Bu Galatasaraylıları asmak lazım(!)

T.C. Anayasası Madde 59: Sporun Geliştirilmesi. "Devlet, her yaştaki Türk vatandaşlarının beden ve ruh sağlığını geliştirecek tedbirleri alır, sporun kitlelere yayılmasını teşvik eder. Devlet başarılı sporcuyu korur."

Yukarıdaki maddeyi "Ali Sami Yen Spor Kompleksi Türk Telekom Arena" inşasıyla ilişkilendirir misiniz yoksa kapsam dışı mı tutarsınız bilmem ama benim mevzua bu noktadan girme nedenim, son günlerde pompalanan "Devlet 350 trilyon verip stat yaptı sonra o stadı dolduranlar hükümetin başını yuhaladı" görüşünü irdelemek için. Bu görüşün sahipleri ve destekçileri "Devletin aslında stat yapma yükümlülüğü yok" diye ısrarla vurguluyorlar ama devletin anayasal görevlerinden birisi de sporun kitlelere yayılmasını teşvik etmek. Ortaya çıkan spor kompleksinin her yaştan ve her kesimden futbolseverin ilgisini ve beğenisini kazandığı açık. Üstelik uluslararası organizasyonlara ısrarlı şekilde aday olduğumuz bu dönemde bu tür tesislerin devlet eliyle Türk sporuna kazandırılması da bir gereklilik çünkü kulüplerin bu denli büyük işlerin altından kalkacak takatleri pek yok. Ama eğer ki, "stat inşasıyla sporun kitlelere yayılmasını teşvik" arasında bir bağlantı yok diyenlerdenseniz sizi "can güvenliğinin sağlanması" gibi çok daha ciddi bir madde ile de uyarabilirim. Yakın geçmişte Ali Sami Yen ve İnönü statları için deprem araştırmaları yapıldığı ve bu statların "risk" teşkil ettiği çokça konuşulmuştu ancak nedense bugünlerde unutuldu. Galatasaray yeni stadına geçerek bu riskten kurtuldu ama 15 günde bir binlerce ateşli seyircinin hoplaya zıplaya ufak çaplı depremler yarattıkları İnönü Stadı hala "onay" bekliyor. "Afet bekliyor" da yazmak mümkün ama insanın eli kolay kolay varmıyor. Bu tespitin varlığına şüphe ile yaklaşanlar için yakın geçmişte spor sayfalarında kaybolan ufak bir pasaj:

"Yapılan müthiş projeye rağmen Anıtlar Kurulu'ndan onay alamayan Beşiktaş'ın maçlarını oynadığı İnönü Stadı'na çürük raporu verildi. İstanbul Teknik Üniversitesi tarafından ayrıntılı bir şekilde hazırlanan raporda, inşaatın 2. Dünya Savaşı'nın hemen bitiminde birçok yokluk içinde ve zor şartlarda yapıldığı için, kullanılan malzemenin artık yükü taşıyamayacağı belirtildi. Stadın temellerinin bu nedenle korozyona uğradığı, direncini kaybettiği, duvarlar ve çatı arasındaki çatlakların her geçen gün daha da açıldığı ifade edildi. Duvarlarda kaymaların tespit edildiğinin altı çizilerek, 'Bu alanda spor veya başka halka açık etkinliklerin yapılması son derece sakıncalıdır' denildi. Kulübe bildirilen raporun resmi kurumlara da gönderileceği bildirildi."

Beşiktaş yönetiminin çoktandır hazırlıklarını tamamladığı, özgün bir proje ürettiği üstelik kendi finansal programını da hazırladığı biliniyor ancak ne hikmetse bazı yerlerden gerekli izinler alınamıyor. Beşiktaşlılar da haklı olarak "stat arazisinde gözü olanlar iyi polis - kötü polis oynuyorlar" şeklinde bir teori geliştirmişler. Mevcut alanın terk edilip stadın taşınması halinde projenin jet hızıyla ilerleyeceği muhakkak ama İnönü Stadının mevcut yerine mimari ve estetik kaygılarla yapılacak yeni bir stadın "Dünyanın en güzel stadı" unvanını taşıyabileceği de çok açık çünkü konumu benzersiz. Sahi "dünyanın en güzel stadı" neden bizim ülkemizde olmasın?

Türk Telekom Arena üzerinden yürütülen stat tartışmasına dönecek olursak, açılışta konuşan TOKİ Başkanı Erdoğan Bayraktar konuşmasına, "Bu spor kompleksi kolay vücuda getirilmedi. Ali Sami Yen'de kiracılık yükümlülüklerini yerine getirmeyen Galatasaray yönetimi ve aynı şekilde bu arazide de tahsis şartlarını yerine getiremeyen yönetim…" şeklinde başlayınca olanlar oldu. Tribün dinamiklerini bilen birinin o kadar yoğun bir taraftar grubu içinde bu şekilde konuşulduğunda tepki alacağını muhakkak bilmesi lazım. Taraftar bir kere protesto psikolojisine girince, değil TOKİ Başkanı Cumhurbaşkanı'nı bile tanımaz, tanımıyor. Bunun örneklerini daha önce de gördük. Bunun doğruluğu ya da yanlışlığını tartışmak niyetinde değilim. "Galatasaray kulübünün yerine getirmediği yükümlülükleri hatırlatmanın yeri stat açılışı mıdır?" sorum bu. Ayrıca devletin 350 trilyon ödeyerek stat inşa ettiğini söyleyip yapılan protestoyu idamlık suç gibi gösterenlerin şunu da biraz düşünmesi lazım. Devletin harcadığı kaynak nereden gelmektedir? Geçtiğimiz günlerde bilyoner.com'un basın toplantısına katıldım ve öğrendiğim kadarıyla 1 milyon 400 bin üyenin profilinden çıkan sonuç bu ülkede aşağı yukarı yüzde 35 oranında Galatasaray taraftarı yaşadığı. Anlayacağınız, yaklaşık her üç kişiden biri Galatasaraylı ve devletin kasası bu insanların akaryakıttan şans oyununa, cep telefonundan ayakkabıya kadar aldığı her ürüne konan dolaylı vergilerle doluyor. Yoksa geçici sürelerle devlet mekanizmasında görev alanların kişisel servetleriyle bütçe yaptığı falan yok. Kaldı ki, stat inşasına ne kadar para harcandığı ve Ali Sami Yen arazisi satışından devletin ne kadar gelir elde ettiği de meraklı araştırmacılar için çok uzak bilgiler değil. Koparılan gürültüye bakan bir yabancı ülkede oligarşinin hâkim olduğunu ve vatandaşın yönetici zümreye karşı isyan başlattığını falan sanabilir. Oysa ileri demokrasilerde protesto bir haktır ve fiziksel şiddete ya da ciddi tahkire dönüşmediği sürece çok öykündüğümüz Avrupa Birliği tarafından da garanti altına alınmıştır. Bu ülkenin tribünlerinde "Sandıkta görüşürüz Mesut Bey!" pankartını görmüş ve devamını yaşamış biri olarak, Başbakana yapılan protestoya üzüldüğümü ancak kopan fırtınanın da bir bardak sudan ibaret kalması gerektiğini düşünüyorum. Eleştiriler "Protestocular asılsın" kıvamına gelince ben de naçizane tarihe bir not düşeyim istedim.

KUPA GÜNLÜĞÜ

Şeker deyip geçme

Ziraat Türkiye Kupası A Grubu 4. hafta maçında Beypazarı Şekerspor sahasında Denizlispor'u konuk etti.  Beypazarı İlçe Stadı'nda oynanan mücadeleyi ev sahibi ekip 2-1 kazandı. Beypazarı Şekerspor'a galibiyeti getiren golleri 14. dakikada Salih Sefercik ile 66. dakikada Coşkun Yılmaz kaydetti. Denizlispor'un tek golü ise 90. dakikada Fatih Yiğen'den geldi. Bu sonucuna ardından Beypazarı Şekerspor puanını 4'e yükseltirken; Denizlispor puansız olarak son sırada kaldı. Grubun son maçlarında Beypazarı Şekerspor deplasmanda Gaziantepspor ile, Denizlispor ise sahasında Antalyaspor ile karşılaşacak.

Adı üstünde "Gençlerbirliği"

Ziraat Türkiye Kupası C Grubu'nda Yeni Malatyaspor'u konuk eden Gençlerbirliği, Borussia Dortmund'dan transfer ettiği 23 yaşındaki Yasin Öztekin'in golleri ile maçı 2-0 kazandı. İlk yarıda mücadeleci ama temposuz bir performansa imza atan iki takım etkili pozisyonlar geliştiremediler. Ataklarda temkinli davranan taraflar ilk yarının sonunda golsüz biçimde soyunma odalarına gittiler. İkinci yarıya Erdal Kılıçarslan ve Yasin Öztekin'i sahaya sürerek başlayan Gençlerbirliği, değişikliklerin meyvesini erkenden topladı. 47'de Yasin Öztekin ile öne geçen Ankara ekibi, 89'da yine bu futbolcunun golüyle skoru pekiştirdi ve galibiyete uzandı.

Bursa'nın vedası

Ziraat Türkiye Kupası D Grubu'nda Bursaspor ile İstanbul Büyükşehir Belediyesi kozlarını paylaştı. Bursa Atatürk Stadı'nda, ev sahibi ekibin cezası nedeniyle seyircisiz oynanan mücadeleden konuk İ.Büyükşehir Belediyespor 1-0 galip ayrıldı.  83. dakikada Holmen'den yediği golle rakibine yenilen Bursaspor, aynı saatte İzmir'de Karşıyaka ile Kasımpaşa arasında oynanan gruptaki diğer maçtan konuk ekibin 1-0 galip ayrılmasıyla son maçlar öncesi gruptan çıkma şansını matematiksel olarak kaybetti. Ligin ilk yarısında Fi Yapı İnönü Stadı'nda oynanan Beşiktaş karşılaşması öncesi taraftarların saha dışında neden olduğu olaylar nedeniyle 2 maç seyircisiz oynama cezası alan Bursaspor'un cezası bu maçla sona erdi.

Kasımpaşa şaşırtıyor

Ligde zor günler geçiren Kasımpaşa, Türkiye Kupası'nda Karşıyaka deplasmanında Gökhan Güleç'in ayağından bulduğu golle üç puanın sahibi oldu. Maça etkili başlayan taraf Kasımpaşa oldu. 21. dakikada sol çaprazdan ceza sahasına giren Yekta'nın vuruşunda kaleci Necati topu uzaklaştırmayı başardı. 42'de gelişen Karşıyaka atağında Fırat'ın ortasını Orhan kafayla tamamladı ama Tolga topun sahibi oldu. İlk yarıda eşitlik bozulmayınca takımlar soyunma odalarına 0-0'lık skorla gittiler. İkinci yarıda da Kasımpaşa'nın atakları yoğundu. 74. dakikada Gökhan Güleç'in düzgün vuruşuyla ağlara giden top Kasımpaşa'ya galibiyeti getirdi.

Fırtına dinmek bilmiyor

Ziraat Türkiye Kupası'nda Manisaspor karşısında üçüncü maçına çıkan Trabzonspor, Ege temsilcisini de eli boş gönderdi. Bordo-mavili takıma galibiyeti getiren golleri 14. dakikada Umut Bulut, 40. ve 71. dakikalarda Jaja Coelho kaydetti. Konuk takımın tek golü 3. dakikada Yiğit Gökoğlan'dan geldi. Spor Toto Süper Lig'de tek yenilgisini Manisaspor karşısında alan bordo-mavililer, rakibini eli boş göndererek bir anlamda rövanşı almış oldu. Karadeniz temsilcisi bu galibiyetle birlikte grupta puanını 7'ye yükselterek, Beşiktaş'la oynayacağı son maç öncesi bir üst tura çıkmak için büyük avantaj yakaladı. Manisaspor ise sıfır puanla sonuncu sırada bulunuyor.

Yenişemediler

Ziraat Türkiye Kupası 4. hafta B Grubu mücadelesinde Gaziantep Büyükşehir Belediyespor ile Konya Torku Şekerspor sahadan 2-2'lik eşitlikle ayrıldı. Gaziantep Kamil Ocak Stadı'nda oynanan ve ilk yarısı golsüz eşitlikle sona eren mücadelede ev sahibi takımın golleri 60. dakikada penaltıdan Osman ve 80. dakikada Ramazan'dan gelirken, konuk ekibin golleri 64. dakikada İshak ve 71. dakikada Serdar'dan geldi. Üçüncü maçı sonrasında Gaziantep Belediye puanını 5'e yükseltip gruptan çıkma iddiasını son maça taşırken, gruptaki 4. ve son maçını oynayan Konya Torku Şekerspor ise 4 puanla Türkiye Kupası'na veda etti.

PUAN DURUMLARI

A Grubu

 O G B M P

Galatasaray 3 2 1 0 7

Gaziantep 3 2 1 0 7

Beypazarı Ş. 3 1 1 1 4

Antalyaspor 2 0 1 1 1

Denizlispor 3 0 0 3 0

B Grubu

 O G B M P

Trabzonspor 3 2 1 0 7

Beşiktaş 3 2 0 1 6

Gaziantep BB 3 1 2 0 5

Konya Şeker 4 1 1 2 4

Manisaspor 3 0 0 3 0

C Grubu

 O G B M P

Gençlerbirliği 3 2 1 0 7

Bucaspor 3 2 0 1 6

Ankaragücü 2 1 1 0 4

Yeni Malatya 3 1 0 2 3

Fenerbahçe 3 0 0 3 0

D Grubu

 O G B M P

Kasımpaşa 3 3 0 0 9

İstanbul BB 4 3 0 1 9

Bursaspor 3 1 1 1 4

Kırıkhanspor 3 0 1 2 1

Karşıyaka 3 0 0 3 0