Bravo bankalara, aferin KOBİ'lere
Son yıllarda banka kredileri içersinde KOBİ'lere verilen kredilerin payı yüzde 4'lerden yüzde 22.7'lere 151 milyar liraya yükselmiş durumda. O nedenle buna yol açan politikaları için bankalara "Bravo" diyorum. Daha yakın geçmişe kadar, zihni modellerini "Ben banka kredisi kullanmam öz sermayemle iş yaparım" diye ortaya koyan KOBİ yöneticilerine de bu düşüncelerini değiştirip, daha çok kredi kullanmaya yöneldikleri için "Aferin" diyorum. KOBİ'lerimizin büyümesi üretimde ithal girdiyi azaltacak, dış açığın ve cari açığın frenlenmesine yol açacaktır. Bu bravo ve aferin bu sonucu getireceği için de önemlidir.
Yıllar boyu ülkemizde KOBİ'lerin "Öz sermaye iyi büyümeyle övünüp, banka kredisinden uzak" durmasının büyümelerinin önünde fren olduğunu, "Banka kredi kaldıracını kullanmaları gerektiğini" yazdık. Bankaların da "Sadece klasik teminatlara dayanmayan kredi değerlendirmeleriyle KOBİ'lere destek projeleri geliştirmelerini" önerdik.
Biz bunu yaparken 1990'lı yılların başlarında KOBİ'lerin toplam krediler içersindeki payları yüzde 4'ler seviyesindeydi. Arkadaşımız Naki Bakır'ın haberinde yer alan rakamlar son 20 yılda gelinen seviyi önemli artışı gösteriyor. Ve "Bravo bankalara KOBİ'leri keşfetmişler", "Aferin KOBİ'lere banka kredisini kullanmayı öğrenmişler" dedirtiyor. 2006 yılından bu yana KOBİ'ler tarafından kullanılan toplam kredi 59 milyar liradan 151 milyar liraya yükselirken 2.5 kat artmış durumda.
Bankaların toplam kredileri 665 milyara ulaşırken bunun 151 milyarlık yüzde 22.7'lik bölümünü KOBİ kredileri oluşturuyor. KOBİ kredilerinin bir başka özelliği de kredi ödemeye sadakati gösteren rakamlar. 2006 yılında toplam KOBİ kredilerinin içersinde takipteki kredilerin oranı yüzde 2.7 iken, bu oran kriz döneminde 2009'da yüzde 8.2'lere kadar yükselmişken, 2011 Ekim ayında yüzde 3.2'lere kadar gerilemiş durumda. 2006 yılında toplam krediler içinde takipteki kredi oranı 3.8, 2009 kriz döneminde yüzde 5.2'ye kadar yükselmişken, 2011 Ekim'in de yüzde 2.69 seviyesine gerilemiş durumda. Bu da bankalar açısından KOBİ'lerin kredi batıklarının toplam kredi batıklarına "Paralel" seyrettiğini gösteriyor. Bu nedenle önümüzdeki dönemde de hem bankaların KOBİ müşteri sayılarını, hem de toplam kredi içindeki paylarını artırmaları için çaba harcamalarına neden olacak bir tabloyu karşımıza çıkarıyor.
Naki Bakır'ın haberinde yer alan son yıl rakamları da bunu ortaya koyar nitelikte. 2009 yılında 7 milyar olan batık KOBİ kredi miktarı 2010 yılında 6 milyara gerilemiş bu yılsonunda da 5 milyara düşmesi bekleniyor. Buna karşın bankalardan kredi kullanan KOBİ nitelikli müşteri sayısı sürekli olarak artıyor. Bu yılın ilk 9 ayında kredi kullanan KOBİ sayısı 74 bin artışla 1 milyon 124 bine kadar ulaşmış durumda. gayri nakti kredi kullanımı ile bu sayı 1 milyon 910'a ulaşıyor. Hem banka kredisi kullanan KOBİ sayısında artış, hem de kredi kullanımında artış gözlüyoruz. KOBİ'ler bankaların kredi müşterileri içersine sayılarını ve paylarını artırırlarken, diğer kredi müşterilerinden büyüklerden önemli ayrışma da göstermiyorlar.
Bir KOBİ'nin kendi öz kaynağıyla büyüme katsayısı 2-3 katlar seviyesindeyken, dış kaynak banka kredisi ile büyüme katsayısı 6-8 kat seviyesine yükseliyor. Türkiye'de KOBİ'lerin neredeyse yüzde 90'ının 1-9 işçi çalıştıran mikro firmalar olmaları öz kaynak yanında kredi kullanarak büyümeye yönelmeye ne kadar ihtiyaçları olduğunu gösteriyor. Ayrıca, üretimimiz içersinde ithal aramalının azaltılmasına ihtiyacımız olduğu da biliniyor. Hem dış ticaret açığımızı hem cari açığı azaltmak için bizim KOBİ'lerimizin işbirlikleri, ortaklıklarla büyüyerek uluslar arası rakipleriyle rekabetlerini azaltabilmelerinin önemi çok büyük. O nedenle KOBİ'lerin kredi kullanarak daha hızlı bir büyüme dönemine girmeleri ve rekabetçiliklerini artırabilmelerinin önemi çok büyüktür. Bu yüzden kredi kullanmak isteyen KOBİ'lerin çoğalmasına "Aferin" derken, onlara verdikleri kredilerin oranını toplam krediler içersinde hızla artıran bankalara da "Bravo" diyorum.