Bretton Woods III olur mu?
UZMAN GÖRÜŞÜ / Murat İman - Yatırım Finansman
1944 yılında, II. Dünya Savaşı bitiminin hemen öncesinde, hakim güçlerin temsilcileri ABD'nin Bretton Woods kasabasında toplanarak ekonomik kararlar aldılar ve alınan kararlar takip eden 2 sene sonra 1946 da ise fiilen faaliyete geçtiler. Burada alınan kararlarla Uluslararası İmar ve Kalkınma Bankası (bugünkü ismiyle Dünya Bankası) ve IMF kuruldu ayrıca USD'nin sabit bir kur üzerinden altına bağlı kalması dolayısıyla da uluslararası para birimi (rezerv para) olmasına karar verdiler. Bu kararların uygulamacısı olarak, bugün teorileri üniversitelerde ders olarak okutulan, John Maynard Keynes seçildi. Kararlar uygulandı IFC ve IDA kuruldu daha sonra İmar Kalkınma Bankası'nın altında The World Bank Group halini aldı. 1950'lerde ABD cari açık vermeye başlayınca 1960 yılında Robert Triffin (o günlerin Roubini'si) zaafa dikkat çekti. USD'nin altını karşılama oranı % 22'ye kadar düştükten sonra 1971'de Nixon, Vietnam savaşı sırasında enflasyonun da yükselmesiyle sistemi bitirdi. I. Bretton Woods bu şekilde sona erdi.
II. Bretton Woods'un isim babaları Deutsche Bank ekonomistleri Garber, Dooley ve Landau'ydu. Sistemi esasen ''win-win situation'' şeklinde açıklıyorlardı. ABD cari açık veriyor ve bu açığı karşılamak için tahvil basıyor, Asya ülkeleri ise bu tahvilleri alıp faiz kazancı elde ediyorlardı. Böylece bütçe açığı düşük maliyetle finanse ediliyor ABD yöneticileri de bol bol hükümet harcaması yapabiliyordu, vergileri düşürüp vatandaşlarına da Asyalıların biriktirdiği paraları harcama şansı veriyorlardı. Asyalılar ise düşük para birimi rejimleriyle ucuza mal üretip, istihdam sağlayıp bu malları satabiliyorlardı. Dünyada yaşayan insanların birikimlerinin % 80'ini absorbe eden ve karşılığında onlara ''kağıt'' veren ABD 2003 yılında 530 milyar USD, 2005 yılında 805 milyar USD cari açık verdi. 2007 yılına gelindiğinde cari açık GSYİH'nın % 6,3 üne erişti. Sonrasını biliyorsunuz PUF ve rüyadan uyanıldı. Zaten harcama karşılığında basılıp ihraç edilen ve başa bela olan kağıtlardan daha fazla basılarak krizin etkisi azaltılmaya çalışıldı.
Amerikan tahvili olarak sadece Çin'in elindeki miktar 1 trilyon doların üzerindedir, nakit olarak tutulan USD dünya rezervinin yarıdan fazlası Asya Merkez Bankalarındadır. Çin Renminbi'si ya da Japon Yeni'nin değer kazanması ellerinde tuttukları USD ve bu bazlı stokların değerini eritecektir. Ellerindeki rezervlerden kurtulmaları kısa vadede hiç mümkün görünmemektedir. Doların değerinin Çin para birimi karşısında 1/3 oranında değer kaybetmesi bu ülkenin GSYİH 'sının % 10 gerilemesi anlamına gelmektedir.
Sonuç olarak şu soruyu soralım, Bretton Woods III olur mu? Dünya insanları ABD'yi bir daha finanse edip biriktirdiği paralarla kendi kendilerini vurur mu? Yeni bir sistem ihtiyacını tüm ekonomistler dile getirmektedir. Robert Reich, Stiglitz, Krugman vb. kişiler ama açık açık ama üstü kapalı bu konuya değinmektedirler. Dikkat edilmesi gereken nokta şudur, HİÇ BİR ŞEY DAHA BİTMEDİ.