Bu bölüşümle bu kadar canlanma!

Ömer Faruk ÇOLAK
Ömer Faruk ÇOLAK EKONOMİ ATLASI [email protected]

Dünya ekonomisinde durgunluk riskinin arttığı yüksek sesle dile getirilmeye başlandı. Bu kaygıyı Davos’daki toplantı da IMF’de paylaştı. Üstelik kaygına ucuna “jeopolitik durgunluk” gibi başı sonu belli olmayan “müphem” bir kavram taktılar. IMF bu konuda oldukça ciddi. Çünkü küresel büyüme oranını 0,2 puan aşağıya çekti ve 2019 için %3,5 olarak beklediğini açıkladı.

IMF büyümedeki düşüşün nedeni olarak sermaye akımlarındaki yavaşlamayı, ülkelerin politik risklerin artmasını, döviz kuru ve faiz dalgalanmaları vb. bilinen diğer nedenleri gösterdi. Ancak şunu açık bir dille ifade etmedi: Küresel ekonomide talep sorunu var, biz de bu sorunu artık borçlanma kanallarını (kibarcası kredi imkanlarını artırarak) genişleterek çözemiyoruz.

Talep, gelir kaynaklı artarsa istikrarlı olur. Yani iktisada bulaşanların bildiği “efektif talebin” yerine ben “istikrarlı talep (kavram bana ait) kavramını kullanmamız gerektiğini söylüyorum.

Küreselleşme özellikle son otuz yılda iyice finansal serbestleşmeye ve sermaye akımı ile özdeşleştirilince, borçlanma ile talebi artırmak, büyüme oranını yukarı çekmek adeta moda oldu.

Bu modayı tutku haline getirenler küresel kriz sürecinde de hızlı büyüdüler. Bu yolun elbette bir sonu olacaktı. Oldu da.

Bu yolu tutturanların başında da Çin ve Türkiye’yi sıralayabiliriz. Bunu yazarken borçlanma meselesini bu yazı da derinleştirmeye niyetim olmadığımı söyleyeyim. Borçlanma başka bir haftanın konusu olacak. Ancak şunu da söylemek zorundayız. Dünyanın bir kısmı zenginleşirken, diğer kısmı fakirleşmekte, borçlanmakta. Dünya da bu konu üzerine çalışan kurumlar var. OXFAM’da bunlardan birisi. Bu hafta açıkladığı raporda Oxfam şu tespitler de bulundu:

- Dünyada en zengin 26 kişinin serveti, dünya nüfusunun yarısına eşit,
- Dünyanın en zengin 26 milyarderi, dünya nüfusunun en yoksul %50'sini oluşturan 3,8 milyar insanın toplam varlığına eşit servete sahip,
- 2018'de zenginlerin daha zengin, yoksulların daha yoksul hale geldi,
- 2200 milyarderin serveti 2018 yılında 900 milyar dolar, yani günde 2,5 milyar dolar artış gösterdi,
-En zenginlerin serveti yüzde 12 oranında artarken, dünya nüfusunun en yoksul yarısının varlığı yüzde 11 azaldı.
- 2008 krizinden bu yana geçen 10 yılda milyarderlerin sayısı neredeyse iki katına çıktı.

Dünyada %1 servet vergisi tüm çocukların eğitim ve sağlık masrafını karşılar

Bu tablo karşısında Oxfam diyor ki, küresel ölçekte uygulanacak, %1 oranındaki bir servet vergisi ile 418 milyar dolar gelir sağlanabilir, bununla, dünyada okula gitmeyen tüm çocukların eğitim masraflarının yanı sıra sağlık hizmetleri de karşılanabilir, böylece 3 milyon ölümün önüne geçilebilir,

Servet sahiplerinin bu kadar hızlı zenginliklerine zenginlik katmalarına yardımcı ve kollayıcı olanlar da ülkelerin hükümetleri. Kamu hizmetlerini azaltarak, özelleştirmelerle devletleri sosyal devlet olmaktan çıkararak servet sahiplerine kaynak aktarımında bulunmaktalar. Sonra da gelir kaybına uğrayan, sosyal hizmetlerine sınır koyulmuş halktan hadi biraz daha tüket, yoksa ekonomi durgunluğa girecek denmekte. Hatta bununla yetinmeyip, fedakarlık et, hepimiz aynı gemideyiz denmekte. Ne yazık ki son yıllarda bu söylem bizim ülkemizde egemen hale geldi.
Halbuki bu ülkenin çalışanları, KOBİ sahipleri onların gemilerine hiç binmedi. Bunu da unutmayalım.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Çin böyle gider mi? 04 Ekim 2019
Yeni parasal ralli 27 Eylül 2019
Trump etkisi 13 Eylül 2019
Kapıyı çalan kimdir? 06 Eylül 2019
Talep mi borç sorunu mu? 30 Ağustos 2019