Bu bir haberdir
Dünyanın en büyük haber ajansı Associated Press (AP), 2 binden fazla mülteci-kölenin kurtarılmasına vesile olan bir gazetecilik başarısına imza attı. Dört AP muhabiri, bu haberle Pulitzer ödülüne layık görüldü. İki yıl süren araştırmacı gazetecilik sayesinde dünya, insanlık dışı şartlarda yaşayan mülteci-kölelerin dramından, onları kullanan uluslararası trafikten, sistemden faydalanan büyük firmalardan ve skandala bulaşmış hükümetlerin faaliyetlerinden haberdar oldu. Bir gazetecilik faaliyeti olarak başlayan çalışma, ifade edildiğine göre bugüne kadar gerçekleşen en büyük kurtarma operasyonu olarak kayıtlara geçti.
AP muhabirleri, nasıl, neden, niçin, ne zaman, nerede, kim (5N1K) sorularına sorumlulukla yanıt verdikleri için ödüle koşarken, aslında bu soruları sormayı unuttukları için mesleğin yok olmasına neden olan gazeteciler için, Dördüncü Erk’in kitabını yazdılar. AP, gerçekten de Esir Balıkçılar (Fishermen Slaves) haberini başından sonuna nasıl kotarıldığını aynı isimle kitaplaştırıp yayınlandı. Bu kitapta anlatılanları kamuoyuyla paylaşmayı görev kabul ediyorum. Çünkü onun bunun adamı olarak, ona buna menfaat sağlayarak mesleği değil, menfaatlerini düşünen bir grubun elinde oyuncak olan gazeteciliğin, böylesine itibarsızlaştırılmayı hak etmediğini inanıyorum. Gerçek gazetecilik, yasama- yürütme-yargı erklerinin yanında, 4 üncü erk olarak yer alır. Dördüncü erk giderse, ne olur diye düşünmeye gerek var mı, bizzat yaşayarak görüyoruz.
Hikayeyi paylaşıyorum
Yediğimiz deniz ürünleri, masum bir hikayeye sahip değil. Tam tersine büyük olduğu kadar kirli ve utanç veren bir sanayii. Bu yazıyı okuduktan sonra, eminim yerken bir kere daha düşüneceksiniz. Mülteci koridoru olan ülkemizde neden bir sürü göçmenin, öleceklerini bile bile küçücük teknelere doluşup daha iyi bir hayat uğruna ölümü göze aldıklarını anlamlandıracağınızı tahmin ediyorum.
Bu yazıyı okuduktan sonra, her şeyi yalanlayabileceğinizi, yasaklayabileceğinizi ama gerçeklerin ortaya çıkmasına engel olamayacağınızı göreceğinizi tahmin ediyorum. Bu yazıda okuyacağınız haber detayları sayesinde, adalet duygunuzu bir nebze de olsa onaracağınızı ve sahip çıkacağınızı umut ediyorum.
Serüven başlıyor
AP muhabirlerinin, balıkçı teknelerinde çalıştırmak üzere tutsak edilen, eziyete uğrayan, mültecilerin dramını belgelerle ortaya çıkarmak üzere giriştikleri araştırmacı gazetecilik 2013’te başladı. Hikaye, pek de kimsenin uğrak yeri olmayan Endonezya ada köylerinde geçiyor. Tayland’a ait balıkçı teknelerinde tutsak, çoğu erkek Birmanyalı kölelerin, zorla balıkçı olarak çalıştırılmasını konu alıyor. Mülteciler kaçırılıp büyük balık şirketlerine satılıyor. Bazıları kafeslerde kilitli tutuluyor. Kaçmayı başarabilen pek yok. Yıllarca buralarda yaşayan var. Kaçmaya yeltenenler, hastalananlar veya yavaş çalışanların hayatı ormanın çevrelediği toplu mezarlarda son buluyor.
Denizde izi kalmıyor
Bu ticaret, deniz üzerinde tekneler arasında kayıtsız gerçekleştiriliyor, kıyıdaki belgeleme işlemleri uygunsuz yapılıyor. Çok sayıda işçiye ihtiyaç duyulduğu için sahipsiz insanlar kaçırılıyor.
Tayland dünyanın üçüncü en büyük deniz mahsulü ihracatçısı, çoğu Japonya ve ABD’ye ihraç ediliyor. Myanmar, Kamboçya, ve Laos gibi ülkelerden yasa dışı yollardan kaçan göçmenleri kaçırıyorlar. Kaçaklar yakalandıklarında tutuklanacakları korkusuyla da saklanıyor. Bir çaresizlik sarmalı yaşanıyor.
Çocuklar da var
Kitapta o kadar çok köle hikayesi var ki, okurken içiniz kalkar. Bayılarak tükettiğimiz karides’in tabaklarımıza uzanan yolculuğunda erkeklerin yanı sıra kadın ve çocuk köleler de çalışıyor. İsimleri yok, patronların verdiği numaralarla çağırılıyorlar. Karides soyma kulübelerinde, kilitli altında çalıştırılıyorlar. Yemek araları 15 dakika. Konuşmalarına izin verilmiyor. Çocuklar, yetişkinlerden sadece 1 saat eksik çalışıyor. 10,000 göçmen çocuk çalıştırıldığı tahmin ediliyor. İşçiler günde 3-4 saat uyuyor, çok az yemek ve temiz su veriliyor. Kaynatılmış deniz suyu içiyorlar. Teknelerde çalışan her 10 göçmenden 6’sı birlikte çalıştığı en az bir arkadaşının ölümüne şahit olduğunu söylüyor. Teknelerde ayrıca “infazcılar” istihdam ediliyor.
Kafesteki köleler
AP muhabirleri uzun ve tehlikeli bir uğraştan sonra, önce kafeslerde tutulan 8 köleyi görüntüleyebildi. İlerleyen günlerde teknelerin, köleler tarafından tutulan balıkları yükleme ve boşaltma işlemlerini tespit etti.. Gizlice kölelerle röportaj yapmayı başardılar. Hatta kamerayı kölelerden birine vererek ölüm pahasına içeriden bilgi aldılar.
AP muhabirleri araştırmalarının bir noktasında deşifre oldular ve bölgeden uzaklaştırıldılar. Uydudan takip etmeye ve belgelemeye devam ettiler. Limana yanaşan teknelerin yüklerini yüzlerce kamyona aktardıklarını ve ürünlerin hepimizin bildiği büyük süpermarket ve perakende zincirlerine taşındıklarını belgelediler. Daha da ileri gidip, konserve kedi maması markalarının ürünlerini Tayland’daki gıda işleyicilerinden getirttiklerini ortaya çıkardılar. Eş zamanlı olarak haftalarca süpermarketleri gezip, donmuş ve konserve deniz mahsullerinin etiketlerini incelediler. Tayland’da mülteci kölelerin topladığı deniz mahsullerinin ABD’de tüm eyaletlerde restoran ve süpermarketlerde ve dağıtım kanallarında bulunduğunu kanıtladılar.
Sorumlu gazetecilik ve haber yasağı
Bulgu ve belgeleme işlemi tamamlanınca haberde adı geçen tarafl ara cevap hakkı tanındı. Çoğu reddetti ya da başkasını suçladı, bilmediğini iddia etti, bazıları yorum yaptı... Haber yayınlanmadan önce son olarak fotoğraf ve videolarda görünen ve adı geçen mülteci- kölelerin can güvenliği için Uluslararası Göç Örgütü ile iletişime geçildi. Endonezya deniz polisi kafeste röportaj verenleri ve adı geçenleri operasyonla kurtardı. Haber 24 Mart 2015’te yayınlandı. Tayland’da yönetim haber yasağı getirdi. Yazanların “infaz edileceğini” açıklandı. Endonezya ise olayın üstüne gitti. Balıkçılık Bakanı, AP belgelerinin kendisine insan ticareti konusunda ihtiyacı olan kanıtı sunduğunu açıkladı.
Haberden sonra
ABD, 2014 yılında Tayland’ı insan ticareti nedeniyle cezalandırdı. Tam olarak ne işe yaradığı bilinmiyor. Tayland, ABD’de bir halkla ilişkiler şirketiyle anlaştı. Geçen yıl bazı polisler hakkında insan ticaretine karıştıkları iddiasıyla soruşturma başlatıldı ama henüz hiçbiri yargılanmadı.
AP haberi patlak verdikten sonra, Endonezya’da, pek çok baskın yapıldı. Tayland, Kamboçya ve Laos’lu iki binden fazla mülteci-köle serbest kaldı. Milyon dolarlık Tayland ve Endonezya firmaları, kapatıldı, konuyla ilgili yasal düzenleme getirildi.
Pek çok bilgi açığa çıktı. Kölelerin önemli bölümü kurtarılsa da serbest bırakılanların çilesi bitmedi. Eve dönüş operasyonu çok pahalı olduğu için yeme içme barınma ve ulaşımlarını karşılamak için ABD, Avustralya insani yardım yapıyor.
Bu ölçekte bir kurtarma çalışmasının daha önce görülmediği ifade ediliyor. AP haberi sayesinde uluslararası hukuk sistemi de devrim yaşıyor. Bugüne kadar görülmemiş sayıda dava açılıyor. Köleleri temsilen farklı gruplar hükümetlere ve şirketlere dava yağdırıyor.
Ne yazık ki dünyanın değişik coğrafyalarında insan ticareti sürüyor. Ama iyi gazetecilik sayesinde bir sürü masum insan kurtulabiliyor.
Adalet ve gazetecilik herkese lazım, görüyoruz değil mi.