Bu kez Eczacı feryad ediyor..

Hilmi DEVELİ
Hilmi DEVELİ EKONOMİDE SATIR ARASI [email protected]

 

Bayramoğlu'ndan Gebze'ye giderken Darıca Farabi Devlet Hastanesi karşısında eczacılık yapan bir arkadaşıma rastladım.
Arkadaşım Eczacı Tamay Ercan 40 yıla yakın mesleğin içinde, önceleri Gebze'deydi hastane açılışıyla birlikte o da diğer meslektaşları gibi buraya taşınmıştı.
İşleriniz nasıl diye sorduğumda Tamay Bey gülümseyerek geçen haftaki yazınızda sayıları gittikçe azalan mahalle bakkallarından bahsetmiştiniz biz eczacıların da onlardan bir farkımız yok, kapanan eczaneler yerine yeni mezun meslektaşlarımızın çaresizlik içinde eczane açmaları nedeniyle sayılarımız toplamda yavaş yavaş azalıyor.
Beni dışarı çıkararak bakın gördüğünüz gibi hastanennin iki kapısı var .
İki kapı arasındaki caddenin boyu yaklaşık 300 metre bütün eczaneler bu mesafede mecburen konuşlanmış durumda.
Kapıların karşısında konuşlanan iki eczane müşteriden aslan payını alıyorlar.
Gülerek Bizler de geri kalanlarla idare ediyoruz dedi.
Müşterilerin yoğunluğu nedeniyle konuşmamıza sık sık ara vermek zorunda kaldık.
Cadde boyunca 8 eczane varken biri kapannış şimdi sayı 7'ye inmiş.
Tamay Bey hastaneyle ilgili bilgileri sıralamaya başlıyor;
2000'li yılların başında açılan Farabi Devlet Hastanesi 400 yatak kapasiteli tam teşekküllü özelliklerinde yeni bir hastane.
Hastanede 120 civarında doktor var hepsi de mesleklerinde başarılı olmuş kişiler yüzlerinde gülümsemeyi eksik etmeden insanlarımıza şifa dağıtıyorlar .
Doktrlarımızla birlikte elbette yardımcı sağlık ve idari personelin de çalışkanlığını gözardı etmemek gerekiyor .
Günde, polikliniklerde 3 bin 800-4 bin 500, acil serviste 800-1000 olmak üzere toplamda 5 bini aşkın hastaya hizmet veren bir yer hastanemiz.
Hastanenin kurulma sürecinde bölgede sosyal ve ekonomik alanda gelişme olacağı beklenirken son bir yıldır sadece ulaşımda yoğunluk yaşanıyor.
Hastaneye muayene yada tedavi amacıyla gelen insanlarımızın kısa süreli beklemelerinde bile zamanlarını geçirecek kahvehane - kafe gibi mekanların olmaması olan bir iki yerin de kapanması bizler ve diğer esnaflarımız açısından sorun doğuruyor.
Bölgede oturanların, hastaneye gelenlerin çoğunluğunu ekonomik gücü yeterli olamayanlardan oluşmasının yanısıra, işini görenler dolmuş yada otobüslere binerek bir an önce oturdukları mekanın yolunu tutmalarında önemli bir etken oluşturuyor.
Bir yandan yeni uygulamalarının getirdiği sıkıntılar diğer yandan eczane giderlerinin (kira, personel giderleri, telefon, su, doğalgaz vb.) her yıl enflasyonla birlikte arttığı bir süreçte yaşanan işletme sermayesinin eridiği bu kayıplara eczacı yıllardır dayanmaya çalışıyor.
Bu süreçte çekleri yazılan, ödeme güçlüğü içine giren, iflas eden, eczanelerini kapatmak zorunda kalan meslektaşlarımızın sayısı her geçen gün artıyor.
Uygulamalara gelince, önce Sağlık Uygulama Tebliği'nin (SUT) getirdiği sıkıntıdan söze başladı.
Eczacıların ilaç fiyatlarında indirimi her zaman savunduğunu kaydeden Tamay Ercan geçmiş yıllarda bir- iki yılda bir değişen Sağlık Uygulama Tebliği'nin 15 günde değişir halde gelmesi hem bizleri hem de yurttaşlarımızı sıkıntıya sokar hale gelmiştir.
Düşürülen fiyatlar nedeniyle biz eczacıların yüksek miktarlarda stok kayıplarına uğradığımızın da bilinmesi ve buna bir çözüm bulunmasını istiyoruz.
Bizleri ve yurttaşlarımızı sıkıntıya sokan bir diğer sorunumuz da ;Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu mart ayında il sağlık müdürlüklerine gönderdiği bir yazı ile eczanelerden reçetesiz ilaç satışını yasaklayarak, yapılacak denetimlerde tespiti halinde yasal işlem yapılması ve 200 TL'lik ceza kesilmesi.
Cuma günkü kısa süreli sohbetimizde , Eczacı Tamay Beyin anlattıkları özetle bunlardı.
Salı akşamı yazıma başlarken Tamay Beyin gönderdiği notunu aldım.
göndermiş olduğu not; Hürriyet gazetesinde yer alan haberden alınmış.
Haberde " Antalya Eczacı Odası Başkanı Kerem Zabun, reçetesiz ilaç satışının yasaklanmasıyla 1.29 liraya satılan ağrı kesici, öksürük şurubu, göz kremi gibi ilaçları, vatandaşın hekime reçete yazdırarak, 8 lira muayene ve 3 lira reçete katkı payı ödeyip 12.50 liraya satın almak zorunda kaldığını, bunun da mağduriyete yol açtığını söyledi" diyordu.
Tamay bey, işte anlatmaya çalıştığım sorunlarımızdan sadece birinin somut örneği bu diye not düşmüş.
Sohbette dile getirilen bir sorun bu kez TV kanallarında işleniyordu ve bir anda Türkiye'nin gündemi ne oturuvermişti.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar