Bu rapor hepimizi yakından ilgilendiriyor

Faruk ŞÜYÜN
Faruk ŞÜYÜN ODAK [email protected]

Geçtiğimiz günlerde çok önemli bir rapor açıklandı. Konusu, hepimizi yakından ilgilendiriyor: Yayınlama özgürlüğü. Türkçe ve İngilizce olarak hazırlanan rapor, Türkiye Cumhuriyeti ve Avrupa Birliği tarafından finanse edilen “Sivil Toplum Diyaloğu Programı” çerçevesinde, Türkiye Yayıncılar Birliği’nin (TYB) İsveç Yayıncılar Birliği ortaklığıyla yürüttüğü “Yayınlama Özgürlüğü Yolunda Projesi”nin sonuçlarını içeriyor.

Bu kapsamda geçtiğimiz İzmir Kitap Fuarı’nda düzenlenen okurlara yönelik panelin yöneticisi olarak katkıda bulunmaya çalıştığım projenin öncelikli amacı, TYB’nin uzun vadeli mücadele alanlarından biri olan “Türkiye yayıncılığında ifade özgürlüğü”nü geliştirmeye katkı sağlamak. Genel amaçlar arasında ise yayıncılık sektörü ile politika yapıcılar arasında bir savunuculuk süreci başlatmak ve proje ortağı İsveç Yayıncılar Birliği’nin yanı sıra iştirakçiler ve diğer paydaşlar arasında yayınlama özgürlüğü bağlamında uzun vadeli işbirliği, sürdürülebilir ortaklıklar ve diyalog oluşturmak bulunuyor. 

Rapor ile yayıncılık paydaşları ve genel kamuoyunda yayınlama özgürlüğüyle bağlantılı AB politikaları ve bunların Türkiye’deki yasama prosedürlerine ve uygulamalara etkileri hakkında farkındalık yaratmak amaçlanıyor.
Proje kapsamında öncelikle tüm yayıncılık paydaşlarının katılımıyla Ankara’da “Yayınlama Özgürlüğü Konusunda Farkındalık Artırma ve Bilgilendirme Çalıştayı” düzenlenmişti. Ardından sırasıyla İstanbul, İzmir, Ankara, Bursa, Adana, Diyarbakır, Van, Trabzon ve Antalya’da gerçekleştirilen bölge toplantılarında yazar, şair, yayıncı, çevirmen, kitapçı, kütüphaneci, gazeteci, sivil toplum temsilcileri ve akademisyenlerle buluşulmuştu. İstanbul, Adana, Bursa, İzmir ve Samsun’da TU¨YAP kitap fuarlarında yapılan okurlara yönelik paneller de büyük ilgi görmüştü. 
Bu etkinlikler, yayınlama ve ifade özgürlüğü üzerine yaşanan sorunların, medyaya yansıyanlardan ibaret olmadığını ortaya çıkarmıştı. Yerelden yükselen seslere kulak verildiğinde, ifade özgürlüğüne müdahalenin bin bir çeşidini yaşamaktaydık.

İşte bu değerlendirmelerin ışığında düzenlenen raporda özetle şu sonuçlar yer alıyor:
“Yayıncılığın ve yayınlama özgürlüğünün önündeki yasal engellemelerin derhal kaldırılması gerekmektedir. Bunun için yayınlama özgürlüğünü doğrudan ilgilendiren kanunlar başta olmak üzere mevzuattaki ifade özgürlüklerle ilgili tüm düzenlemelerin ivedilikle ele alınması ve AB Müktesebatı ile uyumlu hale getirilmesi zorunludur. 
Mevzuat değişikliği kapsamında öncelikle, yayıncılar, yazarlar ve gazetecilere karşı en çok dava açılmasına neden olan ‘hakaret,’ hapis cezası gerektiren bir suç olmaktan çıkarılmalıdır. 

AİHM’nin, Sözleşme’nin ifade özgürlüğünü düzenleyen 10. maddesi kapsamında verdiği tüm kararlar Türkçeleştirilerek yayınlanmalıdır. AI·HM ölçütlerine ulaşılamamasındaki temel nedenlerden biri, kamu görevlileri ile savcı ve yargıçların bir bölümünün kararları dikkate almamakta ısrar etmeleridir. Bunu önlemek gerekmektedir.
İfade özgürlüğü hakkının temel bir insan hakkı olduğuna ilişkin bilgiler, ilköğretimden başlayarak ders olarak okutulmalıdır. 

Durum, 2015 itibarıyla ifade ve yayınlama özgürlüğünün ciddi engellemelere uğradığını, bu konuda Türkiye’nin geriye gittiğini gösteriyor. 

Yayınlama özgürlüğü üzerine hazırlanacak projenin, devlet değil bir toplum projesi olarak ve ifade özgürlüğü meselesine sahip olan tüm aktörlerin katılımıyla düşünülmesi ve hayata geçirilmesi gerekiyor.”

Hepimizi yakından ilgilendiren rapor, uzun ve ayrıntılı. www.yayinlamaozgurlugu.org adresinden söz konusu etkinlikle ilgili bilgilere ulaşmak, verilen linkten indirerek raporun tamamını okumak mümkün.
 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar