Böyle gitmez!..
Finansal piyasaların fiyatladığı beklentiler ile iç talep ve ihracata yönelik beklentiler arasındaki büyük çelişki geleceğe yönelik belirsizliği artırıyor. Zira gerek Türk Lirası'ndaki değerlenme ve gerekse iyice olumsuzlaşan küresel koşullar nedeniyle yerli üretimin rekabet gücü azalıyor, faaliyet gelirleri erimeye devam ediyor: Sonuçta dış ticaret hacmi ile birlikte ihracatta daralıyor. Rekabet koşullarına bağlı faaliyet gelirlerinin erimesi, gelir dağılımının aşırı; düzeyde bozuk olması ve olumsuzluğun artmasının yanı sıra tasarruf eğiliminin negatif oluşu iç talebin dalgalı bir şekilde azalmaya devam edeceği beklentisini güçlendiriyor. Hal böyle olunca iç talep ve ihracata ilişkin beklentiler finansal piyasalardaki yapay görüntü ile uyuşmuyor.
İhracat ve iç talebin zayıfladığı bir ekonomide büyümenin olmaması, işsizliğin artması ve istikrarsız fiyat hareketleri yaşanması olasılığı yüksektir. Böyle bir ekonomide yapısal sorunlar oluşur veya mevcut olanlar kaçınılmaz olarak ağırlaşır: Borç alacak zinciri kırılır, bütçe açığı ve kamu finansman ihtiyacı büyür, sorunlu krediler artar. Başka bir deyişle reel kesimin sorunlu olduğu bir ekonomide mali kesim ve kamunun güçlü kalması, finansal piyasaların iyimser bir görüntü sergilemesi ve bunun kalıcı olması mümkün olmaz. Konuya tersten bakarak, finansal piyasalardaki ve mali sektördeki olumlu görüntüye bakarak kamu kesiminin de düzeleceği, iç talep ve ihracatın yeniden artışa geçeceği varsayımı ile bu çelişki geçiştirilemez. Finansal balonların yarattığı refah etkisi bir süre enflasyon yaratabilir ancak gelir dağılımı ve rekabet koşulları olumsuzlaşıp, faaliyet gelirleri eridikçe gerçekler açığa çıkar.
Kamu kesimi ve mali sektör açısından iç talebin ve ihracatın artması hayati önemdedir. Ülkemizde vergi gelirleri yüzde 70'i aşan kısmı harcamalardan alınmaktadır ve iç talep daralmasının doğal sonucu kamu dengesinin süratle kötüleşmesidir. Kamu borç senetlerinin büyük kısmını da portföyünde tutan mali sektör ve finansal piyasalarında aynı yönde eğilim sergilemesi kaçınılmazdır. İhracat artışı da hem yarattığı istihdam ve üretim artışı ile iç talebi destekler hem de dış finansman imkanlarını çeşitlendirerek artırır.
2003-2008 döneminde, ülkemizde uygulanan politikaların doğal sonucu ihracat ve iç talebin daralması idi. Fakat küresel düzeydeki likidite bolluğu, inşaat sektörünün aşırı zorlanması ve bireysel kredilerin dengesiz bir şekilde zorlanması ihracat ve iç talebi yapay olarak yükseltti. Küresel krizle birlekte iç talep ve ihracat anormal bir hızla daraldı. Bu dönemde faaliyet gelirlerindeki erime hızlandı, gelir dağılımı ve rekabet koşulları iyice bozuldu; kullandırılan kredilerin kalitesi, iç talep daraldıkça açığa çıkmaya başladı. Bundan sonrası için küresel likidite eskisi gibi bol ve gelişmiş ekonomilerin pazarı eskisi gibi hacimli olamayacak. Fakat Çin, Hindistan gibi ekonomilerin ihracat için hızla yeni kapasiteleri devreye sokması küresel pazardaki rekabet koşullarını ağırlaştıracak; hem de petrol gibi hammadde ve zorunlu ihtiyaç maddesi fiyatlarının yükselerek küresel talebi daralttığı bir dönemde...
İhracatta miktar artar iken yaratılan katma değer azalıyordu; artık öyle olmayacak, miktarda katma değerin yönüne göre hareket sergileyecek. İç talep daha önce alınmış borçların geri ödemesindeki zorluk, yükselen zorunlu ihtiyaç maddesi fiyatları ve azalan gelirler nedeniyle gerileyecek. İhracat ve iç talepteki bu eğilimler mali sektör ve kamu kesiminin durumunu olumsuzlaştıracak, finansal piyasaların bu eğilimler üzerindeki etkisi azalacak, yatırımcı ilgisindeki çöküş nedeniyle olduğu gibi görünme zorunluluğu gündeme gelecek!
İç talep ve ihracat ile finansal piyasalardaki görünüm farklılığına bağlı çelişkiler de artıyor; yabancılar artık ülkemizde banka almaya pek istekli değil ve gelenlerin bir kısmı pişman, fakat banka hisseleri ne hikmetse yükseliyor! Mali sektör kredi vermeye istekli değil, ama açığın artacağını bile bile kamu kesimini Merkez Bankası'nın da yardımı ile fonlamak zorunda kalıyor!.. Mali önlemlerin iç talep ve ihracatı, olumsuz etkileyeceği de biliniyor!..