Bossa'nın satışı Adana için de Sabancı Topluluğu için de önemli

Tevfik GÜNGÖR
Tevfik GÜNGÖR OLAYLARIN İÇİNDEN [email protected]

Bossa, (1) Adana'nın en güçlü markasıdır. (2) Sabancı Topluluğu'nun da gelişmesine kapı açan ilk ve en büyük tesisidir. (3) Türk tekstil sektörü için yenilikçi ve öncü bir kuruluştur.

Sabancı Topluluğu gelişme stratejisi çerçevesinde tekstil sektöründeki faaliyetlerini satma kararı aldığı için Bossa da satıldı.

Bu satış nedeniyle sayın okuyucularıma Bossa'nın kuruluş hikayesini aktarmak istiyorum.

Önce Bossa'nın büyüklüğü hakkında bilgi vereyim:

1951 yılında kurulan Bossa, 1.1 milyon metrekare alana yayılmış 4 üretim tesisi ve 2.800 personeli ile Türkiye'nin en büyük entegre tekstil kuruluşlarından biridir.

Bossa, 3 ana üretim grubunda faaliyet göstermektedir:

Denim ve spor giyim,

Dış giyim,

Gömleklik.

Yıllık 84,5 milyon metre terbiye üretim kapasitesi ile Bossa; iplik, dokuma, boyama ve terbiye prosesleriyle yüksek kalitede mamul kumaş üretmektedir

4 Üretim tesisi vardır:

(1) Dış Giyim İşletmeleri

Girne Bulvarı, Adana.

(2) Denim ve Spor Giyim İşletmeleri

Hacı Sabancı Organize Sanayi Bölgesi, Yakapınar, Adana.

(3) Gömleklik İşletmeleri

Mersin Yolu Üzeri, Adana.

(4) İplik Fabrikası

Aksu Mah. Adana Yolu Üzeri, Kahramanmaraş.

Sakıp Sabancı "İşte Hayatım" isimli kitabında Bossa'nın kuruluşunu şöyle anlatır:

"Babam, iplik ve bez fabrikasını tek başına değil, Bosnalılar'ın ortak olduğu "Basma Şirketi" bünyesinde gerçekleştirmeye kararlı idi.

Bosnalı Salih Efendi Adana'da eşraftan sayılırdı. Adananın önde gelen zenginlerindendi. Yedi kız, beş erkek çocuk sahibiydi.

22 bin dönüm toprağı vardı. Tarsus'ta bir iplik ve bir bez fabrikasına ortaktı ve Adana'da bir un ve çırçır fabrikası işletirdi. Pamuk ve buğday ticareti yapardı. Adana'daki un fabrikası 1948 yılında yandı. 1949 yılında Bosnalı Salih Efendi 78 yaşında öldü. Çocukları miras kavgasına düştü, varlığı tar-ü-mar eylediler.

Sadece 4 erkek kardeşin elinde birşeyler kalmıştı. Bosnalı Salih Efendi'nin ölümünden 11 yıl sonra, 1950 yılında babam Ömer, bu dört çocuğa ortaklık teklif etti.

Böylece yüzde elli, yüzde elli hisseli Bossa şirketi teşekkül etmiş oldu.

"Bossa" kelimesinin esası hakkında iki hikaye anlatılır. Bizim bildiğimize göre, babam o yıllarda sık sık "birlik olalım, sanayi sahasına atılalım" dermiş, BOSSA kelimesi cümledeki baş harfleri temsil edermiş.

Diğeri de şöyle; Ziraat Bankası Adana Şubesi Müdürlüğü'nden Akbank'a geçen Ziya Alaçam, isim babalığı yapmış. "Madem Bosnalı ailesi ile Sabancı ailesi ortaklık kuruyorsunuz. Bosnalılar'ın BOS'u ile, Sabancılar'ın SA'sını bir araya getirelim" demiş. (B.O.S.S.A.) kelimesini üretmiş.

Bossa iplik ve bez fabrikası için Türkiye Sınai Kalkınma Bankası'ndan kredi alındı. O yıllarda bankanın sermayesi 12.5 milyon lira ve bir projeye tahsis ettiği en büyük kredi 1.2 milyon lira idi. Bossa iplik ve bez tesisi projesini değerlendiren Dünya Bankası, bu projeye 5 milyon Türk Lirası karşılığı döviz kredisi verilmesini uygun gördü. Bankanın uzun yıllar genel müdürlüğünü yapan kıymetli bankacı Reşit Egeli "Bir defada bir firmaya 5 milyon lira kredi vermek, o günün şartlarında inanılamayacak bir işlemdi" demiştir bana sonraları.

1953 yılında babam, Fazlı Turgay'ı ve ortaklarından Bosnalı Salih Efendi'nin Amerika'da eğitim gören oğlu Sinan Bosna'yı yanına alarak İsviçre, İngiltere ve Almanya'ya makine pazarlığına gitti. Makineleri Fazlı Turgay seçer, babam da Sinan Bosna'nın tercümanlığı ile pazarlık edermiş.

Bossa'nın yapımı 1954 yılında tamamlandı.

Bossa fabrikası, %50-%50 ortaklık esasına dayanıyordu. Fabrika ilk yıllardan itibaren kar etmeye başladı. Bosnalılar'ın dört genç çocuğunun her yıl sonunda istekleri, karın ortaklar arasında dağıtımı idi. Oysa babam karın şirkette kalmasını, şirketin hızla güçlenmesini istiyordu. Bu arada paraya ihtiyacı olan ortaklarımızın hisselerinin bir kısmını satmak istediklerini duyduk.

O yıllarda, devlete ait Sümerbank Nazilli Fabrikası'ndan başka basma üreten kuruluş yoktu.

Biz Ruti tezgahlarımızda ürettiğimiz ham bezi İtalya'ya, Almanya'ya gönderiyor, o ülkelerde ham bez üzerine basma yaptırtıyor, Türkiye'ye getirip satıyorduk.

1959 yılında kendi tesislerimizde baskıya başladık. Hatalı oldu, düzelttik, öğrendik.

Biz karı sermayeye katıp işi daha büyütmek istiyorduk. Onlar ise aksine parayı dağıtalım diyorlardı. Bu anlayış farkından dolayı Bosnalılar %35.5'luk hisselerini de sattılar. Bossa hisselerinin tamamı Sabancı ailesine geçmiş oldu.

Sabancı Topluluğu'nda Bossa markası altında bir de Adana'nın ilk ve en büyük un fabrikası olan Bossa Un fabrikası vardı. Günümüzde yerleşim bölgeleri içinde kalan ve işlevini yitiren fabrika yıkıldı. Yerine Adana Hilton-SA inşa edildi. Otelin bahçesinde un fabrikası bacası hatıra olarak duruyor.

Bossa iplik ve bez fabrikasının faaliyete geçtiği alan da yerleşim bölgesi içinde kaldı. Çağdaş üretim için yetersiz hale geldi. Üretim başka tesislere taşındı. Bu fabrikanın arsası geçen yıl 20.5 milyon dolara satıldı. Yerine alışveriş merkezi yapılıyor.

Önemli olan (1) Bossa markasının yaşaması ve (2) Bossa tesislerinin verimli olarak çalışmayı sürdürmesidir.

Sabancı Topluluğu yöneticileri, Bossa markasını ve tesislerini alan yatırımcıya güvenlerini ifade etmektedir. Gözümüz arkada kalmayacak demektedir.

Duygusal bağlar, hisler önemlidir ama, günümüzde ekonomi bunların da önünde koşmaktadır. Ekonomi demek, sağlıklı üretim ve pazarlama demektir. Sağlıklı üretim olacak ki müesseseler yaşasın, gelişsin, istihdam imkanı sağlasın, gelir yaratsın.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
40 yılda ne değişti? 03 Ağustos 2018
Vizyon sahibi olmak 30 Temmuz 2018