Broism ve iş dünyası

Ufuk TARHAN
Ufuk TARHAN FÜTÜRİST UFUK [email protected]

“Broism” veya daha yaygın adıyla “Bro Kültürü”, iş dünyasında gi­derek yok olması gereken ama aksine her geçen yıl varlığı daha çok hissedilen bir kavram. Bro, İngilizce ‘brother’ yani erkek kardeşin kısaltması.

Bu kültür, gizli bir şekilde erkek egemen­liğini destekler. Erkekler arasındaki da­yanışmayı öne çıkarırken, kadınların ve azınlık gruplarının iş yerinde dışlanması­na, pasifize edilmesine ve baskılanmasına yol açar. Broism, mobilyaların içini oyan tahta kurusu gibi, dışarıdan fark edil­meksizin iş dünyasının ve ekonomik ya­pının içini kemirir. Bu kültür, kadınları ve azınlık gruplarını iş yerinde dışlayıcı, bas­kılayıcı ve kaçırtıcı bir ortam yaratır.

Cinsiyet eşitliği

Teorik olarak herkes, özellikle iş dün­yasın, cinsiyet eşitliğinin hem ekonomik büyüme hem de sosyal adalet için vazge­çilmez olduğunu anladı. Kadınların eşit temsiliyetinin iş ve sosyal hayatta kal­kınmayı hızlandırdığı biliniyor. Eşitli­ği sağlamaya yatkın toplumlarda refah ve mutluluğun daha yüksek olduğu gözlemle­niyor. Daha doğrusu, kadınların en tepeden en aşağıya kadar eşit temsiliyetinin ve et­kisinin her katmanda, özellikle iş ve sosyal hayatta, kalkınmada olumlu gelişmelere türbo hızlandırıcı etkisi olduğu artık gayet iyi biliniyor.

Araştırmalar ve söylemler

Her yıl, eşitliğin sağlanamamasının za­rarlarını ve sağlanmasının faydalarını gös­teren bilimsel çalışmalar yapılıyor. Gele­neksel ve sosyal medyada eşitlik söylemleri çok şık görünse de çoğu zaman bu, “equa­lity washing” (eşitlik aldatmacası) gibi uygulanıyor. Şirketler harika sunumlar ve PR etkinlikleriyle bu konuyu öne çıkarıyor. Ellerinden geleni yapmış gibi görünüyor­lar, ama bu çabalar çoğu kez yüzeysel kalı­yor.

Raporlar çok janti duruyor. Yöneticiler gururla şirketlerindeki %’sel gelişmeleri paylaşıyorlar. Eşitliğe ulaştıkları takdirde sadece kadınların değil, tüm toplumun re­fahını artırmaya nasıl katkı sağlayacakla­rını ve hatta dünyanın her sorununun nasıl hallolacağını ballandıra ballandıra anlatı­yorlar.

Gerçekler

Ancak, eşitlik bir türlü yakalanamıyor. Tepe yönetimlerde ve önemli birim lider­liklerinde hala erkekler tercih ediliyor. Kır­mızı halılar onlara seriliyor. Kadınlar güçlü konumlara çıkabiliyor ama stratejik karar­lar erkeklerin elinde kalıyor. Medyada ya­yınlanan grup fotoğraflarına bakın, ne görü­yorsunuz? Ya hiç ya da çok az kadın var değil mi? Onların da çoğunlukla ya tez zamanda sesi kısılıyor, fikirleri göz ardı ediliyor ya da “adam gibi” davranmaları bekleniyor. Bu durum, kadınların iş yerinde görünürlüğü­nü flulaştırıyor ya da tamamen yok ediyor.

Sadece brolara açık toplantılar

Esas iş toplantıları, erkeklere has, kadın­lara kapalı bro-ortamlarda yapılıyor. Fut­bol izlemek, içki sofraları, iş seyahatleri, topluluk-dernek-cemiyet-cemaat gibi et­kinliklerde alınan kararlar, kadınların ka­tılmasını zorlaştırıyor. Kadınlar bu ortam­larda sarkastik, küçümseyen tavırlarla kar­şılaşıyor. Asıl iş kararları, erkeklere özel etkinlikler, kulüpler ve derneklerde alı­nıyor, kadınların bu ortamlara katılması zorlaştırılıyor ya da buralarda kendilerini rahatsız hissettiriliyor.

Terfi, ücret ve iş dağıtımı

Terfi, iş, proje ve ihale verme süreç­lerinde de tabii ki “brolar” kollanıyor. Daha fazla ve daha yüksek bütçeli, ücret­li işler sürekli ya da daha çok aynı kişilere çoğunlukla da erkeklere veriliyor, kadın­lara konfor alanı tanınmadığı gibi ek bari­yerlerle işleri iyice zorlaştırılıyor.

Bu dön­gü, kadınların profesyonel gelişimini ve iş yerindeki yükselişini sistematik olarak engelliyor. Sonra da bunca olum­suzluğa maruz kaldıkları için yıldıklarında ya da güçsüzleştiklerinde “ama kadınlar öz güvensiz, geçimsiz, çabuk vaz geçiyorlar, birbirlerini çekemiyorlar vb.” gerekçelerle konu “çaresizliğe ve kadınların sorumluluk alanına” bağlanıyor ve “E ama biz ne ya­palım?” noktasında loop’a giriyor.

Bu böyle gitmez, değişim şimdi başla­malı. Bu kültürün devam etmesine izin veremeyiz. İnsanlık için Broism’i geride bırakma zamanı geldi - hadi bunu hep bir­likte başaralım.

Haa evet, yürek yedim!

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Yapay zekâ fabrikası 17 Aralık 2024