Bu kontenjanlarla cari açık kapanır mı?
Üniversitelerin en temel fonksiyonu ne olmalı diye sorduğumuzda ilk sıralara bilimsel gelişmeye katkıda bulunmak, ülkenin düşünce ortamının gelişmesinde lokomotif rolü oynamak ve ülkenin ekonomik, sosyal ve kültürel ihtiyaçların karşılayacak nitelikli işgücü yetiştirmeyi sayabiliriz. Nitelikli işgücü yetiştirme işlevini değerlendirirken üniversite kontenjanlarına bakmakta yarar var.
Üniversite kontenjanlarını yetiştirdiği gençlerin öncelikli olarak çalışacağı sektörlere göre incelediğimizde hizmet sektörlerine nitelikli eleman yetiştiren lisans programlarının kontenjanlarının, sanayiye nitelikli eleman yetiştiren lisans programlarının 5.17 katından olduğunu görüyoruz. 2015 yılında devlet üniversiteleri ile vakıf üniversiteleri lisans programlarında sanayiye 65 bin 786 kontenjan ayırırken, hizmetlere 340 bin 180 kontenjan ayırdı.
Üstelik sanayi sektörlerine yönelik lisans kontenjanları yerinde sayarken, hizmetlere yönelik kontenjanlar daha da artıyor. 2015'te sanayiye yönelik kontenjanlar yüzde 0.1'lik bir gerileme gösterdi. Bir diğer üretici sektör olan tarım, hayvancılık ve ormancılıka yönelik kontenjanlar ise yüzde 9.81 düştü. Buna karşın hizmetlere yönelik kontenjanlar yüzde 6.16, inşaata yönelik kontenjanlar yüzde 6.22 arttı. Tüm sektörlere yönelik eleman yetiştiren ortak alanlardaki kontenjan artışı ise yüzde 3.16 oldu.
Bu durum istihdamın mevcut dağılımı ile de uyumsuz. Çünkü sanayinin toplam istihdamdaki payı yüzde 20.5 ama lisans kontenjanlarındaki payı yüzde 13.51. İstihdamdaki payı yüzde 31.65 olan hizmetlerin, kontenjanlardaki payı ise yüzde 69.85'e çıktı. Sanayide kontenjan payı, istihdam payından yaklaşık üçte bir daha düşük ama hizmetlerde kontenjan payı istihdam payının iki katından yüksek.
İstihdamda yüzde 7.37 paya sahip olan inşaatın, lisans kontenjanlarındaki payı yüzde 6.22, istihdam payı yüzde 21.09 olan tarım, ormancılık ve balıkçılığın lisans kontenjanı payı ise sadece yüzde 1.59.
Hizmetlerin alt sektörlerine baktığımızda da dikkat çekici dengesizlikler var. Kontenjanı en fazla artan sektörlerin başında yüzde 64.33 ile dış ticaret, yüzde 57.60 ile taşımacılık ve lojistik, yüzde 45 ile lokantacılık ve yüzde 34.17 ile medya ve iletişim geliyor. Buna karşın örneğin turizme yönelik kontenjanlardaki artış sadece yüzde 2.45'te kalıyor. Asıl dikkat çekici olan hizmet sektörleri arasında kontenjanı azalan tek sektörün eğitim olması. Eğitimci yetiştiren lisans programlarının kontenjanı bu yıl yüzde 2.21 azaldı.
Temel fen bilimlerinde kontenjanların son yıllarda kısılmakta olduğunu, bu yıl özellikle mühendislik alanları için hayati önemdeki fizik bölümlerinde kontenjanların dikkat çekici bir şekilde azaldığını daha önce yazmıştık. Buna sanayi kontenjanları aleyhine gelişen dengeyi de eklersek görünüm daha da kararıyor.
Kontenjanlardaki bu dağılım ve eğilim, eğer bir stratejinin ürünüyse, bu stratejiyle ekonominin en can alıcı sorunu olan cari açık belasından kurtulmak mümkün olamaz. Eğer ortada bir strateji bile yoksa, o zaman söyleyecek söz bile kalmaz.