Boş ahır, ‘kredi’ ödeyebilir mi?
Tarım Kredi Kooperatifleri Genel Müdürü Hüseyin Aydın özeleştiride bulunarak anlattı:
“İşin içine girince, tarımın, bankacılıktan baktığımız gibi olmadığını anladım…”
***
Aydın, olmaması gerekeni şöyle özetliyor:
“Kredi kullanacak çiftçiden, teminat olarak ‘üreteceği ürünü’ değil, bina/arsa/tarla istiyoruz…
Limiti de ‘üreteceği ürüne’ göre değil, o teminata göre belirliyoruz…
Örneğin bir hayvan yetiştiricisi:
Krediyi alıyor ve ahır yapımına başlıyor…
Ahır yapımını tamamladığında, kredi limiti dolmuş olanlar olabiliyor…
Ve kredi kesiliyor…
Nasıl ödeyecek aldığı krediyi o çiftçi?
Boş ahır ile mi?”
***
Olması gerekene de dikkat çekiyor:
“Kredi gibi kaldıraçlar kullanmadan, büyük ölçekli işler yapmak mümkün değil…
Dünyanın en büyük şirketleri dahi o kaldıracı kullanır…
Ve…
Sektörel olarak bilgisiz olan:
Ne ‘kredi veren’ ne de ‘kredi alan’ tarafta olmalıdır…”
***
(Aydın’ın tespit ve önerilerini yarın yazacağım)
VELHASIL
Aydın’ın özetlediği bankacı/üretici arasındaki bu kısır döngünün, sanayiden tarıma tüm üretim alanlarımızın ve hatta bankacılık sistemimizin gelişememesinde payı var…
***
Aynı örnekle devam edelim…
Milli servet harcanarak inşa edilen bir ahırın içinde hayvan;
Hayvanın önünde yem, onunla ilgilenecek çalışan;
Süt sağıldıktan sonra, o sütü koruyabilecek bir donanım ve/veya o sütü yoğurda/peynire veya süt tozuna çevirebilecek ve son ürünleri pazarlayabilecek bir yapı ile “hayvancılık yapan kişi” para kazanabilir, aldığı kredi ile katma değer yaratıp işini büyütebilir, kredi verene kazandırabilir ve ülkenin kalkınmasına katalizör olabilir…
***
Ahırı olup parası kalmayan, olan varlığını da teminata bağlayan kişi üretim/ülkesi için ne yapabilir?
Ahır yapımı kadar kredi veren, sonrasında yardım etmeyen yapı üretime/ülkesine ne kazandırabilir?