Bu sanayi üretimiyle büyümede yüzde 2.5'i ancak yakalarız

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ [email protected]

Sanayi üretimi ekim ayında arındırılmamış endekse göre geçen yılla hemen hemen aynı düzeyde gerçekleşti. Yalnızca yüzde 0.2'lik bir artış var.

Üretimin ekim ayında yerinde sayması sonucu ilk on aydaki üretim artışı yüzde 1.6'ya geriledi. Yüzde 1.6, ilk on ay itibariyle son beş yılda kaydedilen en düşük artışa işaret ediyor.

Bir oran daha verelim. Ekim ayı itibariyle yıllık artış yüzde 2 oldu. Bu oran da, ekim ayları itibariyle son beş yılda oluşan en düşük oran olarak kayıtlara geçti.

Sanayi üretiminin ekim ayında takvim etkisinden arındırılmış haliyle geçen yılın ekimine göre yüzde 2, takvim ve mevsim etkisinden arındırılmış haliyle de eylül ayına göre yüzde 3.7 arttığını belirtelim. Ama bizi, "çalışılan gün sayısı aynı olsaydı şu kadar üretirdik" ya da "çalışılan gün sayısı aynı olsaydı ve mevsim etkisi yok edilseydi şu kadar üretirdik" yaklaşımı pek ilgilendirmiyor. Hep vurguladık, bizi "elle tutulan, sayılan, görülen, yani GSYH hesabını doğrudan etkileyen üretim düzeyi" ilgilendiriyor.

İşte o üretim düzeyi de somut gerçekleşmeyi ortaya koyan arındırılmamış endeksle bulunan üretim düzeyidir. Ve bu endekse göre geçen yıla göre gerçekleşen artış da ekim ayında yalnızca yüzde 0.2'dir.

Büyüme ne olur?

Türkiye ekonomisi 2009'un son çeyreğinden bu yılın ikinci çeyreğine kadar olan son 27 çeyrektir büyüyor. İşte bu büyüme eğiliminin sonuna gelmiş olabiliriz. Bu yılın üçüncü çeyreğinde büyüme eğiliminin kırılması ve negatif ya da sıfır dolayında bir oran gelmesi olasılığı oldukça yüksek.

Yılın üçüncü çeyreğinde sanayi üretiminde yüzde 3.2 gibi bir gerileme yaşanmış olması bu kaygıların temel nedeni. Sanayinin, GSYH içinde dörtte bir payı bulunduğu dikkate alınırsa yüzde 3.2'lik daralmanın önemi daha iyi anlaşılır. Kaldı ki, GSYH'ye diğer sektörlerden de pek katkı gelmiş olduğu sanılmıyor.

Çok zaman kalmadı gerçekleşen tabloyu görmeye. TÜİK, 12 Aralık pazartesi günü üçüncü çeyreğin GSYH gerçekleşmesini açıklayacak. Üçüncü çeyrekteki büyüme sıfır olsa bile, ekim ayı sanayi üretimi verisinin de sıfıra yakın gelmiş olmasından dolayı dördüncü çeyreğe de pek umutla bakılamıyor. Hele hele son kur artışının yarattığı ortamın büyümeye ilişkin umutları iyice zayıfl attığına vurgu yapılıyor.

Üçüncü çeyrekteki büyümenin sıfır dolayında gelmesi, son çeyrekte ise en iyi olasılıkla yüzde 2.5 büyüme gerçekleşmesi bekleniyor. Bu durumda, ilk altı ayın oranları revize edilmediği takdirde, yıllık büyümenin yüzde 2.5'i ancak bulacağı görülüyor.

Bu yıl için büyümenin başlangıçta yüzde 4.5 düzeyinde öngörüldüğünü, ancak revize tahminin yüzde 3.2 olduğunu hatırlatalım. IMF, Dünya Bankası ve OECD gibi kurumların tahminleri ise yüzde 2.8-2.9 dolayında bulunuyor. Ancak, ekim ayı sanayi üretiminden sonra bu düzeyleri tutturmanın bile çok zor olduğunu ve gidişatın yüzde 2.5'e işaret ettiğini belirtmek gerekiyor.

Vatandaş hem döviz satıp hem döviz hesabı mı açtırıyor?

Vatandaş adeta döviz bozdurma kuyruğuna girdi. Dövizini satan satana... Vatandaşın cebinde ne kadar döviz var, bunun ne kadarı satıldı, satılıyor; kimse fikir yürütecek durumda değil aslında. Kamu kuruluşlarının varlıklarını dövize çevirdikleri de biliniyor.

Vatandaş döviz kuru yükseldiğinde satışa geçip düşünce alma yönünde hareket ederdi genellikle. Son haftalarda biraz kırılan bu eğilimi Merkez Bankası'nın resmi rakamlarından izlerdik. Merkez'in son döviz hesabı rakamları 2 Aralık'ı gösteriyor ve hesaplardaki artış sürüyor. Üstelik 2 Aralık'ta dolar 3.51 düzeyindeydi.

Bankalarda 11 Kasım'da 170.4 milyar dolar döviz hesabı vardı ve dolar kuru o tarihte 3.20 düzeyindeydi. 18 Kasım'a geldik, kur 3.31'e yükseldi, döviz hesabı da 171.8 milyara çıktı. Kur da yükseliyordu, hesaplar da... Bu kez 25 Kasım'da kur 3.44'e tırmandı, döviz hesapları 172.3 milyar dolara. Ve son veri olarak 2 Aralık'ta kur 3.51 düzeyindeyken döviz hesapları da 173.1 milyara ulaştı.

Ne yani vatandaşın bir kısmı dövizini satıyor, bir kısmı da ya yastık altındaki dövizini götürüp bankaya yatırıyor ya da piyasadan döviz alanlar bankada hesap mı açtırıyordu...

Döviz hesaplarındaki asıl eğilimi, 2 Aralık'tan sonraki dönem için göreceğiz. Bunu görmek için de bir hafta beklememiz gerekiyor.

Yabancılar yine sattı ama daha az sattı

Yabancı yatırımcıların hisse senedi ve devlet iç borçlanma senedindeki satışları geçen hafta da sürdü. Yabancılar, 25 Kasım-2 Aralık haftasında 48 milyon dolarlık hisse senedi ve 85 milyon dolarlık DİBS sattılar.

Ancak yabancı satışının önceki üç haftaya göre büyük ölçüde hız kestiği dikkati çekiyor. Yabancılar, 4-11 Kasım haftasında 984 milyon, 11-18 Kasım haftasında 573 milyon, 18-25 Kasım haftasında ise 980 milyon dolarlık satış yapmışlardı.

Yılbaşından 2 Aralık gününe kadar olan dönemdeki net alım hisse senedinde 586 milyon dolara, devlet iç borçlanma senedinde 828 milyon dolara indi.

Yabancıların bu dönemdeki toplam alımı da böylece 1.4 milyar dolara gerilemiş oldu. Yabancı yatırımcılar son beş haftadır net satışı konumda. 28 Ekim'den 2 Aralık'a kadar olan dönemde yabancılar net 2 milyar 750 milyon dolarlık satış gerçekleştirdiler.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar