Bu dünyadan bir Lee Iacocca geçti (1)
Babası, İtalyan asıllı bir göçmenmiş; sosis satarak ailesine bakmaya çalışan bir seyyar satıcı. Baba daha sonra aldığı borç para ile emlak işine de girmiş; ama Büyük Buhran’da (Great Depression) evi hariç her şeyini kaybetmiş. Lee, yaşam öyküsünü anlattığı kitabında şöyle demiş: “Beni o Buhran materyalist yaptı. Üniversiteyi bitirdiğimde şöyle bir düşüncem vardı. Beni felsefe ile oyalama. 25 yaşıma geldiğimde yılda 10 bin dolar kazanmak ve sonunda da milyoner olmak istiyorum.” Ve de olmuş.
Kim bu Lee diye merak ederseniz, söyleyeyim. Bir zaman otomobil dünyasında bir efsane olan Lee Iacocca. Geçen hafta, 94 yaşındayken yaşama gözlerini yumdu. İş dünyasının önemli bir lideri idi. Bu nedenle, New York Times makalesinden (Lee Iacocca, Visionary Automaker Who Led Both Ford and Chrysler, Is Dead at 94) alıntılarla onun yaşam öyküsünü anlatacağım. Ve de benim yorumlarımı bulacaksınız.
Lee Iacocca’nın yaşamı talihsizlikle başlamış. Ateşli romatizma hastalığından çok çekmiş. Bu nedenle sporda başarılı olamamış. O zaman kendisini derslere vermiş. Çok başarılı bir öğrenci olmuş. Hastalıkları ile uğraştığı için ikinci dünya savaşı sırasında askerlikten de kurtarmış kendisini. Lehigh Üniversitesi endüstri mühendisliği bölümünden üç yıl içinde çok iyi bir derece ile mezun olmuş. Bu başarılı öğrenci, Ford şirketinin insan kaynakçılarının dikkatini çekmiş ve “Yönetici Yetiştirme” programı kapsamında işe almışlar. Ancak şirketinden izin alarak eğitimine devam etmiş. Lee, Princeton Üniversitesi’nde tam burslu olarak makine mühendisliği dalında lisan üstü çalışma yapmış, master derecesi almış. Mühendislik dalındaki iki derecesine rağmen Lee, mühendislik yapmamış. Ford’a dönüşte, 1947 yılı, pazarlama bölümüne girmiş.
Lee Iacocca’nın Ford şirketindeki yaşamı, tam bir başarı öyküsü. Doğu Pennsylvania bölgesinde yardımcı satıcı olarak işe başlamış. Uzun çalışma saatleri ve agresif çalışma stili ile dikkat çekmiş. Bölgesinde yaptığı satış kampanyası tüm Ford tarafından benimsenmiş ve bu başarısı sonucunda kamyon pazarlamanın direktörü olmuş. Araba ve kamyon satışından sorumlu Başkan Yardımcısı Robert S. McNamara’nın dikkatini çekmiş ve onun koruması altında üst yönetici becerilerini geliştirmiş. Örneğin, toplantı yönetme, eğilimleri analiz etme, Ford’un siyah kolluklu finansal analistleri ile agresif satış ve pazarlama birimleri arasında arabuluculuk yapma gibi becerilerde de ustalaşmış.
Başarıları onu McNamara yerine başkan yardımcısı ve Ford Division’nın genel müdürlüğüne taşımış, 1960. Ve otomobil dünyasının seksi arabası Mustang ile 1964 yılında yıldızı iyice parlamış. Mustang, iki yıl içinde 1,1 milyar dolar net kâr getirmiş. Mustang yanında Maverick ve Lincoln Continental Mark III gibi başarılı modelleri piyasaya çıkarmış. Ve 1970 yılında tüm rakiplerini geride bırakarak, Yönetim Kurulu Başkanı Henry Ford II’den sonraki ikinci adam olarak, Ford şirketinin Başkanı olmuş.
Lee Iacocca, başarılarının yanında lüks yaşam tarzı ile de dikkat çekmiş. Örneğin, seyahatlerini özel jetle, Boeing 727 ile yapmış. Konuklarını New York’ta Waldorf Astoria ‘da, Londra’da ise Claridge’de ağırlarmış ve Frank Sinatra dahil olmak üzere eğlence dünyasının şöhretlerine partiler vermiş. Ancak bu tür davranışlar Henry Ford II’nin antipatisini artırmış ve 1978 yılında Lee Iacocca‘yı işten atmış. Hem de şirketin 1.8 milyar kâr ettiği bir yılda. Nedenini soranlara Ford “Sevmediğim için” diye cevap vermiş.
Yorum
Lee Iacocca, iş dünyasının ünlü bir lideri idi. Doksan dört yıllık ömrüne büyük başarılar sığdırmış birisi. Yaşam öyküsünün ilk kısmını aktardım. Gelecek hafta Ford sonrası yaşamını anlatacağım. Eğer Iacocca’nın hayatı burada noktalansa idi, yorumlarımı şöyle sıralayacağım.
Başımıza gelen her kötü şeyin, bize bir fırsat olabileceğini hep düşünmüşümdür. Iacocca’nın başına çocuklukta ateşli romatizma gibi kötü bir dert gelmiş. Ama belki bunun sayesinde sporda başarılı olmamış ve kendini derslerine vermiş; başarılı bir öğrenci olmuş. Okul başarısı da onu Ford’a taşımış.
Yaşamda hiçbir başarı tesadüfen olmaz. Hakkını vermek gerekir. Iaccoca, hep çok sıkı çalışmış. İşlerini yaparken alın teri dökmüş, ama hep de yeni şeyler öğrenmek için çaba harcamış.
Profesyonel yaşamda ne kadar başarılı olursanız olun, mutlak adalet yoktur. Iacocca, onca başarısına ve 32 yıllık hizmetine rağmen, patron tarafından işten atılmış. İş yaşamında kişilerle iyi ilişkiler kurmak gerekir. Ama patronla daha bir iyi ilişki kurmalıdır.