Brexit ve AB-Türkiye ilişkileri
Türkiye terör belası ile uğraşıyor. Artık bu sorunu Türkiye ivedilikle halletmek zorunda. Yirmili yaşlarda gençlerimizi toprağa vermemeliyiz. Onlar bu ülkenin değeri. Terörün nasıl halledileceği aslında belli. İspanya, İrlanda örnekleri önümüzde. İspanya terör örgütü ETA ile öyle bir mücadele verdi ki, ayrılıkçı denilen BASK bölgesinde ETA barınamadı, barış yapmak zorunda kaldı. Örnekler ortada iken, sadece sloganlara yüklenmek, sorunu sona erdirmiyor. Umarım bu sorunu çözümünde akıl ve sevgi egemen olur, hiç olmaz ise bugünden sonra insanımızı, gençlerimizi toprağa vermeyiz.
Türkiye’de terörü çözmedeki anahtar değişkenlerden birisi de ülkemizin ekonomik gücünün artmasıdır. GSYH pastasının büyümesi insanları ülkeye bağlar.
Bunun için küresel ölçekteki gelişmelere karşı da doğru politikalar üretmeliyiz. Şimdi önümüzde yeni bir gelişme var. İngiltere AB’den ayrıldı (BREXIT). İngiltere AB üyesi idi, dolayısıyla Türkiye ile AB Gümrük Birliği anlaşması çerçevesinde ticaret yapıyorduk. BREXIT sonrası ticaret nasıl yapılacak? Bu ve buna benzer sorulara yanıt vermek durumundayız. Türkiye BREXIT’i yeterince tartışmadı. Bu bir eksiklikti.
Geçen hafta bu eksikliği giderici bir çalıştay yapıldı. Çalıştay Akdeniz Üniversitesi, AB Araştırma ve Uygulama Merkezi ile Friedrich- Ebert-Stiftung Derneği tarafından Antalya’da düzenledi. Toplantının organizasyonuna büyük emek veren Prof. Dr. Erol Esen’i buradan kutluyorum. Çalıştaya ben de aktif olarak katıldım, Perşembe günü “Mali Kriz ve Brexit” başlıklı bir tebliğ sundum, Cuma günü de “Brexit, Avrupa Bütünleşmesi ve Türkiye AB İlişkileri: Fırsatlar ve Tehditler” başlıklı panelin oturum başkanlığını yaptım.
Panelde ortaya koyulan görüşleri bu kısıtlı alanda yapmak mümkün değil. Ancak konuşmalardan ürettiğim bazı soruları buraya aktararak, gelecekte ki politikalar açısından bir yol haritası çizilmesine katkı vermek isterim. İşte sorular:
BREXIT mali krizi derinleştirecek mi?
BREXIT’in İngiltere’yi iki yıl içinde 123 milyar Euro’luk GSYH kaybına uğratacağı hesaplanıyor. İngiltere Türkiye’nin önemli bir ihracat pazarı. Bu kaybın ne kadarı Türkiye’ye yansıyacak?
Türkiye BREXIT sonrası İngiltere ile nasıl bir dış ticaret politikası çizecek?
AB ile Gümrük Birliği bu durumda nasıl etkilenecek?
BREXIT’in gerekçelerinden birisi de Suriyeli mültecilerdi. Bu aşmadan sonra mülteci sorunu nasıl bir kimliğe bürünecek?
BREXIT sonrası Fransa dışında ordusu kalmayan AB, NATO’dan ve Türkiye’den ne talep edecek.
Buna benzer onlarca soru üretilebilir. Elbette bu sorulara yanıtta bulmalıyız. Bunun için şimdiden çalışmak zorundayız. Yoksa 2005’de Çin’in Dünya Ticaret Örgütü’ne girmesi sonrası yaşadığımız şaşkınlık yeniden önümüze gelir.
Sonuç olarak Türkiye olağan gündemine dönmek zorunda. Bunun için her kesimim çaba göstermesi gerekir.