“Bu kadar fide, bu kadar ağaç ve bu güzelim doğa yok olmasın”
“Lavanta ile ilk kez Fransa’nın Provence bölgesinde tanıştım. Güneşin altında göz alabildiğince uzanan mosmor tarlalar, üzerinde vızıldayan arılar ve olağanüstü bir koku... ‘Bir gün benim de böyle bir tarlam olacak’ cümlesi orada ruhuma kazındı diyebilirim.”
Bu sözler Sibel Asna’ya ait. A&B İletişim’in Yönetim Kurulu Başkanı Sibel Asna, Türkiye’de halkla ilişkiler sektörünün gelişmesine katkı sağlayan isimlerin başında geliyor. Asna, aynı zamanda Lava Markası’nın yaratıcısı.
Bahçesinde hobi olarak yetiştirdiği lavantalardan bir marka yaratan Sibel Asna’nın, “lavanta” hikayesini dinlemek ve lavanta hasadı yapmak için İzmit’in Akmeşe Köyü’ndeki çiftlik evindeydik.
“Küçük bir çiftliğim ve oldukça geniş bir arazim olunca, mor tarlaların hayali de güçlendi. Küçük denemeler, toprak analizi, uygun fidelerin bulunması, bir tır dolusu cılız fidenin bin bir acemilikle dikilmesi ve ilk hasat. Tam dört yıla sığan sürecin başlangıcı böyle oldu. Üzerinden de neredeyse 15 sene geçti” diye başlıyor anlatmaya Sibel Asna.
Lavanta üretimi Türkiye’de daha çok Akdeniz bölgesinde yapılıyormuş. Marmara Bölgesi'ndeki ilk üretim ise, Asna’nın hayalini gerçekleştirmesi ile Akmeşe Köyü’nde gerçekleşmiş oldu.
Hikayenin devamına gelince; “Lavanta tohumlarından yağ işleme sürecine 2007 yılında başladık. Elde ettiğimiz yağın kalitesini ölçtüren Meltem Kurtsan, son derece kaliteli bir ürün yetiştirdiğimizi söyledi. Böyleye dünyalar bizim oldu. Çiftlikteki yardımcımla birlikte, el yordamıyla geliştirdiğimiz amatör damıtmaç işlevini başarıyla tamamlamıştı. İlk yıl 15 kg, ikinci yıl 8 kg yağ elde edip sabun ve kolonya üretimine hammadde temin edebildik. Pazarlama maceramız 2004 yılında Pabetland ile başladı. Pabetland çalışmalarına ara verene kadar sürdü ve başarılı oldu. 2006 yılbaşında Kanyon Alışveriş Merkezi’nde, Anneler Günü'nde ise Mavi Jeans’in bazı mağazalarında satışa sunuldu. Daha sonrasında, Lava ürünlerini Elit Home Garden, www.deppo. com, www.garantialisveris.com, www.evimhayatim.com ve www. hediyeciyiz.com sitelerinde sunmaya başladık.”
İstimlak tehlikesi
Sibel Asna tam da yeni bir koleksiyon oluşturup, kendi sanal mağazalarını açma heyecanı içindeyken, aldıkları bir haberle hayal kırıklığı yaşadıklarını söylüyor. Çünkü, yeni köprü güzergahından dolayı bazı araziler istimlak edilecek ve lavanta tarlaları da bu araziler üzerinde bulunuyor. Asna, “Bu kadar emek, bu kadar çaba, bu kadar fide, bu kadar ağaç, bu kadar yatırım ve bu güzelim doğa yok mu olacak?” diye soruyor.Son dönemde, köprü bağlantı yollarının Akmeşe’den geçecek olması tüm köylülerin gündem maddesini oluşturuyor. Etrafta çoğalan emlakçılar ise bölgenin geleceği ile ilgili köylülerin endişelerini körükler nitelikte. Oysa yol güzergahının beş kilometre taşınması ile, hem köy hem de lavantalar kurtulmuş olacak.Eğer bu değişiklik gerçekleşirse, Sibel Asna’nın bir hayali daha var. O da, çiftlikte bununan iki evden birini köy çocukları için Doğa ve Felsefe Okulu’na dönüştürmek. Asna, “Köyde, 12 kahvehane var; fakat sinema yok, kütüphane yok. Çocukların doğayı yakından tanımaları, doğanın içinde yaşamayı ve mücadele etmeyi öğrenmeleri gerekiyor” diyor.
Köylüler risk almıyor
Asna bu arada, Akmeşe köylülerine istihdam yaratmak için kahvehanelerde köylülerle toplantılar yapmış ama köylüler lavanta yetiştiriciliği konusunda risk almak istememişler. “Girişimcilik, risk almayı, çalışmayı gerektirir. Akmeşe’nin erkekleri kahvede oturuyor. ‘Gelin, boş duran tarlalarınızı değerlendirelim, bir kooperatif kurun’ dedim, kimse dinlemedi. Bir kere daha deneyeceğim onları ikna etmeyi.” Sibel Asna, doğa, çocuklar ve daha güzel bir gelecek adına mücadelesine devam edecek. Umarım ona destek verenlerin sayısı her geçen gün artar...