Bu kur bile yabancı yatırımcıyı çekmiyorsa...

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ [email protected]

Türkiye'deki ekonomik dalgalanma ve siyaseten ne yaşanacağının giderek belirsiz bir hal alması yabancı yatırımcıyı da ne yapacağını bilememe durumuyla karşı karşıya bırakıyor.
Yabancı yatırımcılar, bir bakıyorsunuz Türk menkul kıymetlerine ilgi göstermişler, bir bakıyorsunuz bu kez Türkiye'den uzak durmayı tercih eden bir görüntü sergiliyorlar. Üstelik bu durum haftadan haftaya değişiklik gösterebiliyor.

Ama şu gerçek değişmiyor. Yabancı yatırımcıların hisse senedi ve devlet iç borçlanma senetlerine (DİBS) yaptıkları yatırım, özellikle son iki ayda öyle iddia edildiği gibi Türkiye'de taşları yerinden oynatacak, kurları fırlatacak bir düzeye kesinlikle ama kesinlikle varmıyor. Yabancılar adeta "kendi çaplarında" küçük küçük alım satımlarla vakit geçiriyorlar.

İki ayda 174 milyonluk çıkış

Dedik ya yabancı adeta kendi çapında alım satım yapıyor diye. İşte rakamlar ortada...

Aralık ayında haftalık bazda giderek azalan satış daha sonra alıma dönüyor ve öyle devam ediyor. Ay toplamındaki satış yalnızca 24 milyon dolar oluyor.

Ocak ayına geliyoruz, yabancıların hisse senedi ve DİBS toplamındaki alış satışları tam bir zikzak çiziyor. İlk haftadaki 214 milyonluk alışı, ikinci hafta 375 milyonluk satış izliyor. Sonra sıra yeniden alıma geliyor adeta, üçüncü hafta 300 milyon dolarlık alım yapılıyor, son hafta ise bu kez yine 289 milyon dolarlık satış gerçekleştiriliyor.

Sonuç; bütün bir ayda ortaya çıkan toplam satış 150 milyon dolar oluyor.

Buna göre, aralık ve ocak aylarında yabancıların gerçekleştirdikleri toplam satış 174 milyon dolar düzeyinde oluşmuş durumda.

Bu iki aydaki net hareketin satıştan yana olması iç borçlanma senedinden kaynaklandı. Yabancılar aralık ve ocak aylarında 821 milyon dolarlık borçlanma senedi sattı. Hisse senedindeki alış ise 647 milyon dolar. Böylece net satış 174 milyon dolar olarak gerçekleşti.

Niye alım yapmıyorlar?

Dolar kurunun birkaç gün hangi düzeye eriştiği o kadar önemli değil. O yüzden daha geniş bir zaman dilimine, örneğin ay ortalamasına bakmakta yarar var. Dolar, kasım ayı ortalamasında 3.23 düzeyindeydi, aralık ayını 3.48 ile geçtik, ocak ayı ortalaması ise 3.73 oldu. Yabancı giriş çıkışı bize şunu çok açık olarak gösteriyor.

Yabancı yatırımcılar, gidişatı iyi görmeyip kur da görece düşükken kasım ayında 8.4 milyar liralık satış yaptılar. Ay ortalamasında 3.23 olan dolar kurundan ceplerine 2.6 milyar dolar girdi.

Kasımda borsa endeksi ay ortalamasında 75.390 düzeyindeydi. ocaktaki ortalama 80.985. Yani artış oranı yüzde 7.4. Kasım ayında yüzde 8.3 olan bankalararası piyasadaki ortalama faiz oranı ise ocakta yüzde 8.9'a çıktı. Yani menkul kıymet fiyatları düştü. Faizdeki bu artış, söz konusu menkul kıymetlerin fiyatında düşüş demek.

Karşımızdaki tablo şu: Sattığınız ve yerine tekrar koymak isteyeceğiniz hisse senedinin fiyatı kasımdan ocak ayına kadar olan dönemde yüzde 7.4 artmış. Devlet iç borçlanma senedi fiyatında ise gerileme var.

Kasım-ocak döneminde dolar kuru ne kadar artmış peki, yüzde 15.5'e yakın.

Yabancılar, kasım ayında 8.4 milyar liralık menkul kıymeti 3.23'lük dolar kurundan satıp 2.6 milyar doları ceplerine koymuşlar. Şimdi o miktarda doları getirip ocak ayındaki 3.73'ten bozdursalar ellerine geçecek para 9.7 milyar lira.

Yani 8.4 milyar lira çok kısa bir sürede 9.7 milyar liraya çıkmış, bir anlamda 1.3 milyar lira artmış. Ama yabancı kar ettiği kadar parayı, bir başka ifadeyle 1.3 milyar lirayı, dolar olarak ifade edersek 350 milyon doları bile getirmekten kaçınıyor.

Belli ki kaygı var, hem de öyle böyle değil. Çok kısa sürede 1.3 milyar lira kar edilmiş ama, anlaşılan bu karın bir şekilde uçup gideceği endişesi yaşanıyor. Ocak ayındaki kurun daha da artabileceği, ocak ayındaki fiyatların da yeniden hızla gerileyebileceği kaygısı var.

Öyle olmasa yabancı yatırımcının bu kur düzeyinden Türkiye'ye akın etmesi gerekirdi. Ama etmiyor!

Yüksek kur, yabancının gelmesi için en uygun ortamdır. Ama bu kur cazip görünmüyor.

Kurun daha da yukarıda denge bulacağı mı varsayılıyor, varlık fiyatlarının gerileyeceği mi, yoksa ikisi birden mi?

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar