Brexit etkisi
Uzun yıllardır bu mesleğin içinde olup köşe yazıyorum. Sayısını unuttuğum yazılar arasında mutlaka her yıl birkaç tane “Otomotiv siyasidir’ başlığını görebilirsiniz. Bunun nedeni otomotivin sadece iç politika değil, global anlamda tüm dış politik gelişmelerden ilk etkilenen sektör olmasından kaynaklanıyor.
İşte tüm Avrupa Birliği bünyesinde taşları yerinden oynatmaya aday İngiltere referandumu sonrasında ilk tepki yine otomotivden geldi.
İngilizler’in AB’den ayrılma yönünde oy kullanmaları sonucunda otomotiv sektörü anında kırmızı alarm düğmesine bastı. İngilizler’in çok küçük bir farkla aldıkları AB’den ayrılma kararının daha doğrusu “Ayrılma” yönündeki niyet bildirimlerinin resmi bir geçerliliği olmasa da otomotivciler önümüzdeki senaryolara yönelik planları yapmaya başlamış durumda.
Zira, öncelikle yaklaşık 2.6 milyonluk pazarı ile İngiltere, AB bünyesindeki Almanya’dan sonraki ikinci büyük otomotiv pazarı konumunda. Pazarın yaklaşık yarısı ise başta Almanya olmak üzere AB üyesi ülkelerden ithal edilen araçlardan oluşuyor. Adadaki otomotiv üretimi ise genelde Uzakdoğulu firmalar tarafından yapılıyor. Toyota, Nissan ve Honda İngiltere’deki en önemli üreticiler arasında yer alıyor.
Üretilen araçların büyük çoğunluğu ise AB ülkelerine ihraç ediliyor.
Dolayısıyla Birleşik Krallık’ın AB’den ayrılma yönünde bir karar alması halinde mevcut tarifelerde oluşabilecek değişikliklerin tüm firmaların yatırım planlarını değiştireceği bir gerçek.
İngiltere’nin en önemli özelliklerinden bir tanesi ise AB içindeki yeni araç satışının en karlı olduğu ülke konumunda olması. Eğer, İngiliz Hükümeti referandumdan çıkan sonuca kulak verip ayrılma kararını alırsa, geçiş sürecinin yaratacağı belirsizlik oldukça can sıkıcı olacaktır.
Özellikle Ada’dan yapılan ihracatı etkileyebilecek tarife değişiklikleri buradaki üretimlerinin yüzde 70-80 oranını ihraç eden otomotiv üreticilerini çok zorda bırakabilir.
Türkiye, örneğinde olduğu gibi tam üye olmadan gümrük birliği içinde kalması halinde belki tarife bazlı sorun yaşanmayabilir ancak o zaman da “Ayrılalım” kararının açıklanması ile birlikte başlayan sterlindeki dalgalanmalar ayrı bir sorun yaratacak gibi duruyor.
Nitekim, Peugeot ve Citroen markalarının üreticisi PSA Grubu, İngiltere’de imalat yapmamalarına rağmen sterlindeki kayıp nedeniyle fiyat politikalarını yeniden gözden geçirmek zorunda kalacaklarını açıkladı.
Brexit’in öncü dalgaları bile endüstri üzerinde bu denli şok etkisi yaratmışken, ayrılma kararının resmiyete dökülmesi halinde oluşacak tsunaminin etkisi otomotiv üzerinde çok ağır hasarlar bırakacak gibi görünüyor.
Sonuçta, şu aşamada farklı senaryolar yazılsa da sektörün tepe yöneticilerinin önümüzdeki dönemdeki ilk öncelikleri kendilerini bu senaryolara hazırlamak olacaktır.