Borussia Dortmund küllerinden yeniden doğdu

Tuğrul AKŞAR
Tuğrul AKŞAR EKO-SPOR [email protected]

Haftalardır Alman futbol ligi Bundesliga'da fırtına gibi esen bir takım var. Her ne kadar son maçta deplasmanda Frankfurt'a 1-0 kaybetseler de, tüm dünya onları taktir ve ilgiyle izliyor. Oynadıkları futbol, aldıkları sonuçlar ve mütevazı kadrolarıyla çoğu ülke takımı tarafından da büyük bir olasılıkla rol model olarak kabul edilip, örnek alınıyorlardır. Hepinizin yakından tanıdığı üzere bu takım Borussia Dortmund. Bu seneki çıkışlarıyla adeta küllerinden yeniden doğdular. Oynadıkları 17 maçta 14 galibiyet aldılar, bir maçta berabere kalıp, 2 maçı da kaybettiler. Son maçtan bir puan daha çıkartabilseler Bayern Münih'in tarihi rekoru olan ilk yarının sonunda toplanan 44 puana ulaşıp bu rekoru egale edeceklerdi. Ama olmadı. Ancak Dortmund ligin ikinci yarısında da yoluna devam edecekmiş gibi görünüyor.

Borussia Dortmund

Tam isim Ballspiel-Verein Borussia 1909 e. V. Dortmund

Renkler Sarı-Siyah

Kuruluş 19 Aralık 1909

Stadyum Signal Iduna (eski adı :Westfalen Stadyum)

Kapasite 81.264

Başkan Dr. Reinhard Rauball

Teknik direktör Jürgen Klopp

Lig Bundesliga

2009-10 Bundesliga, 5.

Resmî site bvb.de

Ulusal başarıları

" Alman Ligi Şampiyonluğu: 6 kez

1955-56, 1956-57, 1962-63, 1994-95, 1995-96, 2001-02

" Alman Federasyon Kupası: 2 kez

1964-65, 1988-89

" Alman Supercup: 4 kez

1989, 1995, 1996, 2008

Uluslararası başarılar

" UEFA Şampiyonlar Ligi: 1 kez

1997

" Avrupa Kupa Galipleri Kupası : 1 kez

1966

" Kıtalararası Kulüp Şampiyonluğu: 1 kez

1997

Genç takımlar başarısı

" 19 Yaş altı Bundesliga Şampiyonluğu: 5 kez

1994, 1995, 1996, 1997, 1998

" 17 Yaş altı Bundesliga Şampiyonluğu : 4 kez

1984, 1993, 1996, 1998

" 19 Yaş altı Batı Bundesliga Şampiyonluğu : 1 kez

2009

" 17 Yaş altı Batı Bundesliga şampiyonluğu: 1 kez

2008

1909'da kuruldu

Ballspiel-Verein Borussia 1909 e.V. Dortmund kısaca BVB şeklinde bilinen Borussia Dordmund, adından anlaşılacağı üzere Almanya'nın Dortmund şehrinde 1909 yılında kuruldu.

Diğer branşları yanında en çok futboldaki başarılarıyla tanındı. Alman futbolunun en başarılı kulüplerinden birisi olarak değerlendiriliyor.  6 Alman şampiyonluğu ve 1997 yılında kazandıkları Şampiyonlar Ligi Şampiyonluğu onlara sadece Almanya'da değil tüm Avrupa ve dünyada haklı olarak bir popülarite sağladı.

Seksen bin kişilik stata sahipler

Etkileyici ve rakip takımı baskı altına alan eski adıyla Westfalenstadion yeni adıyla Signal Iduna Stadyumu 81.264 kişilik kapasitesiyle Almanya'daki en büyük stadyum olarak göze çarpıyor. Ancak esas önemli olan nokta ise Dortmund'un neredeyse her maçını ortalama 80.000'e yakın kişiye oynaması ve yakaladıkları bu seyirci ortalamasıyla Avrupa'nın bir numaralı kulübü olmaları… Aşağıdaki tablo bu durumu somut olarak gözler önüne seriyor. 2009/10 sezonunu ortalama 77.245 ortalama seyirciye oynayan Dordmund bu sayede elde ettiği 23.1 milyon euroluk bilet satışıyla Avrupa'nın en fazla bilet geliri elde eden kulüplerinden birisi olarak karşımıza çıkıyor ve bu gelir toplam gelirinin yüzde 21'ini oluşturuyor.

Sıra Bundesliga'da yıllar itibariyle ortalama en yüksek seyirciye sahip ilk beş kulüp

  Kulüp 2007/08 2008/09 2009/10

1 Borussia Dortmund 72.500 74.830 77.245

2 Bayern Münih 69.000 69.000 69.000

3 Schalke 04 61.275 61.385 61.325

4 Hamburg SV 55.365 54.775 55.240

5 FC Köln 43.740 49.310 48.060

Gençlere her zaman önem veren bir kulüp

25.7 yıllık yaş ortalamasıyla Alman Bundesliga'da en genç kadroya sahip dokuz kulüpten birisi olan Dordmund'ta hatırlanacağı üzere Türk asıllı oyuncu Nuri Şahin de 2004-2005 sezonunda 16 yaşındayken ilk 11'de maça başlamış ve Bundesliga'da ilk 11'de forma giyen en genç oyuncu unvanını almıştı. Dordmund'un yine genç takımlarıyla  19 ve 17 yaş altı Bundesliga'da  aldığı şampiyonluklar bunu kanıtlıyor.

1990'lı altın yıllar

Her ne kadar Dortmund 1966 yılında Avrupa Kupa Galipleri Kupası'nı müzesine götürse de, onlar için gerçek çıkış yılları 1990'lı yıllardı. Nitekim, Borussia 1993 yılında UEFA Kupası finaline kadar yükselme başarısı gösterdi. O yıllarda çift bacaklı oynanan final maçlarında toplamda gol eşitliğinde altıya bir Juventus'un gerisine düşerek şampiyonluğu kaçırsalar da çok geçmeden 1996/97 sezonunda daha büyük bir başarıya imza atıp 1997 yılında Münih'te oynanan Şampiyonlar Ligi  finalinde bu kez Juve'yi 3-1 yenerek, hem rövanşı alıyorlar, hem de tarihlerinde  ilk kez en büyük kupayı kazanıyorlardı. O yıl gerçekten de hasat toplama zamanıydı ve Dortdmund Şampiyonlar Ligi şampiyonluğundan sonra Kıtalararası Şampiyonluk maçında Brezilya'nın Cruzeiro ekibini de 2-0 yenerek  1997 Intercontinental Cup'a ulaşmıştı.

Finalde kaybetti, borsada kazandı!

2001/02 sezonunu üstün bir başarıyla geçen Dordmund Bundesliga'da o yıl  altıncı ve son şampiyonluğuna ulaşırken, o sezon sonu tekrar UEFA Kupası'nda da finale yükselme başarısı gösterdi. UEFA Kupası'nda Hollanda'nın Feyenoord ekibine karşı Rotterdam'da final oynayan Dordmund bu maçta da üstün bir performans ortaya koymasına karşın, Van Hooijdonk, Tomasson  ve Koller'in gollerine engel olamamış, Amoroso'nun kaydettiği tek Dordmund golüyle finali 3-1 kaybemişti.

Ancak bu final ve 2001/2002 sezonunda Bundesliga'da ulaşılan şampiyonluk onlar için bir dönemin de başlangıcı oldu. Dordmund Alman futbol tarihinde bir ilke imza atarak, borsaya açılma kararı verdi ve bu şekilde sezon sonunda Alman Frankfurt borsasına kote ilk ve tek kulüp olarak tarihe geçti.

İyi yönetilemeyen Dordmund krize girdi

Nitekim Business Week'in  yaptığı analize göre Dordmund'da  yolunda gitmeyen bir takım yanlışlıklar vardı ve bunlardan en önemlisi özellikle futbolculara ödenen maaş ve ücretler ile primlerde yaşanılan çok önemli artışlar ve transferlere delicesine akıtılan milyon dolarlardı. Nitekim bu kapsamda Borussia Dortmund Avrupa'da oyuncularına en fazla maaş, ücret ve prim ödeyen kulüplerin başında geliyordu. 1996/97 Şampiyonlar Ligi'ni kazanan Dortmund'un 2001 yılında da Şampiyonlar Ligi'nde Kupa'ya uzanabilmek için 31 milyon dolar bedelle Marcio Amoroso'yu renklerine bağlaması, Avrupa'da büyük bir sükse yaratmıştı. Ancak kendisinden çok şey beklenen Amoroso, beklenmeyen bir sakatlık nedeniyle uzunca süre takımdan ayrı kalmış ve bir süre sonra da gözden düşmüştü. O sezon Şampiyonlar Ligi'nden de elenen Dortmund yaklaşık 62 milyon dolarlık bir gelir kaybıyla karşı karşıya kalmış ve toplam gelirinin yaklaşık yüzde 38'ini yitirmiş ve sezon sonunda kulüp sezonu 35 milyon zararla kapattığını anons etmişti. 

Sportif  başarı gelmeyince hisse de düştü

Bundesliga'da en son 2001/02 sezonunda kazanılan şampiyonluktan sonra bir daha Şampiyonluğa ulaşamayan Dortmund 2002/03 sezonunda gösterilen üçüncülük performansından sonra adeta serbest düşüşe geçti.

Dordmund'un 2002/03 sezonunda şampiyon olarak direkt katıldığı Şampiyonlar Ligi grubundan çıkamaması, onları büyük bir yıkıma götüren başlangıcın da ilk adımını oluşturdu. Yaptığı büyük yatırımlardan bir türlü istenilen sonuca ulaşamayan Dordmund 2005 yılında,  yaşadığı krizin zirvesine çıkmıştı. O sezon yaklaşık 11 euroya kadar yükselen hisse bu dönemde %80 değer yitirdi. Sportif performanstaki yetersizlik onları çok şiddetli önlemler almaya itti ve bu dönemde oyuncuların maaşlarında %20 kısıntıya gidildi.

2009/10 sezonunun Bundesliga'da beşinci sırada tamamlanması, hissenin yukarı yönlenmesine de olanak sağladı.

Yeniden başlayan yükseliş dönemi

Dordmun'un borsaya kote olduktan sonra ulaştığı parasal olanakları yeterince iyi ve verimli değerlendirememesi onları önemli bir finansal krize sürüklemişti ve neredeyse kulüp 2005 yılında iflas noktasına gelmişti. Kulübün her ne kadar gelirlerinde dönemsel olarak önemli bir büyüme kaydedildiyse de, masrafların kontrol altına alınamayışı ve banka kredilerinin getirdiği finansal sıkıntı kulübü ciddi nakit sıkışıklığına itmişti. Aynı zamanda borsaya açılmış durumda bulunan Dordmund'un yasal olarak ta sermaye açığını kapaması gerekiyordu. Bu nedenle sürekli, sermaye arayışına giden kulüp ortaklık yapısında bazı değişikliklere yönelerek kendisine yeni öz kaynaklar buldu.

Kulübün gelirleri arttı ama giderleri de!

Kutlu Merih'in saptadığı "Bir futbol kulübünün gelirleri arttıkça, giderleri de artar ve verimlilik düşmeye başlar" temel paradoksu burada da kendisini gösteriyor. Kulübün gelirleri 2006 yılından sonra önemli miktarda artmasına karşın giderler de çok önemli boyutlara geldi ve bugünkü finansal durum itibariyle kulübün bütçe ve nakit açığı halen devam ediyor. Kulübün gelirlerindeki gelişim aşağıda gösteriliyor.

Borussia Dortmund'un 2005/2009 arası gelirlerinin gelişimi (milyon euro)

Jürgen Klopp ile seyirci sayısı arttı, gelirler de…

Gelirlerin artması finansal yapıdaki bazı olumlu gelişmelere neden olduysa da hala finansal yapıda kulübü rahatlatacak bazı gelişmelere daha ihtiyaç bulunuyor. Ancak bugünkü durum geçmişle kıyaslanmayacak kadar farklı ve olumlu yönde ilerliyor. 

Borussia Dordmund'un son finansal göstergeleri aşağıdaki tabloyla dikkatlerinize sunuluyor. Yukarıdaki tablodan da görülebileceği üzere Dortmund'un gelirlerinde esas önemli artış 2007 yılından itibaren başladı ve bir sene sonra gelirler 110 milyon Euro'ya kadar yükseldi.

2008/09 İtibariyle Dortmund'un Gelirlerinin Bileşimi

  Milyon Euro Payı(%)

Maç Günü Geliri 23,1 21

Naklen yayın Geliri 24,2 22

Sponsorluk Gelirleri 37,4 34

Transfer Geliri 12,1 11

Logolu ürün satış geliri 13,2 12

Toplam 110 100

Bunda şüphesiz ki, kulübün yaptığı önemli bir hamlenin önemli rolü bulunuyordu. Bir yandan bu sezonda  alt yapıdan gelen oyuncuların A takıma yükselerek önemli performans sergilemelerinin (Bunların başında ise Türk oyuncu Nuri Şahin geliyordu) yanı sıra, 2008/09 sezonunda kulüp taraftarla arası çok iyi olan ve 4 yıl süreyle TV'de Milli Takım yorumculuğu yaparak tüm Almanların beğenisini kazanan Mainz'dan ayrılan Jürgen Klopp ile anlaşmaya vardı. Bu sayede 72.500 civarında olan seyirci sayısı da 77.250'ye kadar yükseldi. "Menecerliğe ise kulübün alt yapısından yetişen eski oyuncu Miachael Zorc getirildi. Klopp göreve gelir gelmez takıma hemen damgasını vurdu. İlk sezonunda 5'inciliği son haftada Hamburg'a kaptıran Dortmund geçen sezon bu defa ligi 5'inci olarak bitirerek yeniden Avrupa sahnesine çıkma fırsatı yakaladı." (Hüseyin Özkök, www.futbolekonomi.com) Bu gelişme Dortmund'un parasal gelirinde de önemli bir gelişime neden oldu.

Kulübün gelirlerindeki bu olumlu gelişim, Dortmund'un 2009 finansallarına da olumlu etki yaptı. Özkaynakları 98.1 milyon euroya yükselirken, faaliyetlerinden 10.5 milyon euro kar etti.  Ancak diğer giderler ve finans maliyetleri de dikkate alındığında Dortmund 2008/09 sezonunu 2.9 milyon zararla kapattı. Geçmişten gelen zararlar da dikkate alındığında birikimli zarar 3.8 milyon euroya ulaşmış görünüyor. Kulüp yarattığı gelirle giderlerini henüz karşılayacak düzeye gelemedi. Buna karşın borsada işlem gören birim hisse fiyatı 2.49 euro olarak gerçekleşirken, piyasa değeri de geçen hafta itibariyle 152 milyon Euro'ya kadar yükseldi. Banka borcu ise 26.7 milyon euro olarak hala kontrol edilebilir düzeyde görünüyor. 

Sonuç

Alman Bundesliga'yı son haftalardır kasıp kavuran ve topladığı 43 puanla ilk yarıyı lider tamamlayan, bu performansıyla taraflı tarafsız herkesin taktirini kazanan Borussia içinde bulunduğu finansal sıkıntılar nedeniyle 2004-05 sezonunda iflasa kadar uzanan bir çıkmaz yola girmişti. Bu olumsuzluk kulübün sportif performansını da derinden etkilemiş ve Bundesliga'da bir varlık gösterememişlerdi. Ancak daha sonradan kulübün aldığı bazı yönetsel kararlar katı bir şekilde uygulandı. Transferlerde kesinlikle yıldız satın alma politikasından vazgeçildi ve altyapıya, gençlere yönelindi. Bunun yanı sıra takım içi dengeleri bozmayacak bir ücret ve maaş politikasına geçildi. Bu sayede takım içi maliyetler minimize edildi. Takımın en değerli oyuncusu Nuri Şahin'in yıllık 350 bin Euro'ya oynadığını söylersem, sanırım konu daha net olarak ortaya çıkacaktır. Takımın başına herkesin sevdiği ve kulübe yeniden heyecan verecek, güven yenileyebilecek, tribüne ilave taraftar çekebilecek popüler ama yerli bir hoca getirildi.  Yönetsel kısımda aynı zamanda kulübün özellikle kurumsal yönetim ve şeffaflığına çok önem verilerek, kulüp içi yeni düzenlemelere gidildi. Başarısız bulunan ve kulüpte yaklaşım yüzde sekize yakın hissesi bulunan başkan Gerd Niebaum ve menacer Michael 2004 yılında başkanlıktan, 2005 yılında ise şirket yönetiminden ayrıldı.  "Kulüp başkanlığına Galatasaray'ı Neuchatel davasında savunan Reinhard Rauball gelirken, Hans-Joachim Watzke de kulübe ait futbol şirketinin başkanı oldu. Watzke göreve gelir gelmez kulübün küçülmesine ve yeniden öz kaynaklara dönülmesine karar verdi. Ayrıca sermayenin sürekli artırımı ve stadyumun geri alınmasının yanı sıra Morgan Stanley'den alınan destek ile borçlar azalmaya başladı. Bunların sonucunda öz sermayedeki pay % 34,5'a kadar yükseldi ve Dortmund kulübü yeniden sağlıklı bir temel üzerine oturtuldu. Bu süreçte yeni yıldız genç oyuncular da çıkmaya başladı. " (Hüseyin Özkök, www.futbolekonomi.com)

İdari yapılanmanın yanı sıra artan sermaye desteği ile banka borçlarının çok önemli bir kısmının ödenmesi kulüp üzerindeki finans baskısını ortadan kaldırdı. Vadesi gelen borçların yaklaşık yüzde 85'i ise beş ila on yıllık bir ortalama vade ile yeniden yapılandırıldı. Bu yapılırken, finans maliyeti de aşağı çekildi. Ancak kulübün aldığı mali önlemleri destekleyen en önemli politika kulübün yıldız transferi için bütçesini heba etmemesiydi. Tüm bu idari ve finansal yapılanma, bir yandan kulübün sportif anlamda önünü açarken, parasal gelirlerinde de önemli artışlara yol açtı. Bu şekilde kulübün mali borçları 118 milyon Euro'dan 26,7 milyon Euro'ya kadar geriledi.

Bugün Borussia Dortmund Bundesliga'yı sezon sonunda olur da şampiyon olarak bitiremese bile, son altı-yedi yılda çok önemli hamleler yaptı ki, bu hamleler onları hem Avrupa'da hem de Almanya'da kesinlikle eski günlerine götürecektir. Önemli olan bu sağlıklı yapıya Dortmund gibi yeniden kavuşabilmektir. Yeniden küllerinden doğabilmek için bu süreçte sabır edebilmek ve alt yapıdan oyuncular çıkartabilmek, yeniden tavizsiz bir yapılanmaya gidebilmek çok önemli görünüyor. Bunu Dortmund yaptı. Neden bizim kulüplerimiz yapamasınlar ki? Bugün finansal sıkıntı ve sportif başarısızlık içinde bulunan bazı kulüplerimizin Dortmund'un yeniden yapılanmasından alacağı çok önemli dersler bulunuyor. Tabi ki, anlayana…

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar