Bu yıl en cazip enstrüman Türk Lirası olacak
Çakar, 2025 yılında KKM ve makro ihtiyati tedbirlerin konuşulmayacağını ifade ederek, enflasyonun yüzde 40-45 bandına düşeceğini dile getirdi.
Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Yönetim Kurulu Başkanı Alpaslan Çakar, 2024 yılında TL’nin en doğru enstrüman olduğunu belirterek, 2025 yılında TL’nin tekrar olağan mekanizmasına geri döneceğini söyledi.
Çakar, 2025 yılında KKM’nin artık gündemde olmayacağını ifade ederek, doların 39-40 lira olacağını düşündüğünü söyledi. Çakar, Ziraat Bankası'nın İstanbul Finans Merkezi'ndeki Genel Müdürlük binasında düzenlenen toplantıda, ekonomi ve bankacılık sektöründeki gelişmeleri değerlendirdi.
Türk bankacılık sektörünün büyüklüğünün 23,5 trilyon lira olduğunu, bunun 2,5 trilyon lirasının öz kaynak, 4,5 trilyon lirasının mevduat dışı kaynak, 15 trilyon lirasının da mevduattan oluştuğunu bildiren Çakar, Türk bankacılık sektörünün çok sağlam bilançoya sahip olduğunu vurguladı.
KKM hariç Aralık 2022'de TL mevduatın toplam mevduat içerisindeki payının yüzde 38 olduğunu, yüzde 33 seviyelerine inmesinden sonra 2023 yılı Haziran bu yana 9 puanlık artış kaydedildiğini, bugün itibarıyla ise yüzde 42 olduğunu, TL'ye dönüş noktasında net bir iyileşme gördüklerini ifade eden Çakar, yabancı para mevduatının toplam mevduat içerisindeki payının Aralık 2022'de yüzde 46 iken, bugün itibarıyla yüzde 40'a düştüğünü bildirdi.
Kur artık TL’den daha fazla getiri sağlamayacak
TL'nin çok cazip bir ürün olduğunu, kurun artık önümüzdeki dönem itibarıyla TL'den daha fazla getiri sağlamayacağı konusunda genel bir kanaatin oluşmaya başladığını anlatan Çakar, "2025 yılında TL'nin tekrar olağan mekanizmasına, mecrasına döndüğünü göreceğiz. Bugün itibarıyla TL çok cazip bir üründür, iyi kazandıran bir üründür. TL, şu anda doğru bir enstrümandır ve çok cazip noktada.
Şu anda 2024 yılında TL en doğru enstrüman gibi gözüküyor" dedi. Alpaslan Çakar, şöyle devam etti: “Muhtemelen bu ay sonu ya da gelecek ay TL KKM bitmiş olur. Merkez Bankası; kur üzerindeki baskı, rezerv hususları dikkate alındığında DDM'nin hemen hızlı bir şekilde bitmesini istemiyor. 2025 yılında DDM’yi konuşmuyor olacağız. DDM tedrici olarak yavaş yavaş azalarak gündemimizden çıkacaktır.”
2025’te tedbirler gündemimizde olmayacak
"Makro ihtiyati tedbirlerin 2025 yılına gündemimizde olmayacağını düşünüyorum” diyen Çakar, bunun takvimini de Merkez Bankası rezervleri, uluslararası konjonktür, enflasyonun belirleyeceğini söyledi. Çakar, “Rezerv kompozisyonu, önümüzdeki dönem itibarıyla makro ihtiyati tedbirlerin kaldırılması, normalleştirilmesi ve sadeleştirilmesi konusunda belirleyici olacak. Artık piyasada hayat normalleşiyor. Yılın ikinci yarısı itibarıyla Türk bankacılık sektöründe gündemin artık müşteri, iş, bilanço, proje olacağını düşünüyorum" şeklinde konuştu.
Önemli olan enflasyonun yapışkan olmadan düşürülmesi
OVP'nin çok gerçekçi, tutarlı ve öngörülebilir program olduğunu vurgulayan Çakar, enflasyonun bu yıl yüzde 40-45 bandında şekilleneceğini düşündüğünü ifade etti. Çakar, "Enflasyon, mayıs ayında en üst düzeye gelip düşüşe geçecek. Mevcut uygulanan politikalarda asla acele etmemek lazım. Bence enflasyonun yüzde 40-45'lere inmesi zaten olağan, bu olacak. Önemli olan enflasyonun yapışkan olmadan, kalıcı hale gelmeden düşürülmesidir. Orada bizim daha dikkatli olmamız, mevcut politikaları daha olgunlaştırarak devam ettirmemiz önemli" dedi.
Son çeyrekte faiz indirim süreci başlar
Alpaslan Çakar, Merkez Bankası’nın faiz politikasına yönelik şunları söyledi: “Mevduat piyasasında şu anda faiz oranları TL cinsinden yüzde 45-50 bandında. Kredi faiz oranları yüzde 45- 55 arasında bir bantta gidip geliyor. Dolar faiz oranları kredilerde yüzde 9'lar civarında, euro faiz oranları da yüzde 7,5-8 bandında.
Yıl sonuna kadar faiz oranlarının çok daha artarak devam edeceği kanaatinde değilim. Merkez Bankası'nın artık faiz artırım sürecini ocak ayı itibarıyla tamamlayacağı kanaatindeyim. Son çeyreğe doğru da yurtdışındaki gelişmelere paralel bizde de faiz indirim sürecine doğru gidileceğini düşünüyorum. Tabii burada Merkez Bankası'nın, veri setiyle hareket edeceğini tahmin ediyorum, enflasyon oranına göre hareket etmesini bekliyorum."
Avrupa ve Amerika'dan çok ciddi sermaye girişi bekliyorum
Çakar, ABD ve Avrupa'nın faiz indirimiyle beraber Türkiye gibi sermaye akımları olacağını düşündüğünü ifade ederek, "Bu da bizim kur üzerindeki baskıyı azaltacaktır. Avrupa ve Amerika'dan çok ciddi anlamda sermaye girişi bekliyorum " dedi. Yurt dışı finansman boyutuna bakıldığında Çakar, seçim öncesi dönemde 2,1 milyar dolar çıkış, seçim sonrası dönemde, Mayıs-Aralık 2023'te ise 11,5 milyar dolar giriş olduğunu aktararak, "Yani 2023'ü 9,3 milyar dolar girişle kapattık. Bu yıl menkul kıymet ihraçlarından 1,5 milyar dolar giriş oldu. Bunlar ciddi anlamda girişin olduğunu gösteriyor." dedi.
Yurtdışı borçlanmalarda maliyetler düşecek
Türk bankacılık sektörünün yurt dışı borçlanmasının 116 milyar dolar olduğunu, bunun 78 milyar dolarının kredi, 19 milyar dolar para piyasalarından alınmış borçlar, 19 milyar dolarının da menkul kıymet ihracıyla sağlanmış olan kaynaklardan oluştuğunu bildiren TBB Başkanı Çakar, sektörün önceki yıllarda yurt dışında borçlanma yaparken dönem dönem zorluklar yaşanabildiğini ancak şu anda borçlanma ve talep noktasında hiçbir sorun kalmadığını söyledi. Çakar, "Vadeler uzuyor, maliyet de giderek düşecek. Para bulunabiliyor, artık talep var. Maliyetler de CDS'in düşmesiyle beraber gerileyecek" dedi.
Seçim sonrası dönem, Türkiye'ye olağanüstü bir fırsat sunuyor
Çakar, seçim sonrası dönemin Türkiye'ye olağanüstü bir fırsat sunduğunu ifade ederek, şu değerlendirmelerde bulundu: "4,5 yıllık istikrarlı bir dönem sunuyor. Bunu mutlaka fırsata çevirmek ve değerlendiriyor olmamız lazım. Çünkü hiçbir seçimin olmadığı bir dönemden bahsediyoruz. Küresel konjonktürün de artık bu problemleri kısmen aştığı bir dönem olacak. Bunlar olduğunda o dönemi mutlaka 'doğru reformlar dönemi' olarak değerlendirmek lazım. Yapısal bazı problemlerimize tamamen eğileceğimiz ve bunları yöneteceğimiz bir dönem olarak değerlendirmek gerekiyor."
Kredi kartlarında düzenleme olacak
Geçen yıl kredilerin 11,6 trilyon lira olarak şekillendiğini, 12 aylık değişime bakıldığında kredilerdeki büyümenin 2023 sonunda yüzde 54 olduğunu belirten Çakar, "Kredilerde 2023 Haziran ayında büyüme oranı yüzde 59'du. Yılın ikinci yarısında kredilerde bir yavaşlama, söz konusu. Bu özellikle TL kredilerde net olarak görülüyor" dedi.
Ayrışan tek kalemin kredi kartı olduğuna işaret eden Çakar, "Kredi kartları yoluyla yapılan harcamalardaki artış göze çarpmaktadır. Kredi kartlarındaki enflasyon etkisini de yönetmek adına burada bir düzenleme olabileceği kanaatindeyim. Bunun birkaç tane yöntemi var; faiz oranı, taksit sınırlaması ya da kişinin harcayabileceği tutar konusu... Bu konuda bir aksiyon alınacağı kanaatindeyim" diye konuştu.
ZK'lar ciddi maliyet yaratıyor, faiz ödenmesini istiyoruz
Alpaslan Çakar getirilen önlemlerle, zorunlu karşılıkların banka bilançolarında yüzde 15-16 büyüklüğüne ulaştığını ve ciddi bir maliyet yarattığını belirterek, bu maliyetin hafifletilmesi için Merkez Bankası'ndan ZK'lara faiz ödemesi talep ettiklerini söyledi. Sektörün likit varlıklarının 5 trilyon lira civarında olduğunu belirten Çakar, likit varlıkların bu kadar yüksek olmasının temelinde zorunlu karşılıkların olduğunu söyledi.
Çakar, "Zorunlu karşılıklar, bankacılık sektörü için net bir maliyettir. Maliyet üstlenerek, faiz vererek aldığımız mevduatı şu anda Merkez Bankası'nda zorunlu karşılık tuttuğumuzda herhangi bir faiz almıyoruz. Zorunlu karşılıklarda en azından bir miktar faiz verilmesi gerektiği kanaatindeyiz. Bu konudaki talebimizi de ısrarla iletiyoruz. O konudaki müzakerelerimiz devam ediyor" diye konuştu.
Enflasyon muhasebesinin SYR’ye etkisi
Bu sene bankacılık sektöründe toplam kredi büyümesinin yüzde 40 civarında olmasını beklediklerini ifade eden Çakar, parasal sıkılaşmaya bağlı olarak takipteki kredilerde ise bir miktar artış öngördüklerini ancak bunun yönetilebilir seviyelerde olacağını söyledi.
Türkiye'nin büyümesinin finansmanını bankacılık sektörünün yaptığını, yüzde 35-40 civarındaki kredi büyümesinin Türk bankacılık sektörü için normal olduğunu belirten Çakar, 2025'te faizlerin aşağı yönlü olacağını söyledi. Sektörde sermaye yeterlilik oranının yüzde 18 civarında olduğunu hatırlatan Çakar, bir soru üzerine, enflasyon muhasebesi uygulandığında sermaye yeterlilik rasyolarına 100 baz puanlık olumlu katkısı olacağını belirtti.
Reel sektör yıl sonunda rahat yatırım yapabilir
Çakar, reel sektörün finansmana erişimiyle ilgili olarak şunları söyledi: " Son zamanlarda yabancı para kredi konusunda talep var. Firmalarımız YP kredi kullanıyor. Döviz kazandırıcı geliri olana döviz kredisi verebiliyoruz. Çok doğru bir düzenleme. Finansal erişim noktasında sorun yok. Bu finansman maliyetleri, yatırımı zorlaştıran finansman maliyetleridir ama biz bir geçiş aşamasındayız.
Yatırım yapacak olan müşterilerimizin bugünden itibaren fizibilitelerini, altyapılarını, hazırlıklarını doğru yapmaları önemlidir. Yılın ikinci yarısı itibarıyla faiz eğrisi aşağı yönlü olacak, değişken faizli olarak önümüzdeki dönem itibarıyla yatırım kararlarını almaya başlayabilirler, bu yılın sonu ve gelecek yılın başı itibarıyla da çok rahat yatırım yapılabilir bir dönem yakalayacağız" şeklinde konuştu.
Ziraat Bankası olarak dijital banka kuruyoruz
Alpaslan Çakar, "Ziraat Bankası olarak şimdi dijital banka kuruyoruz. Faaliyet iznini kısa zaman içerisinde alacağız" dedi. Aralık 2023'te uzaktan müşteri edinimi, şubeden müşteri edinimini geçtiğini aktaran Çakar, Ziraat Bankası'nda 15 milyon müşterinin internet ve mobil bankacılığı kullandığını söyledi. Çakar, banka müşterilerinin yüzde 7'sinin şube kapısından içeri girdiğini belirtti. Çakar, Ziraat Bankası olarak tarımsal kredilerde 450 milyar liraya ve 1 milyon müşteriye ulaştıklarını bildirdi.
Sektörde kârlılık kısmen azalacak
Bankacılık sektöründe bu sene özsermaye karlığını yüzde 30 civarında olacağını beklediklerini söyleyen Çakar, sektörde karlılığın ise kısmen azalacağını belirtti. Bu sene enflasyona endeksli kağıtlar dolayısıyla karlılıkta özellikle ilk yarı itibarıyla bir azalma beklediklerini belirten Alpaslan Çakar, "Faiz giderleri artarken kredi gelirleri eş oranlı artmıyor. Bu karlılıklar üzerinde bir baskı yaratacak ilk yarı. Nominal olarak belki geçen seneki karları yakalayabiliriz ama karlılıklarda kısmen azalma olacak" diye konuştu. Çakar, sektörün enflasyona endeksli kağıtlara iştahının kalmadığını, daha çok sabit faizli kağıtlar istediğini ifade etti.