“Bu anlatacağım sadece bizim derdimiz değil...”
Cuma günü bir yazı ile meşgulken telefonum çaldı. Anadolu’da bir firmanın yöneticisinin benimle konuşmak istediğini söyleyen görevli, ismini söylediği firma yetkilisini bağladı. Merhabalaşmadan sonra, “Siz bizim şehre toplantı yapmaya geldiğinizde tanışmıştık, size bir derdimi anlatacağım. Araştırırsanız bunun birçok firmanın derdi olduğunu göreceksiniz. Ama isim vermeden yazarsanız sevinirim” dedi.
“Peki, isim vermeyeyim de sen önce firmanın özelliğini ve sonra derdini söyle” dedim.
Firmalarının otomotiv yan sanayiinde üretim yapan 50 yıllık çok ortaklı bir firma olduğunu, bu durgunluk döneminde bile ellerindeki yurtiçi ve dışından çok sayıda siparişi yetiştirmeye çalıştıklarını söyledi.
Bu yıl cironuz ne oldu, kaç işçi istihdam ediyorsunuz, diye soru sorup bilgi almak istedim. “62 ülkeye 25 milyonluk ihracatımız oldu, yurtiçinde de bir o kadar ciro yaptık. Biz otomotiv sektöründe ana sanayiyle yeni ürün prototip üretme aşamasında ortak çalışan bir firmayız. O yüzden Allah’a şükür işlerimiz iyi. 750 çalışanımız var. Kapasite artırmayı, yeni istihdamı düşünüyoruz” dedi.
“Senin firmadaki görevin ne sahibi misin?” diye sordum. “Ben 1983’te makine mühendisi olarak firmada işe başladım, sonra önüm açıldı. Ortaklar beni sevip desteklediler. Yüzde 1 hisse verdiler. Girişimden bu yana çalışıyorum. Aynı zamanda şirketin küçük ortaklarından biriyim” cevabını verdi.
“Peki bu güzel tabloda niye derdim var diyorsun?” sorusunu yönelttim, aldığım yanıt şu oldu:
“Bu sadece bizim değil, birçok şirketin derdi. 15 Temmuz FETÖ soruşturması nedeniyle yüzde 5 hissesi olan, yönetimimizde yer almayan bir ortağımız bu konudan tutuklandı, yargılanıyor. Mahkeme mal varlığına el koydu. Devlet haklı olarak şirketle ilgili araştırmalar da yaptı, para transferlerimizi inceledi. Çok şükür şirketle ilgili bir olumsuzluk söz konusu olmadı.
Ama siparişlerimizin arttığı şu dönemde, iş yapmakta zorlanıyoruz. İş yaptığımız bazı firmalar, bazı kamu görevlileri ve bankalar, ‘Sizin ortağınız’ diye söze başlıyorlar, olumsuz davranıyorlar. Siyasilere durumu anlattık, sorun çözülmedi. Bizim durumumuzda birçok firma olduğunu küçük bir araştırma size gösterecektir. Cumhurbaşkanı'mızın ve Başbakanımızın, ‘suçlu kişileri ayıklayın, firmalara zara vermeyin’ demelerine rağmen bu sıkıntı sürüyor. Yayımlanan bir KHK’da yüzde 51 hissesi olan ortak için kayyum atanarak çözüme gidilir deniyor. Ama küçük ortak konusunda açıklık olmadığı için bürokrasi ve bankalar olumsuz yaklaşmalarını sürdürüyorlar. Onun için bu konuyu içeren bir KHK yayınlanır ve işleyişe açıklık getirilirse sorun çözülebilir diye düşünüyorum. Bunu duyurmanızı istiyorum. Söylediğim gibi bu sadece bizim firmanın sorunu değil, bu durumda birçok firma var.”
Açıp firmanın internet sitesini inceledim. Yurt içersinde 4, yurt dışında 9 otomobil üreticisi firmayla çalıştıkları ve özel ödül sahibi oldukları bilgisine ulaştım. Üretimlerinde kalitelerini anlatan bir film de sitelerinde yer alıyordu.
At izinin it izine karıştırılmaması için yöneticiler açıklamalar yaparken, bu tip firmaların sorununun bakanlıkça ele alınıp, bir kararname ile sorunlu kişileri temizlerken, firmanın sorun yaşamasını önleyen girişimlerde bulunulması gerektiğine inanıyorum.