Borsanın problemi ve çözüm
UZMAN GÖRÜŞÜ / Kemal Doğancalı Borsanın en önemli problemini içinde bulunduğumuz son yıllarda yaşıyoruz. 23 yıllık geçmişi olan borsamızda, başlangıçtan itibaren arka arkaya üç borsa başkanına danışmanlık yapmış ve gazetemizde de borsa yorumları yazıları yazmış bir kişi olarak borsamızda halen Türk yatırımcılarının azalmasını ve yabancıların payının artmasını beklenmeyen bir sonuç olarak görüyoruz. Bunun zamanla borsada işlem gören şirketlerin hisse senetlerinin tamamını ele geçirecek yabancı sermaye yönetiminin yaratacağı gelişmelerin ülkemiz yararına olmayacağı ve o şirketlerimizin yabancı yönetimi dolayısıyla borsadan da çıkarak yabancı çıkarları lehine hareket edebileceği kanısındayız. Geçmişe bakalım, Cumhuriyet'in kuruluşu ile başlattığı ekonomik kalkınma, yeniden kurulan Türk bankaları ile o sıralar çok varlıklı olmayan Türk halkının küçük tasarruflarının Türk bankalarına yatırılmasının teşvikiyle sağlandı. O paralar yıllık yüzde 7 gibi çok düşük bir faizle şirektlerimize kredi olarak verildi. Ülkemiz böylece gelişti. Son 23 yıldır kurulan borsamızın amacı da küçük tasarrufları şirketlere ortak olmaya teşvik ederek hem ülke kalkınmasını sağlamak, hem de yerli yatırımcılara en iyi bir yatırım aracını sunmak ve ortağı olduğu şirketle iftihar etmesini sağlamak oldu. Borsanın kuruluşunda her yapılacak bir yıl evvelki kârın dağıtılması sırasında şirketlerin büyük ortaklarının yetkilerini kullanarak kâr dağıtımını kısıtlamaması için dağıtılabilir kârın yüzde ellisinin ortaklara dağıtılma mecburiyeti kondu. Bu da borsanın süratle gelişmesini ve yerli yatırımcıların en önemli yatırım aracı olarak borsayı seçmelerini sağladı. Şimdi borsanın ülkemiz yararına ve kuruluş amacına uygun olarak gelişmesi için tekrar yüzde elli temettü dağıtma mecburiyetinin getirilmesini ve halkımızın tekrar borsaya yönelmesi sağlanarak borsanın canlanmasını ve yabancılara sağlanan vergi muafiyetlerinin de kaldırılarak şirketlerimizi ele geçirmelerinin her yönüyle önlenmesini SPK'dan bekliyoruz.