Buğday üretimi üzerine iki değerlendirme

Tevfik GÜNGÖR
Tevfik GÜNGÖR OLAYLARIN İÇİNDEN [email protected]

Adıyaman Milletvekili Celal Topkan , buğday  üretimindeki gelişmeleri değerlendiren  küçük bir çalışma yapmış.

Celal Toplan diyor ki, ülkede 1990-2002 yılları arasında buğday ekim alanı büyüklüğü değişmeden devam etmiştir.

Ancak  2002 yılından sonra  buğday ekim alanı azalmaya başlamıştır.

2002'de 9.300.000 hektar olan buğday ekim alanı 2008 yılına gelindiğinde 1.210.000 (% 13) hektar azalarak 8.090.000 hektara düşmüştür. .

2002'de 19.500.000 ton olan buğday üretimi, 2008 yılına gelindiğinde 1.722.000 (8.8) ton azalarak 17.782.000 tona gerilemiştir. 

Halbuki Türkiye'nin 2000 yılında 67.803.927 olan nüfusu, 2009 yılı sonunda 4.713.385  (%6.5) aratarak 72.561.312'ye çıkmıştır.

Nüfustaki bu artış oranı dikkate alındığında buğday üretiminin de   talebi karşılayabilmek için aynı oranda büyümesi 2002'de 19.500.000 ton olan buğday üretiminin, 1.267.500 ton artarak, 20.767.500 tona çıkması gerekiyordu... 

Celal Topkan'ın bu değerlemesini  Hububat-SEN Genel Başkanı Abdullah Aysu'nun  buğday üretimindeki değişimin ve buğday fiyatlarının ekmek maliyetleri ile ilişkisini sergileyen açıklamaları ile  birlikte değerlendirmekte yarar vardır.

Abdullah Aysu diyor ki " ülkemizde en çok tüketilen besin maddesi ekmektir. Kişi başına günlük enerji ihtiyacının yüzde 40'ı sadece ekmekten karşılanmaktadır. Fakir kesimlerde bu oran yüzde 60-70'lere kadar çıkabilmektedir. Dolayısıyla ekmek ile ilgili politikalar önemlidir. Önemsenmelidir! Çünkü ülkemizde 18 milyon yoksul, 1 milyon aç insanın bulunduğunu TUİK verileri belirtmektedir.

Buğdayda uygulanan maliyeti zor karşılayan fiyat politikaları sonucunda çiftçiler buğday ekiminden vazgeçti.

1 milyon hektar arazide şu an buğday ekilmiyor. Bunun 500 bin hektarı toprağı terk etti, hiç ekmiyor. 500 bin hektarında ise çiftçiler buğday ekiminden vazgeçti, başka ürünler yetiştirmeye yöneldi.

Türkiye'nin buğday ihtiyacı 19 milyon ton. Türkiye'de beklenen buğday rekoltesi ise 17 milyon ton. Açığımız ise 2 milyon ton. Türkiye'de her bir milyon hektar arazide 2 milyon tonun üzerinde buğday elde edilmektedir. Eğer tarımımız gelişmiş ülkeler oranında desteklenir, çiftçinin ürününe maliyetin altında fiyatlar belirlenmezse yani çiftçi buğday ekiminden vazgeçirilmezse Türkiye buğday konusunda kendisine yeterli olabilecek potansiyele sahiptir.

 DPT verilerine göre, Türkiye buğday tüketimi 19 milyon tondur. Toplam tüketimimiz olan 19 milyon tonun dağılımı şöyle: Kişi başına 155-160 kg tüketim  üzerinden 12 milyon tonu gıda, 2,4 milyon tonu hububat işleme sanayisinde un, makarna, irmik, bisküvi, nişasta yapımında, hektara 200 kg üzerinden 2 milyon ton tohumluk, 1,5-2 milyon tonu ise hayvan yemi olarak değerlendirilmektedir.

Bu verilere göre Türkiye'nin 2 milyon ton buğday dış alımına ihtiyacı var. Bir de bu yıl hasat dönemi yaşanan yağışlar nedeniyle buğdayda kalite kayıbı söz konusu. Yani ekmeklik buğdayın bir bölümü yemlik buğday oldu. Bunu da üzerine ekleyecek olursak Tarım Bakanı Mehdi Eker'in söylediğinin tersine buğdayda sorun yaşayacağız, demektir. 

O zaman ne yapmalıyız?

Buğdayda stok yönetimini asgari 2-3 yıllık bir döngü perspektifinden bakarak düzenlenmeliyiz. TMO'nun geçmişten bu yana böyle bir perspektifi vardı ve buna  uygun stok politikası da uyguluyordu. TMO hububat piyasasında uzman bir kuruluştur. Yıllara dayalı deneyi birikimi olan insan kaynağına da sahiptir. Stok yönetimi, TMO bünyesindeki uzman insan kaynağı tarafından yönetilmeli, IMF telkinlerine kapılmamalıyız.

·TMO'da buğday taban fiyatını açıklıyor ancak kendisi de buğdayı borsada alıyor. Borsada buğday fiyatı taban fiyatın altına düştüğünde açıkladığı taban fiyat üzerinden alım yapmıyor.  Köylünün borsaya satmak üzere getirdiği buğdayına en yüksek fiyatı veren tüccarın bir kuruş üstü bir fiyat veriyor. Tüccarın köylünün buğdayına biçtiği fiyat taban fiyatın oldukça altında olabiliyor. Dolayısıyla TMO'nun açıkladığı taban fiyat aslında tavan fiyat işlevi görüyor. Köylü de TMO'yu değil tüccarı tercih ediyor. Çünkü tüccar ödemeyi peşin yapıyor, TMO ise tüccardan 1 kuruş fazla veriyor ama peşin ödeme yapmıyor. Yani tüccarın ve sanayicinin baş aktör olduğu hububat borsalarında TMO'ya figüranlık yaptırılıyor! TMO'ya figüranlık değil, piyasayı regüle edebilecek toplam üretimin yüzde 25-30 düzeyinde (5-6 milyon ton) alım yapmasını sağlamalıyız.

·Maliyetlerin altında belirlenen buğday fiyatları nedeniyle çiftçi buğday ekiminden uzaklaşıyor. Buğday fiyatları maliyet+%25 kazanç+insanca yaşam payı eklenerek belirlemeli ve uygulamalıyız. Çiftçiyi yeniden buğday üretimine çekmeliyiz.

Türkiye'de tarım politikaları önemlidir. Buğday tarımda en önemli üründür. Ne var ki buğday konusu her yıl harman döneminde gündeme gelir. O yılın sorunları tartışılır. Sonra unutulur.

Bizde üretim yanlış politikalar nedeniyle düşerken, bu yıl dünyada hava şartlarına bağlı olarak buğday arzının gerilemesi karşısında belki buğday politikalarını daha uzun dönemli olarak değerlendirme imkanını bulabiliriz.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
40 yılda ne değişti? 03 Ağustos 2018
Vizyon sahibi olmak 30 Temmuz 2018