa neden olduğunu anlatan Ulusoy, un sanayicileri için maliyetlerin artmasının büyük sorun olduğunu söyledi. Ulusoy: "Üretimin devamlılığı açısından çiftçinin maliyetlerinin karşılanması çok önemli. Bu nedenle çiftçi Ekim-kasım ayında yani daha tohumu tarlaya atmadan fiyatı bilerek üretim yaparsa daha doğru olur. Belirsizlikler giderildikçe çiftçi daha fazla ekim yapmaya yönelecektir" dedi.
İhracat engeli kaldırılmalı
Ticaret Bakanlığı’nın geçen yıl aldığı ihracatta yerli buğday sınırlaması kararının un sektöründe sıkıntılara neden olduğunu ve özellikle Irak ve Suriye'ye dış satımın bu karardan olumsuz etkilendiğini belirterek: "Şimdi yurtiçi fiyatları, yurtdışı fiyatların üzerine çıktı. Ticaret Bakanlığı bu uygulamayı tamamen TMO ile Tarım ve Orman Bakanlığı'nın piyasadaki öngörüleriyle yaptı. Bu sezon fiyat istikrarını görebiliyorsak, rekolte de iyi gelirse, geçici olan bu uygulamanın kaldırılıp ihracata daha da hız verebileceğimize inanıyoruz" dedi.