Boydak'ın TMSF’ye devri konusunda hukukçuların değerlendirmesi
Boydak Holding’in bazı şirketlerine 18 Ağustos günü FETÖ’ye mali yardım yaptığı iddiasıyla kayyum atanmasından sonra, son yayınlanan KHK’ya dayanarak Holdingin 4.7 milyar cirolu, 14 şirketinin 14 bin çalışanıyla TMSF’ye devredilmesi kararı verildi.
Bu konuda Anayasa ve Ticaret hukukçularıyla konuşarak değerlendirmelerini aldım. Holdingin şirketlerinin daha önce devredildiği kayyumdan alınıp TMSF’ye devredilmesini olumlu buldular. TMSF’nin daha önce fona devredilen 14 bankanın tasfiye işlemini yürüttüğü için kadrosu ve tecrübesi olduğunu söylediler. Ayrıca, olağanüstü dönemde KHK uygulamalarıyla bu yola gidilmesi önünde iç hukuk açısınan bir engel olmadığı konusunda da görüş bildirdiler.
Buna karşılık, iki problemin ortaya çıkabileceğini belirttiler. Bunlardan birinin “Henüz kanıtlanmış bir suçun olmadığı, devir işleminin savcının iddianamesine dayanarak sulh ceza hakimi kararıyla yapıldığını, şirketlerin sahiplerinin beraat etmeleri halinde geri dönüş konusunda pürüzler çıkabileceğini” söylediler.
İkinci problem olarak , “Bu şirketlerin fabrikalarının kurluşunun Fetullah Gülen ortada yokken, eski tarihlere dayandığını, şirket sahiplerinin FETÖ ile bağlantısı tespit edilse dahi, bu durumun hukuken soru işaretleri yaratabileceğini belirterek, bir mal varlığına el konulabilmesi için o mal varlığının suç geliriyle elde edilmiş olması gereğinin altını” çizdiler.
Her iki konunun da KHK kararlarının TBMM’den geçirileceği için iç hukuk açısından her hangi bir sakıncası olmasa da, el konan şirket sahiplerinin önce Anayasa Mahkemesi’ne kişisel başvuru haklarını kullanacaklarını, burada da sonuç alamazlarsa Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvurmaları halinde olayın çok farklı sonuçlar verebileceğini düşündüklerini ortaya koydular.
Gelişmenin nasıl olacağı soruma yanıt verirken,”Şimdi bu şirketler daha önce Çukurova, Toprak ve Uzan şirketlerinde olduğu gibi TMSF tarafından ticari iktisadi bütünlük haline getirilip satışa hazırlanacaktır. Bu hazırlık döneminde TMSF yöneticileri bu şirketlerin organı haline getirilecektir. Ancak, burada da bir farklılık söz konusu, önceki kuruluşların satışa hazırlanmasının gerekçesinde devlete borçlulukları söz konusuydu. Bu örnekte o durum yok” yanıtını aldım.
Buna ek olarak şunu da söylediler:“ OHAL döneminin KHK’larıyla ileriye dönük etkili sonuç doğuracak işlem yapılmaması lazım. Bu açıdan bu şirketlerin yönetimi sürecinden ekonomik açıdan mutlaka zarar oluşacaktır.”
Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli dün Boydak Holding’in Türkiye Finans’ın küçük ortağı iken hisselerini hakim grup NCB’ye devretme kararını daha önce BDDK önerisiyle aldığını ve bu banka açısından sorun olmadığını açıkladı.
Boydak Holding’in TMSF’ye devri üzerine sosyal medyada daha önce bir kitapta yayınlanmış olan “FETÖ ile bağlantılı şirket kurum ve kuruluşların” listesine yer verilerek, bunların büyüklüğünün 170 milyar dolar ile Gayri Safi Milli Hasılamızın dörtte biri büyüklüğüne ulaştığı iddiasına yer verildi.
Bütün bu konularda acil davranılmaması, hukuk içersinde hareket edilerek, hem piyasalarda korkuya yol açılmaması, hem de el konulan şirketlerle ilgili ileride doğacak zararların önlenmesine dikkat edilmelidir. Ticarat ve Anayasa hukukçusu dostlarımla yaptığım sohbetlerden size aktarabileceklerim bunlar...