Bu TTK ile dönüşüm olmaz mı?

Taylan ERTEN
Taylan ERTEN ANKARA'dan [email protected]

 

 

 

1 Temmuz 2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun "sahadaki" durumunu değerlendirmek için 4 ay kısa bir süre. Ama, merak ettik. Öyle ya... Bir kere, kanunun içinde zaman maliyeti 10 yılı geçen bilimsel, bürokratik ve siyasi "emek" var. 

İkincisi, bu kadar emek verilmiş bir kanun, Türkiye'de 56 yıldır uygulanan  ticaret hukuku düzenine köklü değişiklikler getirmek gibi büyük ve güçlü  bir iddiayı barındırıyor.
Üçüncüsü, iş dünyasını temsil eden kanaat önderi kişiler, kuruluş başkan veya sözcüleri Türkiye ekonomisi ve ticaret düzeni için son derece hayatî buldukları  kanun neden geciktiriliyor, neden bir an önce Meclis'ten geçirilmiyor diye, iktidarı da muhalefeti de âdeta topa tutmuş!

Son olarak, iş dünyasını temsil eden hemen hemen  aynı kişiler, kuruluş başkanları veya sözcüleri, yasama sürecinde geciktirilmesine tepki gösterdikleri kanunu daha Resmi Gazete'de yayımlanmadan eleştirmeye, değiştirilmesini istemeye başlamışlar ve kritik önemi haiz 50 maddesini değiştirtmeyi başarmışlar!                           

Eh, "başından" bu kadar "macera" geçmiş bir kanunun "sahaya" nasıl yansıdığı, iş dünyasında nasıl değerlendirildiği, kanun yürürlüğe gireli  4 ay da olsa, merak edilir.

İddiada değişiklik yok                                

Yeni TTK'nin içerdiği "iddialı" hedefler, Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı'nın TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu için hazırlanan konuşma metninde şöyle vurgulanıyor:
"Yeni Türk Ticaret Kanunu, yenilikçi ve dinamik bir anlayışla şirketlerimizin özellikle teknolojik gelişmelere uyum sağlaması, dünya ile bütünleşmesi, uluslar arası rekabet gücünün artırılması, gerek güncel ve gerekse orta ve uzun vadeli gereksinimlerinin karşılanması gibi hususlarda önemli yenilikler getirmektedir."

Bakan Yazıcı, "bu yeniliklerle şirketlerin daha kolay sermaye, kredi ve ortak bulabileceklerini ve dünya piyasalarının kullandığı evrensel dili konuşmaya başlayacaklarını" belirtirken, kanunu "son 55 yılın alışkanlıklarından doğan hantallığı ortadan kaldıran, ticareti, ticari kurumları ve aktörlerini yeniden şekillendiren bir düzenleme" olarak değerlendiriyor          

Bu değerlendirmeye göre, yeni kanun ticari hayatı kurumsal yönetim ilkeleri çerçevesinde şekillendiriyor. Şirketlere yeni idarî ve malî standartlar getiriyor. Yönetim ve denetim kurumunu profesyonelleştiriyor. Şirket kuruluş ve işleyişlerini basitleştiriyor. Ticari hayatta güven mekanizmaları oluşturuyor.

Sahada tereddüt var

Kanun çevresinde örgülenen yüksek beklenti seviyesi "sahada" geçen 4 aya "fiilen" yansımış gibi görünmüyor. Doğal; çünkü kanun, sadece maddeleri okunarak uygulanacak maddeler topluluğu değil. Maddelerle öngörülen düzenlemelerin yapılabilmesi "ikincil mevzuatı" oluşturacak yönetmelik ve tebliğlerin çıkarılması, yürürlüğe konması ile mümkün.

Ancak, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı, yetki ve görev alanına giren bu mevzuat metinleri tümüyle yürürlüğe girmiş değil. Gecikme var ve bu durum iş dünyasında "ortak yakınma" konusu. Hâl böyle olunca TTK'ye uyum sağlamak için yapılarında ciddi değişiklik ve düzenlemeye gitmeleri gereken şirket yönetimleri harekete geçemiyor.

Bu durum ayrıca  ticaret hukuku ve düzeninde "radikal" değişme yaratması beklenen kanunun pratik etkileri konusunda iş dünyasını tereddüte sürüklüyor. Şirketler, yalnız  "ikincil mevzuat" metinlerinin bir an önce çıkarılmasını değil, o metinlerin uygulamayı nasıl şekillendireceğini de merak ediyor.

Ve nihayet, yapılan değişikliklerden sonra TTK'nin "radikal dönüşüm" hedefli maddelerinin törpülendiği ve bu nedenle "iş ve ekonomi dünyasında öngörülen değişim ve dönüşümün sağlanamayacağı" savunuluyor. Bu, TÜRKONFED Başkanı Süleyman Onatça'nın değerlendirmesi. Dikkate değer!

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Atilla Karaosmanoğlu 13 Kasım 2013