BREXIT’in anlamı
Nedir diye sorsam, yanıt olarak İngiltere’nin Avrupa Birliği’nden ayrılması diye verebilirsiniz. Fakat ortaya çıkan durumu sadece böyle algılamak, basit bir yorum olur. Hiç şüphesiz çoğunluk basiti sever, fakat gerçekler basit değildir, basitlik (kolaycılık) cehalete mahsustur. Basit sorular ve yanıtlarla uğraşanlar okumazlar, çok konuşurlar, halka inmekle, cehaleti karıştırırlar, felsefeyi kafayı yemişlik olarak tanımlarlar, teori nedir bilmezler, çünkü onlar pratikle uğraşırlar, her soluk alanın insan olduğunu sanırlar, insanla canlı arasındaki farkı bilmezler. Bunlar popülerdir, aşları, ekmekleri iyidir.
İngilizler Avrupa’nın okuyan toplumudur. Bugünkü Avrupa kültürüne ciddi katkı vermişlerdir. Ancak onlar da, özellikle siyasetçileri cehaletin tuzağına düştüler. Neden mi? Referandumla başta Başbakan D. Cameron olmak üzere İngiliz sağcı politikacılarının cahilleri (ki şu ara egemen güç konumundalar) AB’ni sadece bir ekonomik birlik olarak algıladıkları ortaya çıktı.
Yani iş yine para meselesine geliyor. Onlar bu konuda çok hassaslar, ancak algıları bu kadar olduğu için ekonomik krizlere çözüm bulamadılar. 1929 krizinde de böyle oldu, 2008 krizinde de. Fakat en azından bir bilgeye “Keynes’e” başvurmayı akıl ettiler.
Algıları böyle olunca AB projesinin aslında dünyanın en çok savaşan kıtasına barış getirmek olduğunu göremediler. AB projesi amacı mekânsal boyutta Avrupalı yaratmak değildir. Zaten orada yaşıyorsanız mekanda Avrupalısınız. Avrupalılık hangi mekan boyutunda olursanız olun, Antik Yunan kültürüne ve Rönesans düşüncesine, 1789 Fransız devrimine sahip çıkmakla olur.
Dolayısıyla AB ile amaç, yaşanan I. ve II. Dünya Savaşları sonrasında ülkelerin, insanların, etnik-dinsel çatışma tuzağına düşmemeleri, yaşlı kıtanın bir daha faşist yönetimlerin eline geçmemesidir. Projenin mimarlarından Jean Monnet’in yazılarına geri dönülüp, okunsa idi, AB aynı zamanda özgürlük adalet, cinsiyet eşitliği olduğunu anlarlardı.
D. Cameron, önce İskoçya’da bağımsızlık referandumundan galip çıktı, üstüne genel seçimi kazandı. Bu referandumu seçimlerde koz olarak kullandı. Verdiği sözü tutmak ve seçim galibiyetini perçinlemek için, bu defa AB’de kalıp kalmama referandumuna gitti. AB’ye bakışı eskisi kadar boş vermiş değildi, fakat iş işten geçmişti. AB’de kalmayı yarım ağız savunsa da, sonuçta partinin ırkçı kanadı kazandı o da koltuğunu kaybetti.
Şimdi önemli olan BREXIT ile AB projesinin ne kadar yara alacağı. Eğer ırkçıların istedikleri olursa kaybeden sadece AB değil, Avrupalılık düşüncesi olur, bu da Avrupa’nın yeniden karanlığa girmesi demektir.