BRICS Türkiye için yeni bir yol mu, yoksa bir yol ayrımı mı?

Dr. Hakan ÇINAR
Dr. Hakan ÇINAR SIRADIŞI [email protected]

İlk olarak Bloom­berg tarafından yayınlandı, Türkiye BRICS’e dahil olmak üzere müracaatta bulunacak duyuru­sunu yaptı. Ardından Dışişleri Bakanlı­ğımız biz böyle bir açıklama yapmadık derken, Bakan Ha­kan Fidan’ın Rusya’daki Brics toplantısı marjında­ki toplantıya katılacağı bil­gisi geldi.

Son olarak Krem­lin Sözcüsü Dmitriy Pes­kov, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Türkiye ziyaretine yönelik hazır­lıkların ilerlediğini doğru­larken, Ekim ayında Ka­zan’da düzenlenecek BRI­CS zirvesinde Rus ve Türk liderler arasında olası et­kileşimler öngördüklerini belitti. Peskov, “Fırsat do­ğarsa BRICS zirvesinde Kazan’da iki başkan arasın­da temas kurulmasını sa­bırsızlıkla bekliyoruz.

Böy­le bir görüşmenin gerçek­leşmesini umuyoruz” diye ekledi. Rusya, 2024’te BRI­CS organizasyonuna baş­kanlık edecek ve ana zirve 22-24 Ekim tarihlerinde Kazan’da planlanıyor. Rus­ya Devlet Başkan Yardım­cısı Yuri Uşakov da, Türki­ye’nin BRICS’e dahil olmak için resmi başvuru yaptığı­nı doğrularken, neden bi­linmez yanıt hükümet ka­nadı yerine AK Parti Söz­cüsü Ömer Çelik’ten geldi ve “Süreç devam ediyor, so­mut gelişme olursa paylaşı­rız” açıklamasını yaptı.

Görülen o ki Türkiye’nin BRICS’e dahil olma yö­nünde bir isteği söz konu­su. Tabi bu durum NATO üyesi bir ülke konumunda olan ve aynı zamanda AB üyelik süreci öyle veya böy­le süren güçlü bir Türki­ye’nin batıyla uzaklaşması ve bundan böyle, farklı bir yapının içinde mi yer ala­cak sorusunu gündeme ge­tirdi. Yani bu bir yön deği­şimi mi, yoksa daha fazla oluşum ile etkileşim sağla­ma arzusu mu, bunu elbet­te zaman gösterecek olsa da uzun bir süre gündemin önemli konularından birisi olacağı tartışılmaz.

Dünyadaki rolü ve etkisi artıyor mu?

Brezilya, Rusya, Hindis­tan, Çin ve Güney Afrika Cumhuriyeti’nin isimleri­nin baş harflerinden olu­şan ve 2009 yılında haya­ta geçen BRICS’in toplam GDP içindeki payı ve küre­sel ekonomiye katkıları in­celendiğinde, 2023 yılında toplamda 30.767 milyar do­lar. Yani küresel GDP’nin yaklaşık yüzde 29’u. Her ne kadar bu oran, G7 ülkeleri­nin sahip olduğu 45,9 mil­yar dolarlık GDP ile aldığı yüzde 43’lük payın altında kalsa da yükselen 5 ülke ol­duğu düşünüldüğünde po­tansiyelinin yükseleceğini görebilmek çok da zor de­ğil. BRICS aynı zamanda ilk kez batı hakimiyeti ol­mayan bir oluşum olması ile de dikkat çekiyor.

Küresel ticaretin bu çok önemli oyuncuları, aynı za­manda enerji ve tarım alan­larında dünya üzerinde çok önemli bir yere sahip. Yanı sıra özellikle Çin ve Hin­distan’ın üretimdeki gü­cünü söylemeye bile gerek olmadığını düşünüyorum. Bu ülkelerin birbirleriy­le olan ticaretleri de hayli yoğun. Örneğin Rusya’nın 2023’te Hindistan’a petrol ihracatı yaklaşık 49 milyar dolar değerinde iken, Bre­zilya’nın Çin’e soya fasul­yesi ihracatı, 20 milyar do­lar, Güney Afrika’nın Çin’e demir cevheri ihracatı, 4,5 milyar dolar ve Çin’in Bre­zilya’ya elektronik ürünler ihracatı, 15 milyar değerin­de gerçekleşmiş.

Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Ryabkov, BRI­CS’in hedeflerinden söz ederken, G7 ülkele­rinin hegamonyası­nın kırılmasından, ülkelerin kendi pa­ra birimleri, sonra­sında BRICS para birimi ile ticaretin geliştirilmesinden, ABD’nin yarattı­ğı ve tekelinde olan SWIFT sisteminin dışına çıkılabilmesinden, Asya, Ortadoğu, Afrika ve Latin Amerika gibi geniş bir coğrafyaya yayılmasın­dan ve topluluk Merkez Bankası’na sahip olunma­sından da bahsederek gidi­lecek yola yönelik işaretler veriyor.

Türkiye için BRICS doğru adres mi?

Dünya üzerinde çok ku­tupluluğun hızla sürdüğü­nü ve batının özellikle üre­tim gücü yüksek BRICS ülkeleri ile rekabette her geçen gün daha fazla zorla­nacaklarını söyleyebiliriz. Ancak ülkemiz açısından bakıldığında, 58 milyar do­lar Rusya’ya, 38 milyar do­lar ise Çin’e cari açığımız olduğunu, toplam cari açı­ğımızın 45,2 milyar dolar olduğu düşünüldüğünde de bir yanda cari fazla verdiği­miz batının, öte yanda açık verdiğimiz BRICS’in oldu­ğunu söylemem gerekiyor. Kafalardaki soru, Türki­ye yeni bir yola mı giriyor, yeni düzene ayak mı uy­durmaya çalışıyor. Bir di­ğer soru, AB’nin tam üyelik konusundaki tutumuna bir tepki adımı mı atılmaya ha­zırlanılıyor.

Yakın olmak ve etkileşi­mi artırmak elbette olum­lu, ama batının tepkisini de iyi izlemek gerekiyor. Örneğin ABD Büyükelçisi Jeffry Flake, Türkiye’nin BRICS’e katılmamasını umduğunu ancak böyle bir adımın Batı ile olan uyu­munu değiştirmeyeceği­ni söylerken, düşüncesi­ni de ortaya koymuş oldu. Önemli ve riskli bir adım, yeni bir gündem. Sonu ne olursa olsun, ülkemiz için yararlı olsun diyerek nok­tayı koyayım.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Altına hücum 10 Ocak 2025
2025’in falına baktım 27 Aralık 2024
Sezon sonu, sezon başı 13 Aralık 2024
Devalüasyon olmadan olmaz 06 Aralık 2024
Sermaye göçü 29 Kasım 2024