Bu tablonun sorumlusu vatandaş mı yani!

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ [email protected]

Vatandaş yaklaşık altı buçuk yıl önce bankalardaki her 100 liralık mevduatının 70 lirasını TL cinsinden, kalan 30 lirasını döviz cinsinden tutuyordu. Bu yıla geldik, mayıs ayının ortasındayız ve 2012 sonundaki denge tümüyle değişmiş durumda. 10 Mayıs itibarıyla artık her 100 liralık mevduatın 47 lirası TL cinsinden, 53 lirası döviz cinsinden tutuluyor.

Başlangıç yılı olarak niye 2012 sonunu aldığımızı da hemen belirtelim; Merkez Bankası’nın bu konudaki verileri elektronik veri dağıtım sisteminde söz konusu yıldan itibaren yer alıyor. Kaldı ki daha geri gidilebilse değişimin çok daha belirgin olduğu görülür.

Yurtiçi yerleşiklerin mevduatının Türk Lirası-yabancı para dengesi 2012’den sonra hemen hemen her yıl yabancı para lehine değişti. 2012 sonunda yüzde 30.5 olan döviz cinsi mevduatın payı 2017’de yüzde 40 sınırını, bu yıl mart ayında da yüzde 50 sınırını aştı.

Kur artışının da etkisi var

Yurtiçinde yerleşiklerin mevduat bankaları ve katılım bankalarındaki toplam döviz tevdiat hesapları 2012 sonunda 123 milyar dolar düzeyinde bulunuyordu. Bu hesaplar artık 181 milyar dolar civarında seyrediyor.

Döviz hesaplarının TL karşılığındaki artış çok daha fazla kuşkusuz. Bu da doların TL karşısında değer kazanmasından kaynaklanıyor.

2012 sonunda 123 milyar dolar olan döviz hesaplarının TL karşılığı 219 milyar liraydı. Bir dolar, o tarihte 1.78 düzeyinde bulunuyordu.

Kur özellikle 2018 yılıyla birlikte hızlı bir tırmanış gösterdi ve 10 Mayıs’ta 6.20 düzeyinde oluştu. Bu tarihte döviz tevdiat hesapları 181.2 milyar dolar, bu hesapların TL karşılığı ise tam 1.1 trilyon oldu.

Sorumlusu vatandaş!

Son yıllarda vatandaşa kaç kez “Dövizinizi satın TL’ye geçin, dövizde oynanan oyunları bozalım” çağrısı yapıldı, sayısını unuttuk. Vatandaş bu çağrıları hiç ama hiç umursamadı.

Yıllar önce “Dövizle oynayanın eli yanar” denilmişti de, oynamayanın eli yanmıştı adeta, bunlar unutulmadı.

Vatandaş, “Dövizden uzak durun” denildikçe tersini yapması gerektiğini öğrendi.

★★★

Görüldü ki bu tür açıklamalar işe yaramıyor. Sözlü uyarılar ya da telkinlerle sonuç almak mümkün değil, “Öyleyse önlem alalım" denildi.

Alındı önlemler... Önce döviz alımına binde 1 vergi uygulanması kararlaştırıldı.

Binde 1 verginin döviz alımında bir caydırıcılığı olabilir mi? 1.000 dolar alacaksınız, dolar 6 lira, ödeyeceğiniz para 6.000 lira, vergi olarak cebinizden 6 lira çıkacak.

10 bin dolarda 60 lira, 100 bin dolarda, yani 600 bin lirada 600 lira...

Şimdi bu binde 1'i görüp döviz almaktan cayan var mıdır acaba?

Yok eğer bu vergi döviz alımını caydırıcı etki yapsın diye değil de vergi gelirlerini artırsın diye düşünülmüşse, oradan da pek bir şey gelmeyeceği açık.

Sonra başka bir dahiyane önlemle 100 bin dolar ya da eşdeğeri döviz alımında valör uygulamasına gidilmesi karara bağlandı. TL’yi bugün vereceksin, dövizi yarın alacaksın.

“Anayasayı bir kere delmekle bir şey olmaz” neslinin evlatları olarak biz buna da çare buluruz hemen. Ne yani 100 bin dolar yerine 99 bin 999 dolar alırız, olur biter. Üstelik bu yasalara aykırı bir durum da değil.

Sineklerle uğraşmaya devam...

“Türk halkı niye döviz alıyor, tercihini niye dövizden yana kullanıyor” diye sormaktan kaçınarak aklımız sıra önlem alıyoruz.

Daha dün yazdık; TÜİK ve Merkez Bankası’nın yaptığı çalışma ortaya koyuyor ki tüketicinin ekonomiye güveni şimdiye kadarki en düşük düzeye inmiş. Böyle bir ortamda elinde üç kuruşu olan enflasyondan kendini korumak için büyük çaba gösteriyor. Bu çerçevede sürekli baskı altında tutulduğuna ve bir gün mutlaka fırlayıp gideceğine inanılan döviz en iyi yatırım aracı olarak görülüyor.

Ama biz vatandaşın neden böyle bir ruh hali içinde olduğu üstünde durmuyoruz da, binde 1’lik vergilerle, 100 bin doların üstündeki alımlarda valör uygulamasıyla, bankalara “Mudilerinizi TL’ye yönlendirecek adımlar atın” şeklinde öğütler vermekle günümüzü geçiriyoruz.

Bu gidişle TL ve döviz mevduatındaki yüzde 47-53 oranının daha da açıldığını göreceğimize kuşku yok.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar